HÜSEYİN ŞİMŞEK [email protected]

Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. Savaş ve çatışmaların çocuklarını ellerinden aldığı aileler Barış Günü dolayısıyla BirGün üzerinden silahların susması ve barış mesajı verdi. Ankara Güvenpark Katliamı’nda yaşamını yitiren 16 yaşındaki Destina Peri Parlak’ın annesi Hacer Peri Parlak, geçen yıl asker oğlu Barış Aytek’i kaybeden Turabi Aytek ve kardeşiyle birlikte yeğenini dağda yitiren bir oğlu da hâlâ dağda olan barış annesi Münübe Koç barışın hakim olduğu bir ülke inşası için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.

Sesimizi daha yüksek çıkarmalıyız
Ankara Güvenpark Katliamı’nda yaşamını yitiren 16 yaşındaki Destina Peri Parlak’ın annesi Hacer Peri Parlak’ın acısı ilk günkü kadar taze. Ülkedeki savaşın ateşi yüreğine düşen Parlak, patlamanın olduğu 12 Mart günündeki duygularıyla şunları dillendirdi: “Acım büyük ama öfkem çok daha büyük. Birileri sırça saraylarından bizim terörle yaşamaya alışmamız gerektiğini söylüyor, bizim taptaze fidanlarımızın yok edilmesine sessiz kalmamızı dayatıyor. Günlerdir kendime soruyorum: Neden hep bizim çocuklarımız ölüyor? Teröre ve ölümlere alışmayacağız, ülkedeki hiçbir savaşın bizim savaşımız olmadığını biliyoruz. Çocuklarımızı katliamlara kurban vermediğimiz, barış ve sevginin hakim olduğu bir ülke inşa edebilmek için üstümüzdeki ölü toprağını atıp hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor. Değilse sıra hepimize gelecek, ateş hepimizin evine düşecek. Bizi yönetenlerin sıradan insanlar gibi terörü lanetleyip, kınamalarını değil, sorumluluğun gereğini yerine getirip istifa etmelerini istiyoruz. Benim nezdimde, bombayı patlatanlar kadar, onlara bu ortamı hazırlayanlar ve engel olamayanlar da suçludur.’’

Asker oğlunu yitiren baba: Barışlar ölmesin
Geçen yıl yaşamını yitiren asker Barış Aybek’in babası Turabi Aybek acısının hâlâ taze olduğunu kaydederek artık insanların ölmesini istemediklerini söyledi. Aybek “Ülkemiz güzel bir ülke, madem kardeşiz diyoruz artık silahlar sussun, bu ölümler olmasın. Oğlumun adı Barış’tı, onun adı gibi bir ülke istiyorum. Oğlumun izinin silinmesi mümkün değil, attığımız her adımda, evin her köşesinde hâlâ onun varlığını hissediyoruz. eminiz ki evladı yitip giden her aile bizimle aynı şeyleri hissediyor” şeklinde konuştu.

Silahlar hemen sussun
19 yıl önce kardeşi Merhavi Yılmaz’ı ardından bir yeğenini PKK saflarındayken kaybeden, bir oğlu hâlâ dağda olan barış annesi Münübe Koç, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün barışın gelmesi için bir fırsat olmasını istedi. PKK ve TSK’nin silahları susturmasını isteyen Koç, “Çatışmalar durduğunda anneler ağlamıyordu. Yeniden barış gelse ne güzel olacak” dedi. Oğlunun, kardeşinin ve yeğenlerinin PKK saflarında savaşmaya gittiğini, 1997 yılında kardeşini ve ardından bir yeğenini çatışmalarda kaybettiklerini anlatan Münübe Koç, “1 Eylül ülkede barışa vesile olsun. Ölümler artık dursun. Devam etmesin bu çatışmalar. Asker olsun, polis olsun, PKK’li olsun, ölüm herkesi babasız, kardeşsiz, evlatsız bırakıyor. Biz her zaman barış talebimizi dillendirdik. Yine dillendiriyoruz” dedi.

Barış gelene kadar çabalarını sürdüreceğini kaydeden Koç, “IŞİD’in saldırısından sonra barış umutlarımız yıkılmıştı. Şimdi yeniden barış kelimesini kullanıyoruz. Bu kez saldırılara karşı dikkatli olmamız gerekiyor. Kimsenin ölümünü istemiyoruz. 10 Ekim’de kimse savaş istememişti. Barış isteyenler öldürülmüştü. Barış isterken biber gazı yedim, jop yedim, gözaltına alındım, mahkemelerde yargılandım. Meclis Dikmen kapısına barış isteyen çelenk bıraktığım için hapis cezası bile aldım. Yine de barış gelene kadar çabalarımı sürdüreceğim” şeklinde konuştu.

‘Karşılıklı silah bırakmalılar’
Askerin operasyonlarını durdurmasını ve PKK’nin de silahlarını susturmasını isteyen Koç, barış talebini dillendirdiği açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kara ve hava operasyonlarının bir anca durması lazım. PKK’nin de silahları susturması gerekiyor. Her iki tarafa da çağrıda bulunuyorum. Devlet bir adım atsın ve ölümleri durdursun. 1 Eylül barış için vesile olabilir. Barış istiyorsan buralarda da barışı sağlamamız gerekiyor. Kimsenin kimseye nefret etmesine gerek yok. Hep birlikte nefretimizi kenara bırakarak barışı sağlayabiliriz. Dilimiz ayrı olabilir ama kaderimiz bir. Herkesin haklarının verilip barışın sağlanması artık bu ülkenin en büyük önceliğidir. Hapse de girsem, ölümle de tehdit edilsem bu talebimi sonuna kadar haykıracağım.”

Kaynak: Birgun.net