UĞUR ŞAHİN [email protected] @uugurs

Balık avı yasağı yeni düzenlemelerin ardından bugün sona erdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yayımladığı su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğle birlikte, üreme boyutu 27 cm olan, lüferin avlanması için sınır kabul edilen avlanma alt boyu 20 cm’den, 18 cm’e düşürüldü. Düzenlemenin ardından balıkçılar bugün sezonu açtı. Tebliğ, Bakanlığın demokratik kitle örgütlerini çağırmadığı, sadece bürokratların ve balıkçı birliklerinin temsilcilerinin katıldığı toplantının ardından, 13 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti. ‘Bir kereye mahsus olmak üzere’ Marmara Denizi’nde 45 gün ‘ışıkla avcılığa izin veren’ tebliğ 2020 yılı sezonunun sonuna kadar yürürlükte kalacak.

Av sezonunun açılmasını ve bakanlığın düzenlemesini BirGün’e değerlendiren Slow Food Fikir Sahibi Damaklar’dan Defne Koryürek, balıklara ilişkin 6 yıldır mücadele verdiklerine değinerek, Bakanlığın düzenlemesi için, “Ekonomi uğruna doğayı talan ediyorlar” dedi. Koryürek, ”Biz lüferi sadece bir sembol olarak kullanıyoruz, çünkü lüfer denizdeki tek balık değil. Lüfer, talan edilen bu gezegenin, korumamız gereken tek varlığı değil ama bir sembol. İstanbul, Türkiye’nin tüketime en aç nüfusu olan ve tüketme kabiliyeti en fazla olan şehir. Bu şehrin, İstanbul Boğazı’ndan ve 8 bin 500 yıllık kültüründen kaynaklı sembol balığı var: O da lüfer. Bizim yürüttüğümüz lüfer kampanyasının, şehre, ülkeye ve gezegene referansları var. Bu basit bir ekolojik kampanya değil. Benim gördüğüm; gırgır avcılığı ve trol avcılığı reisleri, bakanlık, siyasiler ve bürokratlar el birliği ederek ekonomi uğruna doğayı talan etmeyi, yasasına uydurdular. Bu noktadan sonra, ‘lüfer yok olacak’ desem kimin umurunda?” diye konuştu.


Bakanlığın denetleme niyeti yok
“18 cm lüfer avlanmanın bereketi olmaz” diyen Koryürek, “Altı yılın sonrasında biz bugün öyle bir yere geldik ki, gördüğümüz şu: Gırgır reisleri, balık unu fabrikalarına ve çiftliklere ortak oluyorlar. Tebliğ çıkarken gırgır lobisi diye tarif edebileceğimiz ekip, yavru balık avlayabilmek için Bakanlığın odasını hiç boş bırakmadı. Bakanlıkta ekonomik olarak çiftlikten gelir elde etmek istiyor. Bakanlığın bu gırgır lobisiyle uğraşmak, yasak getirmek, onları denetlemekle uğraşmaya hiç niyeti yok” şeklinde konuştu.

***

Balık miktarı azalıyor

19 bin teknenin balık avına çıktığı Türkiye’de, geçen yıl 431 ton balık avlandı. Avlanan balık miktarının her geçen yıl azalması ise dikkat çekiyor. Aşırı ve kuralsız avlanma sonucunda kuruyan denizlerdeki istatistikler şöyle:

2007’de 518 bin, 2011’de 432 bin ton deniz balığı avlandı. Av miktarı 2014’te 231 bine düştü. 2000’de 8 kilo olan kişi başına balık tüketimi, 2015’te 6.2 kilograma geriledi.

Denizlerden 2012 yılında 28 bin ton sardalye elde edilirken, üretim 2015’te 10 bin tona geriledi. İstavrit 31 bin tondan 16 bin tona düştü. Palamut 35 bin tondan 4 bin 500 tona, lüfer ise 7 bin tondan 4 bin tona geriledi. 2015’te 139 ton levrek ve 239 ton kalkan avlanabildi.

En çok avlanan balık olan hamsi ise 2014’te 96 bin 440, 2015’te 193 bin 492 ton avlandı.

Kaynak: Birgun.net