MUSTAFA K. ERDEMOL [email protected]

ABD’de Cumhuriyetçi başkan aday adayı Donald Trump’ın, seçim kampanyasının koordinatörü Corey Lewandowski’nin bir kadın gazeteciyi darp etmekten suçlu bulunması üzerine yaptığı açıklamada kadın gazetecinin elinde silah olduğunu söylemesi, bunun bir kalem olduğunun ortaya çıkması üzerine de “olsun kalem de silah kadar tehlikelidir” demesi bize çok tanıdık gelen bir tavır. Recep Tayyip Erdoğan da “nice kitaplar vardır ki bombadan daha etkili” demişti, biliyorsunuz.

Evet Trump son derece aptal biri kuşkusuz ama hem onun hem de ona benzeyen tüm “aptalların” ortalama vatandaş algısına seslenerek onlar tarafından hemen onaylanacak kimi “doğrular”ı dile getirdikleri bir gerçek. Kitabın, kalemin her türlü silahtan daha etkili olduğu, bireylere sorgulama özelliği kazandırdığı tabii ki doğru. Trump’da da Erdoğan’da da “kalem”, “kitap” bir bilgilendirme vasıtası olmaktan çok birer “fesat” gereciler . Bu nedenle kitap (aslında kitapla,kalemle temsil edilen her türlü düşünsel faaliyet) onlar açısından tabii ki “bombadan da, silahtan da daha etkili”.

Trump da Erdoğan da böyle düşünen milyonlarca birey olduğunu biliyorlar. Aydın düşmanlıklarının kendi toplumlarında bir karşılığı var. Kendisi de zengin bir “elit” olmasına rağmen ülkesinin “elitini” eleştiren Trump ile sözümona “memleket gerçeklerinden kopuk” olanları “monşer” olarak adlandıran Erdoğan söylem kardeşliği içindeler. Her ikisinin de bu tür çıkışlarına “haksız” diyen “ortalama memleket insanı” asla çıkmaz.

İbni Sina’nın yazdıkları o kadar çok “bombadan daha tehlikeli”ydi ki 1150’de zamanın Halife’si tüm çalışmalarının yakılmasını emretmiştir. Çok değil 50 yıl sonra bir başka Halife de büyük İslam filozofu İbni Rüşd’ün eserlerinin bir bölümünü yakacaktır.
Kitabın, kitap düşmanı egemenin elinde bir silah gibi kullanıldığı da olmuştur. Büyük filozof Razi’nin gözlerinin çok okumaktan kör olduğu söylenir ama bir rivayete göre körlüğünün nedeni bu değildir. Yapılmasını istediği bir kimya deneyi başarısız olunca, yaşadığı dönemin Halife’si, kafasına kitapla hem de defalarca vurarak Razi’nin kör olmasına yol açmıştır. Halife’nin elindeki kitap, bir kimya kitabıydı.

Halife Mütevekkil de aynı zamanda arkadaşı olan, sivri dilli şair Ali bin el-Cahm’ı çırılçıplak halde çarmıha gerdirmiştir. Hişam adlı bir başka Halife de, Emevi sülalesini hicvettiği için el Kumeyt adlı bir şairin dili ile ellerinin kesilmesini emretmiştir. Karısı, kadın kıyafetleri giydirerek tıkıldığı zindandan kaçırmıştır şairi iyi ki.
Trump ile Erdoğan kitaba, kaleme olan düşmanlıkları yüzünden zihniyet olarak o yılların Halifelerinden egemenlerinden pek de uzak sayılmazlar. Hepsinin akrabalarıdırlar hatta. İkisi de aslında kalemi de kitabı da (kullanmasalar ya da okumasalar da) çok iyi biliyorlar. Sevmek de nefret de bu iki duygunun hedefi olan kavram ya da nesnenin çok iyi tanınmasıyla mümkündür. Kitabı da kalemi de bu kadar iyi tanıyan iki güç sahibi olarak Trump da Erdoğan da “tehlikenin farkındalar”.
Ne Trump’ın ne Erdoğan’ın bu çıkışları “cahillikle” açıklanacak tutumlar değil. Son derece “zekiler”. Geleneksel olanı savunurken Aydınlanma düşmanlıklarını “kalem” “kitap” üzerinden yapmalarını kolaylaştıracak zengin bir tarihi mirasın da sahipleridirler.
Pervasızlıkları, rahatlıkları, aldırmazlıkları bundandır.

Kaynak: Birgun.net