DİSK 15. Olağan Genel Kurulu yarın başlıyor. Kongre öncesi genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, emeğin kazanılmış haklarına dönük saldırıların hız kazandığına, işçi ve emekçilerin güçlü bir DİSK’e bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. DİSK’in bu eksende yeniden yapılandırılması gerektiğini belirten Serdaroğlu, örgüt içinde “ben” dilini reddeden kolektif bir ruhun ve dayanışma kültürünün güçlendirilerek egemen kılınması ve daha etkili, sonuç getiren bir mücadele için yeni politikalar üretilmesi gerektiğini ifade etti.
BirGün’e konuşan Serdaroğlu, neden aday olduğunu ve DİSK’in önümüzdeki günlerde daha etkili bir mücadele yürütülebilmesi konusunda düşünce ve önerilerini şu sözlerle anlattı:

EMEK CEPHESİ GÜÇSÜZ
Çalışma hayatının sermaye piyasasının ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmek istendiği kritik bir dönemden geçiyoruz. Neoliberal politikalar, gittikçe azgınlaşan bir biçimde hayata geçirilmeye çalışılıyor. İşçiler ve emekçiler açısından son derece karamsar bir tablo söz konusu. Buna karşın emek cephesi yeterince güçlü değil, var olan şekliyle yeterince organize olamıyor. Sendikalar şu anda ya tehlikenin çok farkında değiller ya da işçilerini bu tehlikelerle ilgili yeterince bilgilendiremiyor, bilinçlendiremiyorlar. Bu nedenle sermaye-hükümet işbirliği için, çok rahat bir ortamda bu politikaları hayata geçirme şansı doğuyor. ‘Güvenceli esneklik’ adı altında birtakım güzellemelerle iş ilişkilerini yeniden şekillendiren düzenlemeleri, son derece riskli yasaları kabul ettirme imkânını bulmaları, emek cephesinin yeteri kadar güçlü olmamasından, yeteri kadar refleks göstermemesinden kaynaklanıyor.

Bu açıdan bizim toparlanmaya, DİSK’in umut olarak yeniden yeşertilmesine ihtiyacımız var. Bizim de bu noktada sorumluluk ve görev almamız, her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmış durumda.

SORUNLAR VAR
DİSK yeniden yapılandırılmalı, çünkü sorun var ve bunun çözülmesi gerekiyor. Sorun yok deniliyorsa demek ki biz başka bir yerden bakıyoruz, ama önemli bir sorun olduğu ortada. DİSK’in fiziki görüntüsü anlamında bir sorun var, sanayi işçiliğinin ruhunun DİSK’e yeterince yansımaması konusunda bir sorun var. Kemal Türkler’den bu yana yıllardır metal işçilerinin DİSK’i üstlenememesinden kaynaklanan bir boşluk var. Biz daha çok sorumluluk alarak metal işçileri olarak DİSK’i üstlenmek istiyoruz ve metal işçilerinin ruhunu DİSK’e yansıtmak istiyoruz.

KOLEKTİF ÇALIŞMA RUHU
DİSK birkaç kişiyle yürütülmeye çalışılan bir konfederasyon olma noktasına getirildi. Bu durum da elbette kolektif çalışmanın ruhunu ortadan kaldırıyor. Sendikaların yeteri kadar mücadeleye katkı yapmasıyla ilgili bir organizasyon eksikliği söz konusu. Birkaç tane sendikanın üzerine kalmış durumda mücadele. Bu da yeterli olmuyor, istediğimiz sonucu vermiyor. Bireysel birtakım çabalardan ziyade kolektif bir ortaklaşmanın öne çıkarılması gerekiyor. DİSK’in bütünsel olarak kendisini ifade edebileceği bir anlayışın yerleştirilmesi gerekiyor.

MÜCADELE YETERLİ DEĞİL
DİSK’in ortaya koyduğu mücadelenin eksik olduğunu, görüntülerin ilgili yerlere yeteri kadar kesin mesajlar veremediğini düşünüyoruz. Yapılan eylemler, basın açıklamaları yeteri kadar güçlü olmuyor ve bu durum birilerinin cesaretlenmesine neden oluyor. Hakların gaspına yönelik planlarını hayata geçirirken, karşılarında yeterince güçlü bir direnç gösterilmeyeceği duygusunu uyandırıyor. Bu anlamda daha güçlü direnişler, daha güçlü karşı çıkışlar ortaya konulmalı. Lokal verilen mücadelelerin çok sonuç getirmediği görülerek, buna uygun yeni politikalar üretilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

DEDİĞİNİ YAPAN BİR ÖRGÜT
Birleşik Metal-İş, son yıllarda hızla büyüyen, bütün eylem ve etkinliklerini son derece güçlü bir biçimde gerçekleştiren bir sendika. Kamuoyunda da “Bunu yapacağım” dediği zaman, söylediğini yapacağına inanılan bir sendika. DİSK’in de böyle olmasını istiyoruz. Basına açıkladığımız birtakım kararların yerine getirilememesiyle birlikte, artık söylediğimizin de ciddiye alınmaması tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyoruz. Örneğin 29 Aralık’ta bir genel grev kararı alındı. Ama sendikalar bu karara yeterince müdahil olamadı, işyerlerinde iş durdurulmadı. Birçok örnek var bu konuda. Çünkü organizasyon ve kolektif çalışma eksikliği var. Bütün sendikaları harekete geçirebilme konusunda eksiklikler söz konusu. Bu ortadan kaldırılmazsa kıdem tazminatına dokunulması halinde aldığınız genel grevi kararı da birkaç sendikayla sınırlı kalır.

SENDİKAL DEMOKRASİ
İşçi sınıfının şu anda DİSK’e, güçlü bir DİSK’e her zamankinden çok ihtiyacı var. Son derece kritik günler geçiriyoruz ve karanlık günlerin bizi beklediği duygusu hâkim. Herkesin teslim alındığı, sendikaların çoğunun yandaş haline getirildiği bir ortamda, biz hâlâ delege hesaplarıyla, ‘Ben yönetimde olayım’ duygusuyla orada olmayı sürdürürsek bunun ne DİSK’e, ne işçilere ne de emek hareketine bir faydası olur. Önemli olan birlikte bir çaba ortaya koyabilmemiz ve oluşacak yönetimin bütün sendikaların ortak düşüncesi alınarak oluşturulması. Biz bu noktada üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız.

***

Nasıl bir DİSK?

DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası, DİSK Genel Kurulu öncesi bir deklarasyon yayımlayarak, Genel Kurul’a ve sonrasına ilişkin görüş ve önerilerini açıkladı. ‘Nasıl bir DİSK?’ sorusunun ele alındığı deklarasyonda, şu ifadelere yer verildi:
»“Çalışma hayatındaki gelişmelere hâkim, çalışanların sorunlarını iyi bilen, sorunların çözümü için gerçekçi ve uygulanabilir politikalar üretebilen,
»Siyasi partilere, hükümetlere, devlete ve sermayeye karşı bağımsız, sadece işçilere ve üyelerine bağlı şekilde davranan,
»Hukukun üstünlüğü ilkesinden toplumsal barışa, çevre ve insan haklarından kadın haklarına kadar tüm toplumsal kesimleri kucaklayan eksiksiz bir demokrasinin hayata geçmesi için mücadele eden,
»Ekonomik ve politik mücadelenin bir bütün olduğunu unutmadan, tüm siyasi partilere karşı eşit mesafede duran,
»Uluslararası saygınlığını koruyan ve geliştiren, dayanışmaya önem veren,
»Hedef kitleleri ve sorumlu oldukları kesimler olarak emekçilerden kopmadan liderlik edebilen,
»Adındaki “devrimci” sıfatına yaraşır bir tutum içinde davranan,
»Dayanışma kültürünü yaygınlaştıran, güçlendiren ve emekçi dayanışmasının simgesi olan,
»Örgüt içinde ve tüm alanlarda kolektif çalışmayı başa alan,
Bireysel tutum ve davranışlardan ziyade örgütsel hiyerarşiyi ve disiplini önemseyen,
»Bulunduğu platformlarda haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, keyfiliğe prim vermeyen bir DİSK; YENİDEN oluşturulmalıdır.”

Kaynak: Birgun.net