ONUR EREM
[email protected]
@onurerem

Suriye’nin Kamışlı kenti iki gündür YPG ve rejime bağlı yerel unsurlar arasında çatışmalara sahne oluyor. Çatışmaların nasıl başladığı ve iki tarafın kayıpları konusunda çeşitli iddialar bulunuyor.

Bazı kaynaklar iki YPG savaşçısının tutuklanıp Şam’a götürülmesinin ardından çatışmaların başladığını iddia ederken diğer kaynaklar ise rejime bağlı güçlerin YPG Asayiş aracını alıkoymasının ardından Asayiş üyelerinin bu güçlerin yaşadığı Arap köyünü basarak bir kişiyi öldürmesiyle başladığını iddia ediyor. İki tarafın kayıpları konusunda da çeşitli iddialar var: Onlarca askerin öldürüldüğü ve tarafların ellerinde esirler olduğu söyleniyor.

Bölgedeki son durumu, çatışmaların nedenleri ve etkilerini Suriye’yi yakından takip eden iki gazeteciye, Seyit Evran ve Hasan Sivri’ye sorduk.

Suriye-Türkiye ilişkisi

Nusaybin’in hemen karşısındaki Kamışlı’da bulunan ANHA muhabiri Evran, konuşmamızdan hemen önce binalarına çok sayıda mermi isabet ettiğini, bunların bir kısmının binanın Türkiye tarafındaki cephesine bir kısmının da Kamışlı’daki cephesine isabet ettiğini söyledi. Suriye rejimiyle Türkiye arasında işbirliği olduğunu iddia etmek için yeterli kanıt olmadığını ancak ortada çok sayıda iddia olduğunu anlatan Evran şunları söyledi:

“Bölgedeki güçlerin ilişkilerini yakından takip ediyor ve yazıyoruz. Ahmet Davutoğlu’nun İran ziyaretinden hemen sonra Suriye Dışişleri de İran’a bir gitti ve ardından İran Cumhurbaşkanı Türkiye’ye geldi. Burada Suriye’ye ilişkin görüşmelerin yapıldığı söyleniyor. Ayrıca Türkiye ve Suriye Dışişleri Bakanları’nın Cezayir’de görüştüğüne dair iddialar ortaya çıtkı. Daha önce başka uzmanların da söylediği gibi Türkiye’nin Azez-Cerablus hattı için iki seçeneği var: Ya Kürtlerle anlaşacak ya Suriye rejimiyle. Bu yaşananların ardından acaba Türkiye ve Suriye’deki rejimler arasında bir anlaşma mı var diye düşünmeye başladık”.

Karşılıklı propaganda

Kamışlı’daki çatışmalarda YPG’nin devreye girmediğini ve yalnızca yerel Asayiş güçlerinin yer aldığını söyleyen Evran, çatışmaların devam etmesi durumunda YPG’nin de devreye girebileceğini vurguladı: “Yine de bu çatışmanın Suriye rejimiyle YPG’nin yan yana bulunduğu diğer bölgeleri etkileyeceğini düşünmüyorum. Suriye rejimi aynı anda her cephede savaşmak istemez ve şu anda farklı öncelikleri var. Kamışlı’da yaşananların arkasında yerel Arap aşiretlerinin etkisi var. Bu aşiretlerin İran’la ilişkilerine dair bazı bilgiler de var. Suriye rejimine yakın kaynaklar daha önce de ‘Suriye ordusu Kürtleri hedeflemez ama Arap aşiretlerine dikkat edin’ demişlerdi”.

Hasan Sivri ise bu çatışmanın daha önceki çatışmalarla benzerlikleri ve farklılıklarına dikkat çekerken “2013’ten beri zaman zaman benzer çatışmalar yaşanıyor. Burada aktörler doğrudan rejim ve YPG değil, onlara bağlı yerel unsurlar. Önceki çatışmalarda da iki taraf çatışmanın başlangıcından karşı tarafı sorumlu tutuyor, öldürülen askerlere ve esirlere dair propaganda açıklamaları yapıyordu. Rejim de YPG de böylesi çatışmalar istemediği için hemen devreye girerek çatışmaların sonlanmasını sağlıyor ve sonrasında esir takası gerçekleşiyordu. Bu seferki çatışma öncekilerden daha büyük olsa da iki tarafın yine benzer açıklamaları oldu” ifadelerini kullandı.

Diğer bölgeleri etkilemez

Yerel güçleri her zaman tam anlamıyla kontrol etmenin mümkün olmadığını belirten sivri, YPG ve rejim güçlerinin başka bölgelerde IŞİD’e karşı birlikte mücadele verdiğine dikkat çekti. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat’ın bu hafta “Cenevre’deki görüşmelere Kürtler de davet edilmeli. Kürtleri dışarda bırakarak Suriye’nin geleceğini konuşamayız” sözlerini hatırlatan Sivri, Şam’ın Rojava’yla bir gerginlik yaşamak istemeyeceğini belirtti.

Seyit Evran gibi, Hasan Sivri de bu nedenle Kamışlı’da yaşanan çatışmaların YPG ve rejimin birbiriyle sınırı olduğu diğer bölgeleri etkilemeyeceği görüşünde.

Kaynak: Birgun.net