HÜSEYİN ŞİMŞEK [email protected]

10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi mitingi öncesinde tarihi Ankara Garı önünde IŞİD’in intihar saldırısına ilişkin dava dosyasında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen “bilgi-belge paylaşım” talebini reddettiğine ilişkin yazışmalar ortaya çıktı.

İki Başsavcılık arasında geçen yazışmalara göre, 10 Ekim Katliamı’ndan 9 gün sonra, Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Temmuz 2015’te 33 kişinin yaşamını yitirdiği ve yine IŞİD tarafından gerçekleştirilen intihar saldırısının soruşturması için, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı gönderdi. Gönderilen yazıda, “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir dosyaya esas olmak üzere, 10 Ekim 2015’te Ankara ilinde meydana gelen patlamanın soruşturmasında elde edilen delillerin 20 Temmuz 2015’te ilimiz Suruç ilçesinde meydana gelen patlamanın soruşturmasına da esas teşkil edebileceği değerlendirildiğinden, istenilen hususların Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi” ifadeleri yer aldı. İstenilen belgeler ise, “Yakalanan ve yakalama kararı çıkartılan şüphelilerin açık kimlik bilgileri, kullandıkları GSM numaraları, araç plaka numaraları ve ifadeleri” şeklinde sıralandı.

Gizlilik kararı bahanesi
Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Suruç dosyası ile ilgili yazısını değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sadece bir gün sonra 20 Ekim günü gönderdiği yanıtında, soruşturmanın ilerlememe ihtimaline rağmen, “Sormuş olduğunuz hususlarla ilgili olarak, dosyada gizlilik kararı bulunduğundan soruşturma tamamlandıktan sonra bilgi verilecektir” ifadelerine yer verdi.

“Gerekçe geçersiz”
Suruç ve Ankara katliamlarını takip eden Avukat Can Tombul, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen “ret” yanıtını değerlendirdi. 10 Ekim Katliamı’nda olduğu gibi Suruç Katliamı’nın soruşturmasında da gizlilik kararı olduğunu hatırlatan Tombul, bu nedenle belgelerin avukatlarca ele geçirileceğine ilişkin bir endişenin var olamayacağını, gizlilik kararının bu nedenle yeterli bir gerekçe olmadığını söyledi. Bu karardan aylar sonra Suruç soruşturmasına belge gönderildiğini kaydeden Tombul, “Türkiye’de katliamların soruşturmaları bilinçli olarak yavaşlatılıyor ve bu yazışmalar da onun göstergesi” dedi.

Devlet suç ortağı
6 aydır Suruç dosyasının soruşturmasının tamamlanmak üzere olduğunun söylendiğini ancak herhangi bir adım atılmadığını ifade eden Tombul, “Soruşturmaların ilerlemesi ve tamamlanması için özel bir çaba sarf edilmediğini görebiliyoruz. Katliamın aydınlatılması, sorumlu kişilerin bulunması için de herhangi bir girişim yok. İhmalden dolayı devletin de katliamlarda sorumluluğunun olduğunu söylüyoruz. Bilgi ve belgelerin paylaşılmaması, Suruç katliamını yavaşlatmıştır” diye konuştu.

Kaynak: Birgun.net