Türkiye, önceki gün sınıra yakın noktalarda YPG’nin de bileşeni olduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG) mevzilerini top ateşine tuttu. Türkiye içinde tartışmalar, ABD, Rusya, Suriye, PYD dahil çeşitli çevrelerden açıklamalar gelmeye devam ediyor. Aslında önceki gün Türkiye’den Suriye içine yapılan top atışları ilk değildi ancak zamanlama ve sahadaki gelişmeler itibariyle çok ses getirdi.

Birkaç aydır Suriye ordusu Rusya’nın hava ve Hizbullah’ın kara desteği ile Lazkiye kuzey kırsalını da kapsayacak şekilde Hama ve Halep çevresinde kara operasyonları yapıyor. Kilis’in karşısındaki Azez’den başlayıp Tel Rıfat, Nubbul ve nihayetinde Halep merkeze uzanan güzergâh önemli ölçüde Suriye ordusunun eline geçti. “Cerablus’a girdi girecek” diye sık sık gündeme gelen YPG ve DSG önce Fırat nehri üzerindeki Teşrin barajını aldı, ardından 2013’te El Kaide uzantılı grupların eline geçen Minnig havaalanında kontrolü ele geçirdi. Türkiye sınırındaki Azez’e kadar uzanan YPG ve SDG’nin bulunduğu noktalar uzun süredir etrafı sarılmış halde olan Afrin’e çok yakın. Kısaca, hem Halep hem de İdlip’teki silahlı gruplar için hayati önem taşıyan Azez-Tel Rıfat güzergâhı farklı noktalardan önemli ölçüde Suriye Ordusu ile YPG/DSG’nin eline geçmiş durumda.

Türkiye’nin desteklediği ya da şimdiye kadar angajmanı devreye sokma gereği duyulmadığı düşünüldüğünde en azından göz yumduğu silahlı gruplar hızla kan kaybediyor. Türkiye sınırında Suriye ordusu ve YPG-DSG’nin eline geçen bölgelerin bir kısmı tampon bölge planının içinde.

Suriye ordusu, YPG-DSG ilerleyip sınıra yaklaştıkça tansiyon daha da yükselecek gibi görünüyor. Suriye’de beş yıldır devam eden savaş süresince birçok kez tansiyon yükseldi ancak Türkiye’nin de dahil olduğu ülkelerarası bir savaş riskinin en yüksek düzeye ulaştığı ve önümüzdeki aylarda daha da tırmanacağı söylenebilir.



Diğer taraftan YPG, Türkiye içinde şeytanlaştırılırken uluslararası platformda IŞİD’e karşı sahadaki en etkili iki güçten biri olduğu fikri giderek kabul görüyor.

YPG, Demokratik Suriye Güçleri’nin bileşenlerinden biri ve tamamen Kürtlerden müteşekkil değil. YPG içinde Arap aşiretleri, Süryaniler, Türkmenler, eski ÖSO mensupları oldukça aktif.

IŞİD ve El Kaide’nin Suriye kolu olan Nusra Cephesi-Ahrar uş Şam gibi örgütlere karşı etkili oluşu, bulunduğu bölgelerdeki halk desteği, ABD ve Rusya ile çeşitli düzeylerdeki ittifakları göz önüne alındığında YPG’ye yönelik top atışlarının örgütü zayıflatmayacağı açık. Aksine, halk desteğini arttıracak ve ittifaklarını güçlendirecek olan bu saldırılar Türkiye’ye yönelik “IŞİD ile savaşan örgütlere saldırıyor” suçlamalarını arttırabilir.

900 kilometreden uzun olan Türkiye-Suriye sınırının önemli bir kısmı uzun süredir YPG-DSG’nin kontrolünde. Türkiye açısından hayati önemdeki “sınır boyunca bölgenin tamamını ele geçirmeleri halinde cihatçıların Türkiye’ye karşı eylem yapmaması hangi şartlarda ve ne kadar süre sağlanabilir” sorusu henüz gündeme bile gelmiş değil.

Diğer taraftan Suudi Arabistan ile birlikte ‘IŞİD’e karşı mücadele’ gerekçesiyle Suriye’ye askeri operasyon yapılması tartışmaları sürüyor. Operasyon olacak mı, olursa kara gücü olarak hangi ülkenin askeri müdahale edecek, Suriye içine kaç kilometre girilecek, hangi örgütlerle savaşılacak gibi onlarca sorunun hâlâ cevapsız olduğu operasyon tartışmalarına dair detaylar önümüzdeki haftalarda belirginleşmeye başlayacak.

Kaynak: Birgun.net