Direnişteki Dostcam işçilerinden Süleyman İssi

Biz yıllardır verdiğimiz emeklerle Dostcam şirketinin büyümesini sağlayan işçileriz. Çalışma koşullarımız gerçekten çok tehlikeli ve ağır. İşten atılanlar ya da kendi isteği ile ayrılanlar hep oluyor, çünkü iş çok zor ve riskli. Rahatça elinizi kolunuzu sallayarak cam fabrikasında yürüyemezsiniz, öyle tehlikeli bir ortam.

Asgari ücretin 1300 TL olmasıyla süreç öyle bir hale geldi ki, bizim aldığımız ücretler birbirine yaklaştı. Bununla birlikte çeşitli sıkıntılarımızı defalarca dile getirdik, ama yok saydılar ve hiçbir şekilde çözüm getirmediler. Haklarımızı sözle talep ederek hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladık. Biz de sendikalaşma faaliyeti başlattık.

DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş Sendikası’na üye olduk. Faal olarak üretimde 160’a yakın işçi çalışıyor, idari kısımda çalışanlarla birlikte 200. 130 üye yaptık. Sayımız artınca yönetim bunu öğrendi. Ama kaç kişi olduğumuzun farkında değillerdi, 15-20 sendika üyesi var sanıyorlardı. Sonra bizi listelerine aldılar, işten çıkaracaklarını söylediler. 1 arkadaşımız işten atılınca, bizler de iş durdurduk. Ama örgütlü olmayanlar üretime devam edince 100’e yakın işçiyi attılar. Direnişimiz 28 gündür devam ediyor. İşten atılan işçilerin tümünün işe geri alınmasını ve sendikal haklarımızın tanınmasını istiyoruz. Yine bu taleplerle direnişimizi 1 Mayıs’ta alanlara da taşıyacağız. Sendikalı, güvenceli bir çalışma düzeni, insanca bir yaşam istiyoruz. Bu ülkede yasalar hep patronlardan yana. Patronlar anayasada olmasına rağmen sendikal hakkımızı bile hak olarak görmüyorlar. Kendileri örgütlenince bir sıkıntı yok, biz işçiler örgütlenince sorun oluyor. Her türlü hukuksuzluğu yapıyorlar. Ama buna karşı koymamızın yolu da yine örgütlenmekten, haklarımıza birlikte sahip çıkmamızdan geçiyor.

Kaynak: Birgun.net