HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ HDP'nin, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun iptali ve yürürlüğünün durdurulmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvurunun reddedilmesiyle ilgili olarak, " Anayasa Mahkemesi anayasaya aykırı bir hareketi onaylamak konusunda olumsuz ve tarihsel bir yanlışa imza atmıştır" diye konuştu.

Figen Yüksekdağ, Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım için mezarları başında düzenlenen anma programına katıldı. Yüksekdağ, Savaş Buldan'ın eşi ve aynı zamanda TBMM Başkanvekili Pervin Buldan ile HDP milletvekillerinin katılımıyla Avcılar Mezarlığı'nda düzenlenen törenin sonunda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yüksekdağ şunları söyledi:

"Anayasaya aykırı bir yasa değişikliği hareketine bizlerin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi başlı başına anayasanın ruhuna da aykırıdır. Ne yazık ki Türkiye'de bugün hukuk sistemi ve anayasal düzen berhava edilmiş durumda. Mecliste dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla geçici anayasa oylandı. Bizler muhalefet partisi başta olmak üzere çok net olarak şunu ifade ettik; 'bu, anayasanın ruhuna aykıdır. Anayasada güvence altına alınan siyaset yapma hakkına dönük bir müdahaledir. Bu bir darbe hareketidir' dedik. Bugün bu darbe hareketi Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş, boyun eğilmiş görünüyor.

"Kararı çok şaşırtıcı değil"

Anayasa Mahkemesi'nden çıkan kararı çok yadırgamadıklarını vurgulayan Figen Yüksekdağ, "Türkiye'de bağımsız olması gereken yargı mekanizmaları eğer 'ben anayasayı tanımıyorum, yasaları ve yargıyı tanımıyorum' diyen Cumhurbaşkanı'nın yanında dizilip siyasi pozisyon alıyorsa Anayasa Mahkemesi'nin kararı da çok şaşırtıcı değil. Bugün yargı mekanizması toplum güvenirliğini yitirmiştir. Bizim açımızdan başvurumuzun reddedilmesi duruşumuzu bozan, eğen-büken bir etki oluşturmaz. Bizler her koşulda dokunulmazlıkların kaldırılmasının haksızlığı, hukuksuzluğu karşısında mücadele edeceğiz. Ancak bu tip kararlarla Türkiye kaybediyor, gittikçe daha fazla karanlığa sürükleniyor" diye konuştu.

Yüksek yargı başkanlarını eleştirdi

Eş Genel Başkan Yüksekdağ, konuşmasında yargının bağımsız bir yapılanmadan çıktığını belirterek yüksek yargı organlarının başkanlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programlarına katılmasını eleştirdi. Yüksekdağ, "Bağımsız olması gereken siyasi çalışmalar içerisinde asla olmaması gereken yargı kurumunun başkanları, Cumhurbaşkanı'yla birlikte bugün 'başkanlık' kampanyası içerisinde yer alıyorlar. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi'den çok yüksek bir beklenti içerisinde değildik. Ancak bir umudumuz, en azından hukuku savunacak bir yargı kurumu kalmış olabileceğine dair umudumuz vardı. Anayasa Mahkemesi bence bu umudu da kırmıştır. Anayasa Mahkemesi anayasaya aykırı bir hareketi onaylamak konusunda olumsuz ve tarihsel bir yanlışa imza atmıştır" dedi.

"Yanlışlara imza atmamak bizim görevimiz"

Figen Yüksekdağ, Meclis'te grubu bulunan AKP, CHP ve MHP'nin Alman Federal Meclisinin, Ermeni soykırımını tanıyan karar tasarısını kabul etmesine ilişkin yaptıkları ortak açıklamaya HDP'nin imza vermemesiyle ilgili kararının hatırlatılmasıyla sorulan bir soruya karşılık, "Yanlış bir tutuma katılmamak bizim görevimiz. Parlementodaki siyasi partilerin yaptıkları yanlışlara imza atmamak bizim görevimiz" ifadelerini kullandı.

"Bu nedenle parlamentodaki partilerin bu yanlışına imza atmamak doğruyu savunmak bizim temel görevimiz" diyen Yüksekdağ, şunları söyledi:

"Doğru olan da şudur; Tarihimizdeki bütün yanlışlarla, eksikliklerle yüzleşme bizim görevimizdir. 1915 yılında işlenen bu ayıbı, suçu ortaya koymak, bununla yüzleşmek, bunu telafi etmek bakımından siyasi tutum alınması en demokratik siyasi tavır olduğunu düşünüyoruz. Bizler Türkiye'de bu tutumu almadığımız için sürekli yabancı ülke parlamentolarında 'Ermeni soykırımı' mevzusu bize karşı bir koz olarak kullanılıyor. Herşeyden önce Türkiye'deki siyasi yapı olan parlamentonun kendi tarihiyle yüzleşmesi, objektif bakması bu tür sıkıntıları ortadan kaldıracaktır. Bizler HDP olarak, '1915 Ermeni soykırımı ve felaketi'yle yüzleşmeyi insani ve siyasi duruşumuzun bütün bir Türkiye olarak güncel, tarihsel duruşumuzun güçlendirilmesi bakımından çok önemli bir adım olarak görüyoruz"

Kaynak: Birgun.net