SEVGİM DENİZALTI

Türkiye’de son iki yılda yaşanan, onlarca tarım işçisinin can verdiği Yalvaç ve Gölmarmara katliamları da ders olmadı. Havaların ısınması ile birlikte, yine ülkenin dört bir yanından tarım işçilerine ilişkin ‘kaza’ haberleri gelmeye başladı. Tokat ve Adana’da, sadece bir günde meydana gelen kazalarda 24 işçi yaralandı. Yalvaç Katliamı’nın ardından Meclis’te kurulan Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor ise hâlâ tozlu raflarda bekliyor.

Tokat’ın Turhal ilçesinde önceki gün, tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu çoğu kadın 18 işçi yaralandı. Kazanın, tarım işçilerinin Turhal’dan Tokat merkeze bağlı Küçükbağlar Köyü’ne çalışmaya götürülürken yaşandığı öğrenildi. Adana’da ise tarım işçilerini taşıyan pikap bir kamyonetle çarpıştı. Pikap takla attı, sürücü ile birlikte 6 kişi yaralandı.

Yalvaç’ta dava bile açılmadı

Türkiye’de 2 milyon mevsimlik tarım işçisi, yıllardır son derece kötü koşullarda taşınarak kilometrelerce yol gidiyor, derme çatma çadırlarda barınıyor ve çalıştırılıyor. Bu sorunun kamuoyunun gündemine gelmesi ise Yalvaç ve Gölmarmara katliamları ile oldu.

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 31 Ekim 2014’te Konya’daki elma bahçesinde çalışan işçileri evlerine geri götüren midibüs devrilmiş, sürücü ve 17 mevsimlik tarım işçisi hayatını kaybetmişti. Midibüsün, sürücü dahil 24 kişi kapasiteli olduğu, ancak 46 kişinin bindirildiği, eski model midibüsün yük fazlalığından dolayı kontrolden çıktığı ortaya çıkmıştı. Soruşturmada, kazada ölen sürücünün tek kusurlu olduğu öne sürülerek takipsizlik kararı verildi ve kamu davası açılmadı.

Tek suçlu tanker sürücüsü

Yalvaç Katliamı’nın üzerinden 1 yıl bile geçmemişken, Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde bir katliam daha yaşandı. Bir bağa asma yaprağı toplamaya giden tarım işçilerini taşıyan kamyonete süt tankeri çarptı. 13’ü kadın 15 işçi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. İşçilerin bir dayıbaşının öncülüğünde kamyonetin kasasında taşındığı, sabaha karşı yola çıktıkları ve günde 50 lira kazandıkları ortaya çıktı. Kazanın ardından AKP’li Gölmarmara Belediye Başkanı Kamil Öz, ‘Bugüne kadar bu yolda onlarca insan öldü” dese de, diğer devlet yetkilileri yolda sorun olmadığını öne sürdü ve tüm fatura süt tankeri sürücüsüne kesildi. Dava sürüyor.

Komisyon raporu rafa kaldırıldı

Bu katliamlar kamuoyunda yankı uyandırdı. Yalvaç Katliamı’nın ardından Meclis’te tüm partilerin desteğiyle, ‘mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi’ni amaçlayan bir araştırma komisyonu kuruldu. 2015 yılı başında çalışmalarına başlayan ve 17 üyeden oluşan komisyon, 3 ay boyunca mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olduğu bölgelere giderek incelemelerde bulundu ve 256 sayfalık kapsamlı bir rapor hazırladı.

Geçen yıl mart ayında Meclis’e sunulan ve sorunların çözümüne dönük önemli saptamalar ve öneriler içeren rapor, genel seçimlerin kurbanı oldu. Komisyon üyelerinin girişimlerine rağmen Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeyen rapor milletvekillerine bile dağıtılmadı, tozlu raflarda yerini aldı.

*****

‘Önerilerimiz hayata geçse, sorunların yüzde 90’ı çözülürdü’

Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili Meclis’te kurulan araştırma komisyonunun üyelerinden, eski CHP Milletvekili Gökhan Günaydın, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye’de 2 milyona yakın mevsimlik, gezici, geçici tarım işçisi var ve bu insanlar en alttakiler. Binlerce kilometrelik seyahatlerden sonra son derece olumsuz koşullarda konaklamak durumunda kalıyorlar.

Biz CHP olarak bu sorunlarla ilgili hemen her hafta önerge veriyorduk, ama AKP’lilerin oylarıyla reddediliyordu. Ama Yalvaç kazasından sonra kamuoyunun baskısıyla bu sorunu ele almak zorunda kaldılar ve komisyon kuruldu. Ancak Meclis artık çalışamaz hale gelmişti. Komisyon, Meclis kapanmadan raporunu teslim etti, ama o rapor Genel Kurul’a da inmedi, herhangi bir muameleye de tabi tutulmadı. 1 Kasım’dan sonra da değişen bir şey olmadı.

Raporumuz önemli ölçüde doğru saptamalar ve somut öneriler içeriyordu, bu öneriler hayata geçirilseydi sorunların tamamı olmasa bile yüzde 90’ı çözülebilirdi. Ama sorunların çözümü noktasında bir irade olmayınca havanda su dövülmüş oluyor. Bu insanlar ne yazık ki hâlâ kaderleriyle baş başalar ve ülkenin en altındaki insanlar olmaya devam ediyorlar.”

Kaynak: Birgun.net