Burcu Cansu

Halkın haber alma hakkının önündeki engellerin kaldırılması ve gazetecilik mesleğinin hedef gösterilmeden, saldırıya uğramadan, tutuklanmadan yapılabilmesi için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın-İş Sendikası uluslararası sendikaların da desteği ile “Tutuksuz Gazetecilik” imza kampanyası başlatılacağını duyurdu.

Tutuksuz Gazetecilik kampanyası

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, DİSK Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş katıldı. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün Eşi Aslı Gül de toplantıya katıldı.

Uluslararası gazetecilik örgütleriyle birlikte imza kampanyası yürüteceklerini bildiren gazeteciler, “Gazetecilik mesleğinin suç olarak görüldüğü bir dönemde, zor şartlar altında mesleğimizi yapıyoruz" vurgusu yaptı. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül şahsında bütün tutuklu gazeteciler için 'Tutuksuz Gazetecilik Kampanyası' adıyla bir imza kampanyası yürütüleceği bildirildi. Toplantıda Ankara’da yaşanan katliam kınanırken, ambulanslar patlama alanına ulaşmadan önce yayın yasağının getirilmesi eleştirildi.

Gazetecilik yargılanıyor

Toplantıda ilk sözü alan Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı ve Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Abakay, engelleme ve baskı olmadan gazetecilik yapmak istediklerini belirterek, AKP iktidarının gazeteciler üzerindeki yoğun baskıdan bahsetti. Gazeteciliğin evrensel ilkeler çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini bildiren Abakay, “Ulusal ve uluslararası yasalarda gazeteciliğin özgürce yapılması öngörülürken haber yazanlar gözaltına alınıyor hatta tutuklanıyorlar. Bu uygulamalar düşünce, basın, ifade özgürlüğüne uymuyor. Erdem Gül ve Can Dündar şahsında gazetecilik yargılanıyor. Mesleğimiz üzerindeki baskıların kalkmasını istiyoruz” dedi.

“İktidar tek tip gazeteci istiyor”

Gazetecilik mesleğinin Türkiye’de de demokratik ülkelerde olduğu gibi işletilmesi gerektiğini kaydederek söze başlayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Turgay Olcayto da şunları kaydetti:

"Demokratik ülkelerde gazetecilik nasıl yapılıyorsa bize de o şansı vermeleri gerekirken, gazeteciliği isteklerine göre öngören bir iktidar yapısı var. O yapı tek tip haber, tek tip gazeteci istiyor. Haberlere yasaklamalar geliyor. Türkiye ölümlerle dans eder bir ülke haline geldi. Halk arasında fısıltı gazetesiyle korku iklimi yaratılıyor. 30 gazeteci cezaevinde. Çağdaş ülkelerde iki gazetecinin bile cezaevinde olmasının çok önemlidir."

Gazeteciler tutuksuz yargılansın

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç ise özellikle Kürt gazetecilerin hedef alındığını belirterek, Şubat ve Mart ayında 7 Kürt gazetecinin cezaevine girdiğini söyledi. “Sur’da haber takibi yaparken bir bodrum katında mahsur kalan D Muhabiri Mazlum Doğan’ın sesini duyuralım” diyen Güç, Diyarbakır Valiliğinin bir an önce harekete geçmesine ilişkin çağrı yaptı.

Gazeteciler olarak halkın haber alma hakkını savunduklarının altını çizen Güç, “Halkın haber alma hakkını savunduğumuz için gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını istiyoruz” dedi.

Türkiye’de bir tür savaş muhabirliği yapılıyor

DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren de Türkiye sınırları içinde gazetecilerin bir tür savaş muhabirliği yaptığını belirterek, “Güvenlik görevlilerinin tehdidi altında gazetecilik yapıyorlar. Sur'da D muhabiri Mazlum Dolan mahsur kalmış durumda. Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı yerlere gazetecilerin güvenli biçimde girmesini ve çıkmasını istiyoruz. Baskı ciddi biçimde artıyor. Baskının arttığı yerde şiddet de artar. Toplum için, çocuklarımız için özgürlük istiyoruz. Basın özgürlüğü sağlanmalı, ülke ancak böyle normalleşir" diye konuştu.

Hukuksuz iddianame

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük ise Can Dündar ve Erdem Gül için hazırlanan iddianamenin hukuki dayanağı olmadığının altını çizdi. Küçük, "İddianameye baktığımızda hukuksal olarak çok bir şey söylememiz mümkün değil. Niyet okuma ile suç tanzim edilemez” dedi.

Kaynak: Birgun.net