CHP'nin İzmir-Seferihisar'da düzenlediği Türkiye Sanat Çalıştayı 11 Ağustos günü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun tam gün katılımı ve zarif, içten, donanımlı yaklaşımının öncülüğünde umut verici geçti. Davetine kıvançla icabet ettiğim Prof. Dr Onur Bilge Kula ile PEN üyesi İzmir millevekili Zeynep Altıok çeşitli bilgi, görüş, eleştiri ve önerileri titizlikle not aldılar. (Adı burada geçmeyen herkesten özür dilerim.)

"Sanatçı özgürlüğünün önemi büyük," diyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu "Geldiğiniz için teşekkür ederim," dedi. "Özgürce, kendiniz olarak öneri ve katkılarda bulunmanız çok değerli."

CHP Kültür-Sanat Platformu Başkanı Prof Dr Onur Bilge Kula şöyle dedi: "CHP bir Özgürlük ve Demokrasi platformu olarak gelişmeye en açık, en uygun parti."

Evsahibimiz Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer "Hoş geldiniz," dedi. "Burası, yeni keşfedilen antik kent Teos, sanatçıların ilk örgütlendiği yermiş."

Basına açık bu açılış konuşmalarını Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrasından bir grubun müzik ziyafeti izledi.

Başlı başına bir kurum olan Doğan Hızlan "Siyasetin sanata eğilmesini olumlu buluyorum," dedi. Sanat ve sanatçı özgürlüğünün önemini vurgulayan Hızlan sanatçının parti üyesi olmasının kısıtlayıcı olabileceğini belirtti.

Cumhuriyet Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay "Şikayet yerine katkı zamanı," dedi.

"Dogmatizmi sanatla aşabiliriz," diyen Yusuf Belli sanatla demokrasinin birlikte gelişebileceğini vurguladı.

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal: "29 yayınevi kapatıldı. OHAL bağlamında halk kütüphanelerinden 29 yayınevinin kitapları toplatılıyor. CHP'de her sanat alanıyla ve yayıncılıkla ilgili birer milletvekili ilişki sorumlusu olabilir."

"Yerel yönetimler kaliteli film dağıtım ağı oluşturabilir," diyen Vecdi Sayar şöyle sürdürdü: "Danışma ve izleme mekanizması oluşturabilir. Merkezi bir mekanizma hizmet verebilir. Kentlere özgü kültür etkinlikleri düzenlenebilir. Standart festival ilginç olmuyor. Cannes küçük bir kent ama dünyaca ünlü oldu."

AKP'nin laikliği çiğneyip kendi din anlayışını dayattığını belirten Erediz Atasü "Laiklik ve dil devrimine sahip çıkmalıyız," dedi. "Belediyeler üzerlerinde görüş birliği sağlanmış yazarların doğum-ölüm günlerinde kitaplar dağıtabilir, etkinlik düzenleyebilir."

Ahmet Ümit yerel yöneticilerin sanat alanında daha donanımlı olması gereğini belirterek danışmanlarla çalışmaların daha verimli sonuçlara yol açacağını vurguladı.

Adnan Binyazar Köy Enstitüleri örneğine dikkat çekti, kurumlaşmanın önemine değindi.

"AK Parti hükümetlerince 70 galeri kapatıldı," diyen Mehmet Aksoy "200 kadar heykel kaldırıldı," diye ekledi: "Devlet Resim Heykel Sergisi yok edildi. Sanatın altyapısını baştan düzenlemeliyiz. Sanatçı partili olur, ama emir alıp eser vermez. Heykel normal evde yapılamaz. Genç heykeltıraşlara yer sağlanmalı. Ayrıca, akademi gerekir, fakülte yanlıştır. İki dil bilip profesör olan ama heykel yapamayanlar var! Oysa tüm dünyada usta heykeltıraş profesör olarak alınır. Yerel yönetimler Danışman Sanat Kurulları kursun. İhale saçmalık: Benim yapacağım heykel için üç kişi ihaleye katılıyor!"

"Toplumu yeniliklere alıştırmalıyız," diyen Zafer Gençaydın şöyle sürdürdü: "Bir ulusun tarihsel yaşı, bir de kültürel yaşı olur -kaç sanatçı varsa o kadar kültür yaşı vardır. Bilime yapılan yatırım kadarı sanata yapılmaz ise çok yönlü gelişme olamaz.

"Sağlam savunma hattı oluşturmalıyız," diyen Orhan Alkaya "Nostalji ile sınırlı kalmayalım; yeni hamle sırası," dedi. "Tiyatro binaları ne yazık ki bilgili olmayanlarca yapılıyor. Uzmanlar kriterleri belirlemeli, uygun ana yapı oluşturulur. Bölge konservatuarları açmak gündeme alınmalı. Gelecek ufkumuz ile savunma hattımız aynı anda savunulabilir."

Yücel Erten "Bu çalıştayda söylenenler kitaplaştırsa daha yararlı olur," dedi. "İnsana yatırım bağlamında sorunların öncelik sırası hazırlanmalı, takvimli adımlar atılmalı. Kalıcı sanat kurumları oluşturmak sosyal-demokrat belediyelerin temel görevi. Bilim ve sanat özgürdür, özerklik gerekir, yerel yönetimlerde de."

TOBAV Başkanı Mehmet Yılmaz: "Mersin’de DOB (Devlet Olera ve Balesi) açılınca
şehir canlandı, gelişti. Antep ya da Van’da DOB açılmalı. Diyarbakır’a da turne yapılmalı; tiyatrolara gitmeli. Cervantes’in dediği gibi: Müziğin olduğu yerde kötülük bulunmaz.”

"Güzel Sanatlar eğitimi yeterli mi?" diyen Kaya Özsezgin "Eğitimciler yetiştirilmeli," diye ekledi. "Özerk Sanat Kurumu kurmak gerekli."


Gürsel Korat: "Siyaseten bağımsız, çok-alanlı birliktelik gerekir. Okur gruplarına ulaşacak örgütlenme başarılabilir –partiye yük olmaksızın."

"Oyuncular Sendikası adına buradayım," diyen Tilbe Saran olumlu örnekler verdi: "Nilüfer Belediyesi CHP’nin başarıları arasında. 99’da Fransa’ya davetli gittiğimde 2.Dünya Savaşı'ndan kalma tabut fabrikasını sanat işliğine çevirmişlerdi. O bölgede oturan herkes orada sanat imkanı bulabiliyordu. O bölgede suç oranı çok düşmüş."

İŞTİSAN Başkanı Levent Üzümcü CHP'li belediyeye bağlı olan Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nun OHAL döneminde de demokrasi anlayışıyla uyumlu olması gerektiğini belirtti. Şu öneride bulundu: "Twitter’da hesap açılsın: Türkiye'de sanata darbeler oldukça hemen bildirebilelim."

Andante müzik dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali Opera-Bale sanatlarının tüm dünyada kamuca desteklendiğine dikkat çekerek ekledi: "AKM’nin yerine yapılacak opera binası uluslararası yarışma ile kazandırılmalı. Sansür -otosansür orkestralarda bile görülüyor. Fazım Say örneğinde olduğu gibi."

"DOB – OHAL bağlamında Kriz Masası oluşturmalıyız," dedi Murat Çidamlı: "Kültürel modelleme çalışmalı yapılmalı. İnsan hakları: çocukların sanat eserlerine ulaşma ve sanat eğitimi alma hakkı olmalı."

"Kültüre erişim insan hakkıdır," dedi Eren Aysan: "1982-27. madde. Güvenlik fazla başvurulan bir iptal gerekçesi. Kültür Bakanlığı Avrupa Konseyi'ne bir Kültür Raporu sunmuş ama acaba nasıl bir şey? Edinebilir miyiz?"

Mahperi Mertoğlu İstanbul BB Şehir Tiyatroları'nda açığa alınan oyuncuların durumuna değindi, hizmet alımlı 20 oyuncunun çıkarıldığını belirtti: "OHAL ile sınırlı değil. Yönetmelik değişeli durumumuz kötüleşiyor."

"PEN Türkiye Merkezi ifade özgürlüğü için çalımayı sürdürüyor," diyen T. Günersel şöyle sürdürdü: "Yerel yönetimler uluslararası değerlerimizle bağlantı kurabilir. CHP'li belediyeler kızlı-erkekli diye dışlanan halk dansları ile İslam öncesi diye sessizce yasaklanan mitolojiye sahip çıkabilir."

"Yerel yönetimler akademik dergi çıkarabilir," dedi Metin Turan: "İlçe örgütleri ve belediyelerde müzik, sanat etkinlikleri, dergi… önemlidir. Tablo, dergi, müzik, heykel… somut adımlar atalım."

Portre fotografçısı Mahmut Turgut "Başkentimizde fotograf müzesi kurulmalı, dedi.

"ABD'de 17 bin müze var," dedi Hanefi Yeter; "Türkiye’de ise 200 kadar. Almanya’da bilim-teknoloji müzeleri var, çocuklar için de."

"Güzel çevre güzel ruh, güzel hayat demektir," dedi Zafer Gençaydın: "Niteliksiz insanla iyi program kötü sonuç verir, nitelikli insanla kötü program iyi sonuç verir. Türkiye’de bir Çağdaş Sanat Müzesi yok. 600 bin nüfuslu Frankfurt’ta 5, Bükreş’te 3 tane ÇS müzesi var."

İbrahim Karaoğlu olumlu bir örneğe değindi: "Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde Bedri Rahmi’nin 102. doğum yıldönümü bağlamında sergi düzenledik. Başka sergiler de."

TÜSAK ile 4+4+4 konularına değinen Ahmet Say "Resim-müzik yalnız ilk üç sınıfta 6-8 yaşlarında var artık," dedi, Kılıçdaroğlu'nun görüşlerini sordu.

Sekiz saat süren çalıştay Kemal Kılıçdaroğlu'nun soruları yanıtlaması ve süregelen olumlu enerjisi ile sona erdi: "Sorunları lütfen hemen bildirin, ilgileniriz. Bu buluşmadan, siz sanatçılarla olmaktan onur duydum."

Usta portre fotoğrafçısı Mahmut Turgut'un grup resmi bu çok yönlü buluşmadan kalan somut izler arasında yer aldı.

Mahmut Turgut'un "Portreler Kataloğu" yayımlanabilirse Türkiye'mizin zengin bir görsel bir tarihi olur. Çankaya Belediyesi'ne somut bir öneri.

Kaynak: Birgun.net