TMMOB Makine Mühendisleri Odası, İstanbul Bahçeşehir'de Fi Yapı inşaatında çalışırken asansörün 19. kattan düşmesi sonucu Yasin Bakır, Şükrü Yaşar ve Osman Yardımcı isimlerinde 3 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetiyle ilgili açıklama yayınladı.

"Rantçı, piyasacı anlayın insan hayatını hiçe saymaya devam ediyor" diyen TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Sekreteri M. İbrahim Tataroğlu, "kentsel rant ve yoğun emek sömürüsü için işçilerin yaşamlarını gözden çıkaran sermayedarları ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında kalıcı, kesin, güvenceli önlemleri almayan Siyasi İktidarı kınıyoruz" diye devam etti.

Tataroğlu, facianın sürpriz olmadığını belirterek inşaat sektöründe ölümlü iş kazasının meydana gelmediği hiçbir günün olmadığını da hatırlattı.

Tataroğlu; "İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasında önemli görevi olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise denetim görevini yerine getirmediği gibi yaptığı kısmi denetimlerde gerekli yaptırımları uygulamıyor, kazaları sadece seyrediyor. Büyük reklamlarla yürürlüğe konulan 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu`nun yürürlükte olduğu 2013 yılından bu yana iş cinayetleri azalmadı. Her gün tespit edilebilen en az 5 iş cinayeti yaşanmaktadır ve bu beş işçiden ikisi inşaat sektörü çalışanıdır. Bu noktada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın görevinin ölümleri saymak ve kaza sonrası işyerlerine müfettiş göndermek değil kazaların önlenmesini sağlamak olduğunu belirtmek isteriz" ifadelerini kullandı.

TMMOB adına yapılan açıklamada şöyle denildi;

"13 yıldır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını yöneten kadrolar ve ülkemizi yöneten Siyasi İktidar bilmelidir ki, uyguladıkları politikalar on binlerce çalışanın ölümüne, on binlercesinin sakat kalmasına yol açmıştır. Bu politikaların uygulanmasına devam edildiğinde ölümler de ne yazık ki artarak sürecektir.

Israrla, inatla tekrar tekrar belirtiyoruz ki, emekçiler ölmeye mahkûm değildir, emekçilerin iş cinayetlerinde ölmeleri kader değildir. İş kazalarının/cinayetlerinin önlenebilmesi için:

*Yanlış politikalardan vazgeçilmeli, politika-mevzuat-uygulamalar, konunun tarafı olan sendikalar, üniversiteler, TMMOB, TTB ile birlikte kamusal bir çerçevede belirlenmeli ve uygulamaların denetiminde bu kuruluşlara da görev verilmelidir.

*Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Konseyi`ndeki temsiliyet "kamu" ağırlıklı olmaktan çıkartılmalı, sendika, demokratik kitle örgütü, meslek örgütü ağırlıklı hale getirilmeli, Konseyin aldığı kararların uygulanması zorunlu hale getirilmelidir.

*İş Ekipmanlarının periyodik kontrolleri artırılmalı ve kamusal denetim ivedilikle benimsenmelidir.

*İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması yalnızca iş güvenliği uzmanlarının çalışmaları ile sağlanamaz, konunun bilimsel açıdan bütün taraflarının ekip çalışması ile mümkün olur. Bunun yanında iş güvenliği uzmanlarına ilişkin son 10 yılda en az 10 kez değişikliğe uğrayan mevzuat yap-boz alanı olmaktan çıkarılmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin kararlar, uygulama ve denetim mekanizması, yukarıda saydığımız kurum ve kuruluşların katılımı ile oluşturulacak kurul tarafından kamusal denetim olarak yerine getirilmelidir.

*İşyerlerinde oluşturulan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarında temsiliyet işçi ağırlıklı hale getirilmelidir.

*İşyeri denetimleri daha sık yapılmalı, denetimlerde maden, inşaat, metal sektörlerine ağırlık verilmelidir.

*Eksikleri bulunan işyerlerine verilmesi gereken cezalar derhal uygulanmalı, kesinlikle ertelenmemelidir.

*Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

*İşçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamındaki işçi eğitimleri formalite olmaktan çıkarılmalıdır.

Odamız, işçi sağlığı iş güvenliği ve asansörler alanındaki uzmanlıklarından hareketle konunun takipçisi olacak, gerekli açıklamaları ve teknik raporu kamuoyu ile paylaşacaktır."

Kaynak: Birgun.net