Havuz medyasında birinci sayfaları yapan arkadaşların şahane bir şablonu var. Casablanca filminin geçtiği gece kulübünde her gece aynı parçaları çalan Türk piyanistin vaktizamanında Mustafa Balbay’a aktardığı gibi, “Kızdır kızdır ye” tadında tekrar ediyorlar kendilerini. Habire aynı şablonun üzerinden sayfa çatıyorlar.

Formülleri de epey kolay. Lacivert bir zemin, içine ya bir dekupe ya da siyah zemini artırılmış bir fotoğraf. Üzerine “parsel” kod adlı belediye başkanının büyük harfli tweetleri gibi, okuyana fırça atan nal gibi başlıklar. Elbette genelde dekupe fotoğraflar Erdoğan’a ait oluyor. Çok nadiren, düşük profili kabul eden ya da etmeyen başbakanlar da yer alıyor.

* * *

Son dönemde havuzcuların bu mükerrer nüshalarında ana lacivert zemin manşetlerine Erdoğan’ın aile bireyleri de girmeye başladı. Enerji Bakanı olduğu günden bu yana kendisinden fazlaca “elektrik” alan havuz medyası, Başbakan Yıldırım’dan çok Albayrak’ı anonsluyor. Elbette mesele ‘mail’ler değil, ‘maaile’ verilen demeçler oluyor genelde.

Erdoğan’ın uçağının demirbaşları arasına giren yayın yönetmenleri manşet atmadan teyit için bir telefon açmamıştı anlaşılan

Yalnız havuz medyasının baltayı taşa vurduğu meseleler, tam da bu aile manşetlerinden çıkıyor. Özellikle Akşam gazetesinin Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’la ilgili manşetleri...

* * *

Hatırlarsınız, Türkiye twitter üzerinden DM ile suikast hazırlığını bu gazeteden öğrenmişti.

Akşam’ın geçen sene şubat ayında attığı fantastik ötesi manşete göre, eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Gülencilerle birlikte Sümeyye Erdoğan’a yönelik suikast planlıyordu. Twitter üzerinden! @Jack’in twitter’ı kurarken hesaplayamadığı fonksiyonu Akşam gazetesi keşfetmişti. Neyse ki hain plan suya düştü! Sümeyye Hanım rahat nefes aldı.

* * *

Akşam gazetesi, Umut Oran’a tazminat ödemek zorunda kaldığı bu haberden sonra pes etmedi. Sümeyye Erdoğan’ı manşet yapayım derken bir kez daha rezil oldu. Önceki günkü manşetleri aynen şöyleydi: “Forslu silahla kaos planı!” Manşete göre, Sümeyye Hanım’ın koruma aracındaki silahlar çalınmıştı. 15 Temmuz gecesi kaosu tetikleyecek bir suikastta kullanılacaktı!

Haberi süsleyen “hainlerin olay yerinden kaçarken kullandıkları” aracın fotoğrafı, bir de “itiraf ettiler” ara başlığı vardı. Daha ne olsundu?

Çarşamba atılan manşetin ömrü 1 günden uzun sürdü. Saray, perşembe günü bir açıklama yaparak manşeti gazete ismi vermeden yalanladı:

“Bazı iddiaların aksine, terörle alakalı bir boyutu bulunmamaktadır. Operasyon neticesinde çalınan silahlar, teçhizat ve mühimmat eksiksiz olarak ele geçirilmiş, olayla ilgili 5 şüpheli de gözaltına alınmıştır. Şüpheliler hakkında hırsızlık suçundan işlem yapması da hadisenin terörle ilgili bir boyutu olmadığını ortaya koymaktadır."

* * *

Yine bir Sümeyye Erdoğan manşeti elde patlamıştı. Erdoğan’ın uçağının demirbaşları arasına giren yayın yönetmenleri manşet atmadan teyit için bir telefon açmamıştı anlaşılan. Erdoğan’a ilahi aşkını deklare eden bir patrona bu kadar ihanet edilir. O nedenle havuzcu dostlar, siz siz olun Sümeyye Erdoğan manşeti atmayın. İlle atacaksanız, gazetecilik ilkelerini anımsayıp en azından telefonunuzdaki ‘hızlı arama’ tuşuna basmayı unutmayın.

* * *

Reşat Petek - Erdoğan Bayraktar

Aman, “Başbakan da demişti” demeyin!

AKP, uzunca bir süre üye göndermekte direndiği 15 Temmuz darbesini araştırma komisyonunun başına çoook ilginç bir isim atamıştı. Uzun yıllar Gülen’e yönelik eleştirilere karşı baraj kuran, “hocaefendi” övgüleri düzen eski başsavcı olan milletvekili Reşat Petek,“FETÖ’nün darbe girişimini” araştıracaktı.

Özellikle bu dönem palamut akını fazla olduğu için, bol protein ve amino asit tüketen yurdum insanları, geçmişteki şu sözlerini hatırlatmıştı haliyle:

2009: “Bazı medya organlarında bir süreden beri 'F tipi' tabirini görüyorduk. Dillerindeki baklanın planlı bir şekilde piyasaya sürüldüğü şimdi anlaşılıyor. Millet olarak çok daha uyanık olmak zorundayız.”

2013: Fethullah Gülen Hocaefendi ve AK Parti’yi beraber hedef alan yapılar, AK Parti’nin bu süreçten güçlenerek çıktığını görünce bu kez Cemaat ve AK Parti’yi birbirine düşürmeye çalışıyor.”

2011: “Hakkında açılan tüm davalardan, Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beraat etmesine ve bu beraat kararının kesinleşmesine rağmen, Ergenekon yapılanmasının parlamentodaki uzantıları tarafından 'çete' diye hakkında Meclis kürsüsünden konuşma yapanlar oldu.”

* * *

Bu sözleri sık sık hatırlatılınca, darbeyi araştırmasını beklediğimiz Vekil Petek, Meclis’te gazetecilere dert yanmış. Eski demeçleri için “iddialar bulanık propaganda” diyen Petek, Gülen’e övgülerini çok ama çok tehlikeli bir cümleyle savunmuş:

“Ergenekon ve Balyoz davalarının başlangıcında nasıl o gün Başbakanımız, Türk siyasetinin vesayetten kurtarılması için önemli davalar olarak gördüyse ben de benzer yorumlar yaptım.”

Sayın Petek, Gülen övgülerinizi Erdoğan’a bağlayan bu ayaküstü sözleri geri alın tez zamanda. Erdoğan Bayraktar’ı hatırlayın! Hani 17 Aralık’tan sonra NTV’nin 13.00 bültenine bağlanıp, “Her şeyi Başbakan’ın talimatıyla yaptım” demişti. Sonrasını hatırlıyorsunuz. Aman diyeyim, millet de, Rabbiniz de, Erdoğan da sizi affetmeyebilir.

Kaynak: Birgun.net