DİSK-AR'ın hazırladığı 'Zorunlu BES' raporunun üçüncü ve son bölümünü yayımlıyoruz.

»Bireysel Emeklilik Sistemi’ni kim denetliyor?

Bireysel emeklilik sisteminin emeklilik ve sigortacılık faaliyetleri bazı mekanizmalarla denetleniyor. Şirketlerin günlük gözetim ve denetim yetkisi Hazine Müsteşarlığı tarafından, BES faaliyetleriyle ilgili katılımcıları ve kamuyu bilgilendirme ile emeklilik şirketlerinin faaliyetlerinin elektronik ortamda yetkililere raporlanması, Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından yerine getirilmektedir.

Emeklilik Gözetim Merkezi, Müsteşarlığın denetimine tabi olup, görevini yerine getirirken katılımcıların fonlarla ilgili işlemlerini Sermaye Piyasası Kurulu’nun denetimi altında gerçekleştirmektedir. Oluşan raporlar Müsteşarlık veya Kurul tarafından değerlendirilmektedir. Müsteşarlık özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişiyi emeklilik gözetim merkezi olarak görevlendirebilmektedir.

Bireysel emeklilik sisteminin denetim mekanizmalarının işleyişinde sosyal tarafların eksikliğinden söz etmek mümkün. Sadece kamu otoritesiyle sağlanan denetim, sendikaları, sivil toplum örgütlerini sistemden uzak tutmaktadır.

»Bireysel Emeklilik Sistemi’nde işverenlere vergi avantajı var mı?

Bireysel Emeklilik Sistemi'nde vergi avantajı uygulaması 1 Ocak 2013 tarihinde sona erdi. 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere işveren tarafından ödenenler hariç olmak üzere, katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının yüzde 25´ine karşılık gelen tutarın devlet katkısı sisteme geçildi. Ancak, çalışanları adına gönüllü olarak katkı payı ödeyen işverenler BES’e ödedikleri katkı payını ücretle ilişkilendirmeksizin ticari kazançlarının tespitinde gider olarak indirim konusu yapabilir. Diğer bir ifade ile BES için işveren tarafından –isteğe veya sözleşmeye bağlı olarak- yapılabilecek katkı payları ücretin bir parçası sayılmaz ve bu nedenle ücrette indirim yapılamaz ancak gider gösterilebilir.

»Zorunlu BES Anayasa’ya uygun mu?

Zorunlu BES uygulaması, Anayasa’nın sosyal hukuk devleti ilkesine ve sosyal güvenliğe ilişkin hükümlerine aykırı olduğu gibi, bireysel hak ve özgürler arasında yer alan sözleşme özgürlüğü ve mülkiyet hakkına da aykırıdır. Devlet hiç kimseyi getirisi belirsiz bir özel sigorta programına girmeye zorlayamaz. Kişiler tasarruflarını diledikleri gibi değerlendirebilirler.

Zorunlu BES sosyal güvenliğin temel felsefesine ve Anayasa’ya aykırıdır. Dahası sosyal güvenliği adım adım özelleştirmeyi hedefleyen bir uygulamadır. Sosyal güvenlik herkes için zorunludur. Anayasa’nın 60’ıncı maddesine göre “herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir ve devlet bu güvenliği sağlayıp gerekli teşkilatı kurmakla yükümlüdür.” Büyük sorunları ve eksikleri olmasına karşın Türkiye’de şu anda zorunlu ve kamusal bir sosyal güvenlik sistemi ve kurumu (SGK) vardır. Çalışanlar bu kamusal sosyal güvenlik sistemi için prim ödemekte ve ayrıca sisteme devlet de katkı yapmaktadır.

Zorunlu BES Anayasa’nın mülkiyet hakkına ilişkin 35. maddesine ve Anayasa’nın 48’inci maddesinde yer alan sözleşme serbestisine de aykırıdır. Çalışanlar zorla ve işverenleri tarafından seçilen bir BES şirketi ile kendi iradeleri dışında sözleşme yapmak durumunda bırakılıyor. Kısaca BES, Anayasa’nın sadece sosyal hükümlerine değil bireysel hükümlerine de aykırı bir düzenlemedir. (BİTTİ)

Kaynak: Birgun.net