Gerici Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevki Eygi, 2008 yılında 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunması nedeniyle 13 yıl hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Üzmez için, "Geçtiğimiz yıllarda, küçük bir kızla ilişkisi yüzünden mü’min ve müslim bir gazeteci maalesef Müslüman kesim yüzünden linç edilmiş, bitirilmiş, yerin yedi kat dibine sokulmuştur" dedi. Eygi, bu durumun insafsızlık ve aşırılık olduğunu söyledi.

Eygi, 'iman kardeşliği'nin bozulması mümkün olmayan bir nikâh gibi olduğunu öne sürerek "Mü'minlere karşı kerim olalım... Onlara düşmanlık etmeyelim... Onları ötekileştirmeyelim" dedi.

Mehmet Şevki Eygi'nin "Mü’minin Bütününe Düşmanlık Edilemez" başlığıyla yayımlanan başlıklı yazısı şöyle:

"Hiçbir (tekrar ediyorum hiçbir) mü’min, yani kendisinde iman bulunan kimse bütünüyle terk edilemez,

Bir mü’minin zatına bütününe buğz ve düşmanlık edilemez,

Bir mü’min tekfir edilemez,

Mü’mini tekfir edenin kendisi kafir olur.

Mü’minin hatâları, günahları, fıskı fücuru, yanlış ve bozuk tarafları, cürmü olabilir; sadece onlara karşı olunur, tamamına bütününe değil.

Adam mü’min, fakat fâsık-ı mütecahir, yani büyük günahları açıkta, açıkça işliyor. Böylesinin gıybeti yapılabilir ama imanı olduğu ve kaldığı müddetçe kardeşlikten atılamaz, silinemez.

Mü’minin günahları gizli saklı kapalı ise tecessüs edilemez ve gıybeti yapılamaz.

İnsanların gizli günah ve ayıplarını araştırmak haramdır.

Olgun mü’min, olgun olmayan iman kardeşlerinin gizli günah, ayıp ve kötülüklerine karşı karanlık gece gibi olur.

Bu gizli günah ve ayıplar öğrenilirse, ifşa edilmez, açıklanmaz, aksine setr edilir, gizlenir.

Hadiste buyruluyor: “Bir mü’mini, ondaki günah ve ayıplar yüzünden ayıplayan kimsenin canını, Allahü Teala hazretleri, aynı ayıpları ona vermeden almaz.”

Geçtiğimiz yıllarda, küçük bir kızla ilişkisi yüzünden mü’min ve müslim bir gazeteci maalesef Müslüman kesim yüzünden linç edilmiş, bitirilmiş, yerin yedi kat dibine sokulmuştur. Bu, adaletsizlik, insafsızlık ve aşırılık olmuştur.

İslam dini kadar gıybeti kötüleyen, ayıplayan bir din yoktur ve maalesef bir kısım Müslümanlar kadar çok gıybet eden de yoktur.

Sıradan Müslüman, hasbe’l-beşeriyye arada bir dili sürçerek gıybet edebilir ama mütemadiyen, hiç durmadan gıybet etmek mü’min kişiye asla yakışmaz.

Aşırı ve devamlı şekilde gıybet etmek eşekliktir.

Gıybet Kur’an’la, Sünnetle, icmâ ile haramdır.

Gıybet helaldir diyen kafir olur.

Gıybet ederken, ben gıybet etmiyorum, bunlar tenkittir diyen de kafir olur.

Ehl-i Tevhid ve ehl-i Kıble olan, Allah’ı ve Resulünü seven mü’minlerin bütününe, zatına buğz ve düşmanlık etmeyelim.

İman kardeşliği, talakı olmayan bir nikah gibidir, bozulamaz.

Mü’minlere karşı kerim olalım… Onlara düşmanlık etmeyelim… Onları ötekileştirmeyelim…

(Bir menkıbe: Asırlarca önce bir şehirde ehlullahtan bir zat gece evine dönerken, sokak kenarına yıkılmış bir sarhoş görmüş. Adam kendini kaybetmiş, kusmuklar içinde Allah deyip duruyormuş. Muhterem zat ona acımış, sırtlayıp evine götürmüş, bir hasırın üzerine atmış, ağzını suratını silip temizlemiş. Herif ertesi sabah kendine gelince, ben nerdeyim, sen kimsin diye sormuş. Muhterem “Seni dün yerde pislik içinde Allah derken görünce acıdım da buraya getirdim, üstünü başını biraz temizledim” deyince adam tevbekâr olmuş.)"

Kaynak: Birgun.net