MUSTAFA K. [email protected]

ABD’de 8 Kasım’da yapılacak Başkanlık seçimlerinde yarışacak Demokratik Parti’nin başkan aday adaylarından Vermont Senatörü Bernie Sanders, Iowa’daki seçimleri kıl payı Hilary Clinton’a kaptırınca özellikle bizim medyada dikkatleri üzerine çekti haliyle.

Ama, Clinton gibi kamuoyu anketlerinde önde giden birini zorlamış olmasından değil, kamuoyumuzda nedense “sosyalist” sayılmasından ötürü bir ilgi odağı haline geliverdi. ABD medyası zaten yakından bildiği görüşlerinden ötürü Sanders’i sadece, “çıkış yapan” aday olarak değerlendiriyor. Ama bizim medyaya bakarsanız ABD’de Sanders kaynaklı bir korku baş gösterdi bile. Öyle ki neredeyse ABD’de her platformda “ülkeye komünizm” gelir miydi tartışması başlamıştı. Çünkü senatör fena halde “komünist”ti.

Küçümsenmeyecek başarısı ülkeye “sosyalizm gelebilir mi?” tartışmalarına yol açmış olabilir elbette ama bu bir zihinsel aktiviteden öteye gitmez. Sanders vesilesiyle, ABD’de komünizmin mümkün olup olmayacağı “talk şov”lara konu olabilir ancak, çünkü konu çok eğlenceli.

Oysa, evet “sol” sayılacak görüşleri var ama Bernie Sanders tabii ki bir sosyalist değil. Hiç de olmadı. Onun sosyal eşitsizliğe, adaletteki aksamalara ilişkin görüşlerini Cumhuriyetçiler arasında dile getirenler de var ayrıca. Sanders eğer sanıldığı gibi “sosyalist” olsaydı senatörlüğü ancak rüyasında görürdü. Çünkü liberal solculuğu bile “komünist” olmak sanan son derece muhafazakâr ABD toplumunda gerçekten bir sosyalist/komünist olarak “yaşamak” neredeyse olanaksız.
ABD Komünist Partisi’nin efsanevi lideri Guss Hall için anlatırlar. Lüks bir malikanede yaşıyordu, çünkü “komünist” olduğu için kimse ev kiralamıyordu Guss’a. Malikaneyi parti almıştır. Özel otomobili hiç olmadı çünkü ehliyet vermediler ona asla. O nedenle şoförlü bir otomobili olmuştur.

Siyahların sosyalist Kara Panterler adlı örgütü ülkede terörist ilan edildi, üyeleri yıllarca baskı altında tutuldu. ABD’li siyah aktivist Jesse Jackson da (ki barışçı bir rahiptir) “komünist” diye suçlanarak yıllarca CIA’in listesinde yer aldı.

Bernie Sanders’i gerçekten sosyalist sanıp da tercihini ondan yana kullanmayacak milyonlarca insan var ABD’de. Mülkiyetçiliğin anavatanında solu andıran her tutum tepki görüyor çünkü. Gallup’un son yaptığı araştırmada bir “komünist”e oy vermektense “Müslüman” ya da “ateist”e oy vereceğini söyleyenlerin sayısı hiç de az değil.

Buna rağmen Sanders senatörlüğe kadar nasıl yükseldi peki? Muhafazakar kamuoyu da ABD medyası da onun “sosyalist” olmadığını gayet iyi biliyor. Ülkede “sol”u temsil eden Demokratik Parti’nin söyleminden daha sol da olduğu doğru ama bu herhangi bir tehlike arz etmiyor.

Sanders özel mülkiyetin egemenliğini savunan, ABD’nin askerileştirdiği dış politikasını, - “uygulamada” karşı olsa da- , ilke olarak benimseyen biri. Bernie Sanders soldan sadece İskandinav sosyal demokrasisini anlıyor. Buna bile tahammül edemeyip “komünist” diyenler çıksa da, muhafazakâr ABD kamuoyu Demokratik Parti’den biraz daha ileride olan bu “sol”a ancak DP’ye karşı olduğu kadar karşı.

Ülkesinin Bülent Ecevit’i olan Bernie Sanders’e sosyalist demek, herhalde, Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi’ne haksızlık olur. Hâlâ güç bela varlığını sürdüren ABD Komünist Partisi’ne de. Sanders’den daha fazla sıkıntı çekmiş siyah aktivist, her dönemin Başkan Adayı Jesse Jackson’a da.

ABD’de Bill Clinton, İngiltere’de Tony Blair iktidardayken Türkiye’de kimi sosyalist çevrelerde “abd/İngiltere kaynaklı yeni bir sol dalga” geliyor türü umutlu bekleyişler baş göstermişti.

Başkanlığa hani Bernie Sanders gelse, ona “yoldaşımız” muamelesi yapmaya hazır tuhaf bir “solculuk” var memlekette malum.
“Sınıfı”, “emeği” unutunca kişi, herkesi “yoldaş”ı görebilir tabii..

Kaynak: Birgun.net