HAZIRLAYAN: ZEYNEP YÜNCÜLER

Ankara ile Brüksel arasındaki “kirli” anlaşma ile Yunanistan’dan gönderilen ilk mülteci kafilesi Dikili’ye ayak bastı. Ege’nin her iki yakasında da mültecilerin geri gönderilmesi protesto edildi.

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 18 Mart’ta imzalanan Geri Kabul Anlaşması kapsamında mültecilerin Türkiye’ye gönderilmesine başlandı. Midilli adasından gönderilen mülteciler İzmir Dikili’ye getirildi. Dikili’deki hareketlilik sabahın erken saatlerinde başladı. Çok sayıda TOMA, polis, helikopter, zırhlı araç ve ambulans Dikili Limanı çevresinde konuşlanırken, üç gün önce liman içine kurulan ‘geri gönderim sahası’ amaçlı olarak kurulan iki çadırda da hazırlıklar yapıldı. Dikili Limanı’nda bekleyiş sürerken, 08.00’a doğru Midilli Adası’ndaki Moria kampından yola çıkan 72 kişiden oluşan ilk mülteci kafilesi Ayvalık-Midilli arasında yolcu taşıyan Nazlı Jale isimli feribotla Dikili Limanı’na yanaştı.

AB sınır güvenlik ajansı ‘Frontex’e bağlı güvenlik güçleri’ eşliğinde limana getirilen 72 kişiden oluşan ilk kafilenin içinde sadece 2 Suriyeli yer aldı, geri kalanlar ise geri kalanlar ise Pakistan ve Bangladeş uyruklu. Mültecileri taşıyan ikinci gemi ‘Lesbos’ da ise 66, son olarak Sakız Adası’ndan gelen üçüncü gemi ‘Ertürk’te de 64 mülteci Dikili Limanı’na taşındı. 3 gemi seferi ile Dikili Limanı’na getirilen 202 mülteci otobüsler ile Kırklareli’ndeki kamplara götürülmek üzere yola çıktı.

Dönmek istemiyoruz
Sabahın erken saatlerinde Dikili Limanı’nda haraketlilik yaşanırken karşı yakada, Midilli’deki Karatepe ve Moria kampında da Ege kıyılarına gönderilecek mültecilerin protestosu vardı, binlerce mülteci ‘Türkiye’ye dönmek istemiyoruz’ dedi. Diğer bir yandan mültecilere yardım etmek amacıyla kurulmuş olan PİKPA Derneği sabah saatlerinde üç pankart açtı. Pankartlarda “Türkiye güvenli değil”, “Belediye’ye ait kamp açık kalsın, dayanışma sürsün”, “Feribotlar güvenli geçiş içindir, sınır dışı etmek için değil” yazdı.

İltica başvurusu
Midilli’den gelen bilgilere göre yeni bir hukuki süreç başlayacak. Yaklaşık 2 bin 718 mülteci iltica başvurusunda bulunacaklarını açıklarken, bu imkanın da engellendiğini aktardı. İltica meselesi hakkında dün gün içinde açıklama yapan BM’nin uluslararası göç özel temsilcisi Peter Sutherland, “Göçmen nakillerinin nasıl gerçekleşeceğini bilemiyoruz. Ancak eğer iltica başvurusu hakkı tanınmadan kitlesel bir sınır dışı etme eylemi gerçekleştirilirse bu tamamen yasalara aykırı olur” diye konuştu.
Ayrıca anlaşma kapsamında, Suriyeli olmayan mültecilerin ise geri kabul merkezlerinde kayıtları alındıktan sonra ülkelerine gönderileceği ya da geçici koruma altına alınacağı bilgisi var.


Geri Kabul Anlaşması insan kaçakçılığıdır!
Mültecilerin yaşadıkları sorunların çözümleri için çalışmalar yürüten Halkların Köprüsü Derneği de Dikili Limanı’ndaydı. Türkiye ve AB arasında yapılan söz konusu ‘ geri gönderme’ anlaşması’na ‘İnsan kaçakçılığı’ tanımını yapan dernekten Melahat İletmiş şöyle konuştu: “AB’nin mülteci krizine yanıtı tam bir hayal kırıklığıdır. AB, üye devletlerin ulusal politikaları yönünde davranmıştır. Bir birlik perspektifi geliştirilememiştir. Bu geri gönderme anlaşması ile AB resmi insan kaçakçılığı yapmaktadır. Bugün burada insanlık, canlarından başka hiçbirşeyleri olmayan çıplak insanların yaşam umudu ile şişman, AB’nin bencilliğinin, siyasi hesaplarının çatışmasına sahne oluyor. Geri gönderme anlaşması soruna çözüm getirmekten uzaktır. Geri gönderme anlaşması ile bugün Dikili’de seyrettiğimiz bir gösteriden ibarettir; asıl amaçlanan mültecilerin Avrupa’ya dair, yani insan haklarına dair morallerini yıkmaktır.”


Yıl sonuna kadar 20 bine ulaşacak
Brüksel’de varılan anlaşmaya göre, 20 Mart ve sonrasında Türkiye üzerinden beş Yunan adasına (Midilli, Sakız, Sisam, İstanköy ve İleryoz) geçmiş olan mültecilerin iltica başvurusu yapmayanlar ya da başvurusu kabul edilmeyenler, deniz yoluyla Türkiye’ye geri gönderilecek. Anlaşma gereği Nisan ayı sonuna kadar 3 bin, yıl sonuna kadar ise 20 bin mülteci Ege kıyılarına ulaşacak, ardından kamplara yerleştirilecek.

Geçişler hâlâ devam ediyor
Geri kabul gününe 1 gün kala 3 Nisan gecesi aralarında Pakistanlı, Suriyeli ve Bangladeşlinin bulunduğu yaklaşık 50 mülteci Jandarma tarafından alıkonuldu. Dikili’den yabancı Büro Amirliği’nden alınan bilgiye göre Dikili Kapalı Spor Salonu’na gönderilen 50 mültecinin işlerinin ardından, şehir dışındaki kamplara gönderildi, ancak hangi kamp olduğu belirtilmedi. Türkiye’den Yunanistan’a geçişler azalsa da ancak durmadı, küçük gruplar halinde geçişler sürüyor. Bu duruma sıkı kontroller etkili olsa da her gün 50-100 insan adalara geçmeye devam ediyor.

Suriyeli hamile kadına sınır dışı
Uluslararası Af Örgütü’ne göre Ocak ayının ortasından bu yana neredeyse her gün, yaklaşık 100 erkek, kadın ve çocuktan oluşan grupları toplayıp Suriye’ye gönderildi. Üç Suriyeli çocuğun ebeveynleri olmadan, sekiz aylık hamile bir kadın da Suriye’ye zorla gönderildi.

Mültecilerin yanında olmalıyız
Sabah saatlerinde Dikili Limanı’nda bekleyiş sürerken Almanya’dan gelen iki insan hakları savunucusu mültecilere destek için “Stop deportations open border”, (Sınırdışı etmeyin, sınırları açın) yazan bir pankart açtı. Polis pankartı gerekçe sunmadan, iki aktivistin elinden alarak, kaldırdı ve mültecilere sınırları kapatan ülkelere karşı açılan bu yazının limanda gösterilmesine izin verilmedi. Pankarta engelleme sonrası, BirGün’e konuşan aktivistler “Suçlu oldukları, sınırları kapattıkları, mültecileri insan değil, para olarak gördükleri için o pankartı kaldırdılar. Mültecilere karşı ırkçılık kabul edilemez. O insanların her anlamda yanlarında olmalıyız” dediler.


Kaynak: Birgun.net