SERBAY MANSUROĞLU [email protected]
@serbaymansur

Bölünmüş yollar, asfalt, beton ve korunmayan tarım arazileri tarım bölgesi Trakya’yı dibe sürüklüyor. İstanbul’dan boşalan sanayi alanlarının ciddi bir kısmı da bu bölgeye taşınma girişiminde. Trakya ise doğasının korunması, geçimini doğaya zarar vermeden, doğadan zarar görmeden sağlama peşinde.

“Coğrafyanın kaderi diye bir şey yok. Coğrafyanın gerçeği var. Bu gerçeği değiştireceğiz” diyen Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, bölgenin yüz yıl öncesine kadar olduğu gibi bağcılık ve şarapla yeniden ayağa kalkması için çetin bir mücadele içine girmiş. Geçen haftasonu dünyaca ünlü üzümüyle Trakya’da bir hasat zamanı daha şenlik havasında geçti. Kazanlarda kaynatılan pekmezlerin halka dağıtıldığı, bölgenin en iyi üzümünün seçildiği festival, konserler ve renkli etkinliklerle büyük bir coşkuyla yaşandı. Süleymanpaşa Belediyesi tarafından bu yıl 2.si düzenlenen Trakya Bağ Bozumu ve Ekoloji Festivali ile bölgenin verimli bağlarında hasat renkli bir programla kutlandı. Festival, doğaya saygılı geleneksel üretimle bugünün modern tarım metotlarını buluşturarak bu alanda bir farkındalık oluşturmayı da amaçlıyor.

Şaraplar yarıştı
Festivalin hemen ardından pazartesi günü Trakya şarapları ünlü Master Of Wine’ların huzuruna çıktı. Trakya bölgesi bağları ve bölgenin Barbare, Barel gibi en şık bağevlerini bir grup gazeteci ile birlikte geziyoruz. Yerel tatlar eşliğinde yörenin en seçkin şarapları bu gezide tanıtıldı. Dünyaca ünlü Master Of Wine’larının Trakya bölgesi şaraplarını puanladıkları ve bölgenin önemli üreticilerinin katılımıyla gerçekleşen tadım-gala yemeğinde dereceye girenlere ödülleri de verildi.

***

Şarap festivali amacındayız

Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, bize 1900’lerin başında bölgenin Yahudi, Rum ve Ermenilere ev sahipliği yaptığını ifade ediyor. Eşkinat, uzun yıllar halkların birarada kardeşçe yaşadığı dönemde bağcılığın ve şarabın vazgeçilmez öneme sahip olduğunu ifade ediyor.

Eşkinat, “Bağlarda hastalık baş gösteriyor zamanla. Mübadele yıllarında Ermeniler, Yahudiler ve Rumlar bölgeyi terkediyor. Çok az insan kalıyor. Haliyle zaman içinde bağlar sökülmüş” diye anlatıyor ve şöyle devam ediyor: 1935 yılında Tekel fabrikası kurulunca bölge halkı için yeniden umut oluyor. Ancak 1967’de o da sadece rakıyla devam etmekte karar kılıyor. Zaman içinde bağların yerini ayçiçeği ve buğday alıyor. Üretmesi kolay ancak bu konveksiyonel tarım bize ekonomik getiri sağlamıyor.

Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, “İşte biz bu gerçekle hareket ederek tarihsel anlama uygun bir adım atarak bağcılık ve şarapla bölgeyi yeniden ayağa kaldırma çabasındayız” diyor ve ekliyor: Fransa’nın şaraplarıyla meşhur Bordo kenti ile aynı enlem üzerindeyiz. İklim açısından benzer özelliklerimiz var. Geçmişimiz bize buranın bir şarap bölgesi olabileceğini gösteriyor. 100 yıl öncesine gittiğimizde Fransızların damağına uyan şaraplar da bu bölgede üretilmiş. Yine yapabiliriz.

Bölgede 25 civarında butik üretim yapan işletme var. Bu sene butik üretim yapan 16 bağevi Master Of Wine’lar önünde yarıştı. Bizim desteklediğimiz ancak içinde olamadığımız bir yarışma yapıldı. Bu yarışmayı yasal engellerin kalkması durumunda şarap festivaline dönüştürmek istiyoruz. Bir miktar turisti eko turizm ile buraya getirebileceğimizi düşünüyoruz. Eko turizm bağcılık ve şaraptan sonra önemli gelir kaynağımız olabilir. İstanbul’da istenmeyen sanayi alanlarının Trakya’ya taşınarak bu bölgenin doğal ortamının, doğal güzelliğinin tahribata uğramaması için direniyoruz. Bunları gerçekleştirebilirsek doğayı ve çevremizi koruyabiliriz.

Kaynak: Birgun.net