Türk Metal yöneticileri ve Renault’un İnsan Kaynakları Direktörü Radu Mavrodin arasındaki yazışmalar, Bursa 5. İş Mahkemesi’nde devam eden, 14 Renault işçisinin, işe iade davasının dosyasına girdi. Cumhuriyet gazetesi Muhabiri Hilal Köse’nin haberine göre, geçtiğimiz yıl yaşanan ve Renault fabrikasından başlayarak ve başta Bursa olmak üzere diğer metal fabrikalarına yayılan direnişlerin ardından Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş, 1 Eylül 2015’te, Renault yönetimine dilekçe yazdı.

“Yasa dışılıklarla” mücadele edilmemesinden yakınan Odabaş, “Bu yasadışı sürecin kısa sürede sonlandırılmaması, yasal zemin dışına çıkan kişi ve gruplara gösterilen müsamahadan kaynaklanmıştır. Toplu iş sözleşme düzeniyle bağdaşmayan taleplere açık kapı bırakılarak, bu süreç adeta beslenmiştir” dedi. Dilekçesinde, eylemleri koordine eden dört işçinin ismini de veren Odabaş, işçi temsilcileri adı altındaki kişilerin muhatap alınmasından, faaliyetlerine müsaade edilmesinden vazgeçilmesini istedi. Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları AŞ adına Radu Mavrodin imzalı yanıtta ise “Firmanın, sendikal özgürlükleri kısıtlayıcı şekilde baskı uygulaması söz konusu olamaz. Sendikal özgürlüklere saygı, sadece işverenlerin değil, işçilerin ve sendikaların da dahil olduğu yükümlülüktür” denildi.

KAVLAK, İŞÇİLERİ YÖNETİME ŞİKAYET ETTİ

Mavrodin 2015’te Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak’a gönderdiği ihtar yazısında, işyerindeki provokatif eylemlere son verilmesini istedi. Birleşik Metal-İş ile Türk Metal’in rekabetinin fabrikada gerilime yol açtığını belirten Mavrodin ise, “Sendikaların birbirlerine karşı tutumu nedeniyle, işçilerimizin kışkırtıldığını gözlemlemekteyiz” ifadesini kullandı.

Kavlak’ın Mavrodin’e yanıtı ise sitemlerle dolu. Sendikasının 30 yılı aşkın bir süredir yetkili olduğu fabrikada, bugüne kadar iş barışını bozucu hiçbir eyleme başvurulmadığını söyleyerek, şöyle devam etti: “İşyeriniz sözleşme dışı taleplere açık kapı bırakmış, yetkisiz kişilerle müzakere yürütüp süreci beslemiştir. Yasal zemin dışına çıkan gruplara maalesef müsamaha gösterilmeye devam edilmiştir.” Sürecin ‘Türk Metal düşmanlığı’na evrildiğini savunan Kavlak, temsilcilerinin protesto edilmesinden, tuvalet kapılarına yazılan, sendikasına ve üyelerine hakaret içeren yazıların kontrolünün yapılmamasından şikayet etti. Mavrodin ise şu karşılığı verdi: “Yönetimimizi sendikalar arası rekabetin tarafı yapmaya çalışan tüm yaklaşımlara karşı durup, objektif tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz.”

Kaynak: Birgun.net