Gezi’nin üçüncü yıldönümü olan şu günlerde, hangi penguenlerden söz ettiğim anlaşılmıştır ama yine de özet geçeyim. Gezi Direnişi sırasında insanlar sokakta hak mücadelesi verirken CNNTürk ekranlarında salınan penguenlerden söz ediyorum. Sansürün sembolü olarak bir öfke nesnesine dönüşmüşlerdi ama onların bir kabahati yoktu. Bugün onları pek hatırlayan yok. Pelikanlar daha popüler. Penguenlerse, tıpkı Pop Star tarzı yarışmalarla parlayıp, unutulduktan sonra “o şimdi çiğ köfteci” gibi haberlerle gündeme gelen dönemsel starlar gibiler. Benim geçen yıl çıkan kitabımın kapak fotoğrafında da yer aldıkları için aram fena sayılmaz camiayla. Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda, Gezi günlerinde yıldızlaşan penguen kardeşlerimden biriyle konuşmak istedim, kırmadı. Hem böylelikle; ağaçlarla, Toma’larla röportaj yapılan Gezi günlerini de anmış olalım.
-O gün CNNTürk ekranlarında yer almanız çok konuşuldu, neden o günü seçmiştiniz?
Abicim biz tercih etmedik. Birileri panikleyince bizi öne sürdü. O vakte kadar ne bileyim Neşeli Ayaklar gibi, Madagaskar Penguenleri gibi prestijli yapımlarla, karikatür dergisiyle biliniyorduk. Jim Carrey’nin oynadığı filmimiz, Tarkan’ın seslendirdiği belgeselimiz vardı, sonra bir anda ayağa düştük. Yine de o günlerde medyada biraz da olsa utanma vardı diye düşünüyorum. Çarpıtmak yerine görmezden gelmeyi tercih ediyorlardı, bizi öne sürdüler. O gece rakip kanallardaki yemek programları yerine bizim sembolleşmemiz yine de biraz gurur verici. Başka haber kanalında Vedat Milor bile vardı yani o gece. Yine de biz konuşulduk. Gel gör ki, bugün çıkıp iş adamlarına para filan saydırıyorlar. Onların reytingi var abi, biz penguen penguen takılıyorduk öyle. Yetmiyor artık.
-Yetmiyor deyince, bugünlerde yine program teklifleri alıyor musunuz?
Günah keçisi olduğumuz için –bazı keçi arkadaşlarımı tenzih ederim- fazla teklif yok bu sıra. Sansür işleri kesatlaştı. Haber bültenlerine dikkat et çakallığın bini bir para; –çakal arkadaşlarımı da tenzih ederim, insan çakallardan söz ediyorum- bültenin yarısında balık pazarında dolaşıyorlar. Penguenler için yemek programı gibi yani. Bizim için hava hoş da insan izleyecek yani bunları.
-Sizlerin de paralelci olduğunuza, provokasyon için o gün ekrana sürüldüğünüze dair iddialar var?
Sana bir şey söyleyeyim mi kanadı olduğu halde uçamayandan korkacaksın. Bak vücüdumuza paralel kanatları görüyor musun, paralel paralel duruyorlar ama kullanmıyoruz? (Gülüyor). Hep mesaj bunlar. Gülüyorsun ama Akit, Takvim filan bir yıllık paralel lakırdısı çıkarır buradan, gül sen daha.
-Bugün yine sansür için çağrılsanız ekranda yer almayı kabul eder misiniz?
Şu kriz ortamında Flash TV’ye halaya çağrılsak giderim yani. Sana bir şey söyleyeyim mi Flash TV’nin en azından bir tutarlılığı var yani. Ayrıca paytak yapımızla halayda progressive bir açılım yapabiliriz.
-Konu biraz dağıldı galiba, sansür için çağrılsan demiştim…
Sansüre gerek yok ki abi. Düpedüz yalan söylemek varken sansürü kim ne yapsın. O yüzden işsiz kaldık ya. Flash TV’ye diyorum, halay çekmeye giderim, o derece müşkülüm diyorum, sen sansür filan diyorsun.
-Sansür yine de daha iyiydi mi diyelim?
Ahmet Hakan’cılık oynayacaksan de tabii. Hobi olarak söyle yani. Hatta sansürcünün hiç mi haklı tarafı yok diye yazılar filan yaz. Bul dengeyi. Tövbe tövbe.
-Son olarak eklemek istediğin bir şey?
Eski bir TV starı olarak Survivor’a katılmayı hak ediyoruz diye düşünüyorum.

Kaynak: Birgun.net