Toroslar’da binlerce yıllık bir geleneği, göçebe yaşamı sürdüren Sarıkeçili Yörükleri'nin Hacıbaba Dağı’ndaki duraklarında düzenledikleri etkinlikte, belediye ekipleri tarafından darp edildikleri ve çadırlarının yıkıldığı yönünde haberler geçtiğimiz günlerde basına yansımıştı. Bugün de Sarıkeçililerin 'bir ihbar' üzerine 'Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan jandarmaya ifade verdiği ortaya çıktı. Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran 'Suçlama gerçek dışı. Biz dağlarda Toros’lar kadar dimdikiz, eğilmeyiz. Doğa ile bütünleşmiş bu ihtişamlı duruş birilerini rahatsız ediyor' diyor...

Kışı Mersin’de geçiren Sarıkeçililer, baharda yayla yoluna koyuluyor. Konya ve Karaman’ın yaylalarında yazı geçiriyorlar. Sonbaharda, yaklaşık 2 bin kişinin şehre geri dönüşü başlıyor. Yörükler, bin yıldır yaya olarak gidip geldikleri yollarda, artık, tehdit altındalar. Hayvanlara verecek su bulamıyorlar. Kimi zaman, hayvanları ancak haraçla otlatabiliyorlar...

Cumhuriyet’ten Hilal Köse’nin haberine göre Hacıbaba Dağı eteklerindeki Çoka Çeşmesi’nde, 14 Mayıs’ta düzenlenen “11. Sarıkeçililer Geleneksel Göç Kervanı” etkinliğinde su sorununda konuşulunca Kazımkarabekir Belediye Başkanı AKP’li Ali İhsah Alan ‘Her şeyi sökün’ diye talimat vererek, etkinliği terk etti.

Ardından yörüklerin halılarına ve keçelerine el konuldu ve darp edilenler oldu.

‘Bu su maden şirketine değil doğaya ait’

Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran bu yaşananlardan sonra 'Keçilerimiz susuz kalıyor. Buradan geçen sayısız obamız, bütün ailemiz imkanı varsa belediyeden traktörle su satın alıyor. İmkanı olmayan da susuzluktan nereye gideceğini bilmiyor. O yüzden bu suyun maden şirketine değil de doğaya ait olduğunu söylüyoruz. Bu yüzden burada yaptığımız etkinliğe belediye başkanı ve personeli karşı çıkıp kavga çıkartarak tahribat yaptılar. Bundan şikayetçiyiz' demişti.

Belediye Başkanı Alanlı, göçebeler için 'başka yerden gelen tanımadığımız kişiler' dedi...

Kazımkarabekir Belediye Başkanı Ali İhsan Alanlı’nın açıklaması ise şöyle: 'Başka yerden gelen tanımadığımız kişiler, hükümetimize, Cumhurbaşkanı’mıza ağır hakaretler içeren ifadeler kullanmaya başladılar. Olumsuz söylemler devam edince, araçlarımızı çekmek, çadırlarımızı kaldırmak istedik. Alkışlarla üstümüze yürüdüler. Kasıtlı olarak provokasyon yaptılar. Desteğimizi çektikten sonra etkinlik devam etti. Devlet büyüklerimize hakaret ettirmeyiz.'

Görünen o ki Sarıkeçililere yönelik baskılar sürüyor. Yörüklerin ihbar edildiği ve 'Cumhurbaşkanı’na hakaret' suçundan, jandarmaya ifade verdikleri öğrenildi.

Cumhuriyet'e konuşan Pervin Çoban Savran şöyle diyor:
“Çoka Çeşmesi, yüzyıllardır sürülerimizi suladığımız bir yer. Ama 4-5 yıldır burada bir damla su bulamıyorduk. Su kaynağı, mermer ocağına bağlanmış. Biz ise Kazımkarabekir Belediyesi’nden para karşılığında tankerlerle su alıyorduk. 3 tonluk tankeri 20 liraya dolduruyorlar, faturasız... Panelde, su sorununu konuştuk. Mermer ocağının mühendisi de geldi. ‘Suyunuzu biz aldık’ dedi. Çözüm üretelim derken, Belediye Başkanı tepki gösterdi. Sonra saldırıya geçtiler. Darp edilenlerden biri benim oğlum, biri de serbest fotoğrafçı. Rapor alıp şikayetçi olduk. Sonra jandarma geldi. ‘Devlet büyüklerine hakaret etmişsiniz’ dedi... İlk defa başımıza böyle bir olay geldi. Çok kötü oldum. Panelde kimseye hiçbir hakaret edilmedi. Jandarmaya, ‘kınıyorum sizi’ dedim. ‘Bir şey çıkmaz, ifadenizi alacağız sadece’ dedi...

Bizim tepkimiz doğayı, suyu yok etmeye çalışanlara... Yerdeki karıncayı, kurdu, kuşu, yılanı, çiyanı, çakalı bile koruruz. Hepsine saygılıyız. Bizim sözlerimizden alınanlar varsa, yarası olan gocunuyorsa bir şey diyemem. Biz dağlarda, Toroslar gibi dimdikiz hala, eğilmeyeceğiz. Tek tek saldırılar oluyordu ama belediye organizesinde böyle bir olayla ilk kez karşılaştık. Siyaset üstü bir duruşumuz var. Bizim için hiçbir partinin değeri yok. Mühim olan doğa ve kültürdür. Bu duruşumuz herkesi rahatsız ediyor. Eğilmez bir gücümüz var. Bu güce sahip olmamıza inanamıyorlar. Dağlardan, doğadan, yoldaşımız keçilerden alıyoruz bu gücü. Siyaset ya da tarikat ikileminin dışındayız, doğa ile bir bütünüz. Bu nedenle çekiniyorlar. Hak aramamızdan rahatsız oluyorlar. Bize destek verilmesinden de korktular. Etkinliğimizde Sibirya’dan gelen konuklarımız vardı.”

Kaynak: Birgun.net