RİZE'nin Çayeli İlçesi'nde, 3 Hidroelektrik Santralin (HES) yer aldığı Senoz Vadisi'ne, yaklaşık 15 kilometre boyunca su düzeyinin aniden yükselebileceği gerekçesiyle dereye girmenin tehlikesini belirtmek amacıyla, üzerlerinde 'Uzak durun' yazılı uyarı tabelaları konuldu. Ayrıca, sesli ikaz sistemleri yerleştirildi. Yüzme ve balık tutmayı öğrendikleri derelerin yasaklanmasından yakınan yöre sakinleri ise, "HES'leri savunanların vadi halkına armağanı bu oldu" diyerek tepkilerini dile getirdi.

Karadeniz sahilinden iç kesimlere doğru 45 kilometre boyunca uzanan organik tarım arazisi Senoz Vadisi'nde 12 HES projesinin yapımı planlandı. Vadide oturanlar, doğal yapının bozulacağı ve yaşam alanlarının zarar göreceği endişesiyle hukuk mücadelesi başlattı. 10 yılda açtıkları 14 davayı kazanmalarına rağmen yapımı tamamlanan 3 HES'in elektrik üretimine başladığı vadide, 3 projenin yapımı, 6 projenin ise planlama süreci devam ediyor. Vadide elektrik üreten 3 HES projesinin yer aldığı 15 kilometre boyunca dere kenarlarına su seviyesinin aniden yükselebileceği gerekçesiyle, 'Dikkat hava iyi olsa bile su seviyesi ani olarak yükselebilir. Bu alanda suya girmek tehlikelidir' ve 'Aşırı tehlike. Santralden su alma yatağına (dereye) herhangi bir uyarı olmadan ani sel gibi su gelebilir. Uzak durun' yazılarının yer aldığı uyarı tabeleları asıldı. Dere boyunca değişik yerlere de, su salınması halinde uyarı için sesli uyarı sistemleri yerleştirildi.

"SENOZ'U VADİ HALKINA YASAKLADILAR"

TEMA Vakfı Çayeli Temsilcisi Ahmet Ali Kork, 14 dava kazanmalarına rağmen vadide 3 HES projesinin uygulamaya konulduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Vadi halkı yüzmeyi ve balık tutmayı bu derelerde öğrendi. Gelecek nesillerimiz bu derelere giremeyecek ve bizi lanetleyecek. Bu dereyi zaten girilmez hale getirdiler. 5 yıldır süren yapım aşamasında dere bulanık akıyor. Senoz'u vadi halkına yasakladılar. HES'leri savunan yetkililerin vadi halkına armağanı bu oldu."

"EY ARKADAŞIM, VADİYİ NE HALE GETİRDİĞİNİ GEL DE BİR GÖR"

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun üniversiteden okul arkadaşı olduğunu hatırlatan Kork, "Veysel Eroğlu, 2008 yılında vadiye geldiğinde gördüğü doğa tahribatları karşısında bize hak verdi, ‘düzenleme yapılacak’ dedi. Ama değişen bir şey olmadı. Projeler yapıldı. Ey arkadaşım, vadiyi ne hale getirdiğini gel de bir gör. HES projelerinin taşkın koruma projesi olarak da kullanılacağını söylemişti. Ama ocak ayında yaşanan selde vadideki yollar, köprüler, duvarlar çöktü. Bizim yaşayarak gördüğümüz sonuçlar ortada" diye konuştu.

"DEREYE GİRMEMİ NEDEN ENGELLİYORLAR?"

Dere yatağı boyunca konulan tabelaların kendilerini rahatsız ettiğini ifade eden Gürpınar Köyü Muhtarı Dursun Ali Tetik de, "Dereye binlerce alabalık bırakılmıştı. HES inşaatları nedeniyle bulanık akan derede balık kalmadı. Şimdi dereye girmemiz de yasaklandı. Benim derelere girmemi neden engelliyorlar?" diye sordu.

Emekli Başbakanlık Müşaviri Mustafa Aksu ise, her yıl yaz aylarını vadideki Çataldere Köyü'nde geçirdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Biz bu derelerde büyüdük, balık avladık. Şimdi çocuğumu dereye indiremiyorum. Kendi köyümüzde deremize giremedikten sonra buralara gelmemizin ne anlamı kaldı? Zamanında çok anlattık böyle olacağını ama olmadı. Doların yeşiline aldanmayın. Bu güzel vadinin yeşilini koruyalım."

Bir dönem kendilerine, 'HES'ler bittiğinde her şey daha güzel olacak' denildiğini hatırlatan yöre sakinlerinden Hakkı Başkapan da, "Mecliste çıkarılan bir torba yasa ile mahkeme kazansak ta gelip üzerimize çıkıyorlar" diyerek sitem etti.

()

Kaynak: Birgun.net