FATİH KIYMAN

Firüzağa’daki plakçıda yaşanan saldırının ardından, saldırganların bölgedeki Galataport ve çevresindeki ‘rant odaklı dönüşümün mağdurları’ olarak gösterilip aklanmak istenmesi, bir kez daha ‘rant makinesinin’ komutasının kimde olduğu sorusunu gündeme getirdi. Rant projelerinin nasıl yürütüldüğünü bu projelerin AKP’lilerce nasıl kullanıldığını sizin için derledik.

Rant makinesi

Şehir merkezine tepeden müdahale eden, acele kamulaştırma dahil her türlü uygulamaya başvuran başlıca kamu aktörleri, rantın önünü açan imar planlarına jet hızıyla onay veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Başbakanlığa bağlı TOKİ ve Büyükşehir Belediyesine bağlı KİPTAŞ. Özel sektörde ise, İBB’nin paydaş olduğu projelerde yer alan Albayrak, Cengiz İnşaat, Doğuş, Makyol, Kolin gibi firmalar, ‘havuz’ medyasındaki paylarıyla ve AKP’nin rant düzeninde hızla zenginleşmeleriyle biliniyor.

Değerli kamu taşınmazlarının devlet eliyle özel sektöre devredilmesinde araç olarak kullanılan, ‘olağanüstü’ yetkilerle donatılmış olan TOKİ, rant projelerinin halkın rızası olmaksızın gerçekleştirilmesine imkan veriyor. Yerel belediyeler halkı mağdur etmeyen, yaşam kalitesini arttırmaya yönelik rehabilitasyon projeleri planladığında ise, yeterince ‘rant getirmeyen’ projeler, yine TOKİ ve İBB tarafından engelleniyor, yerel yönetimler yetki gaspına maruz kalıyor.

Maltepe

Bunun en yakın örneklerin biri de geçtiğimiz aylarda gündemden düşmeyen Maltepe Karayolları Arazisi. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, ‘Karayolları Arazisi Maltepelinin kalacak,’ demiş, arazinin yeşil alan olarak değerlendireceğini söylemişti. Fakat sonrasında özelleştirme kapsamına alınan arazinin kısmen TOKİ’ye devredilerek ihaleye açılmasıyla, belediye yetki gaspına uğramıştı. 8 Haziran’da ihalesi yapılan araziyi, ‘ticaret – konut alanı’ inşa etmek üzere Tahincioğlu İnşaat aldı.

Galataport

Laik sermayenin AKP’ye ‘yakın duran’ üyesi olarak bilinen Doğuş Grubu tarafından 2013 yılında alınan Galataport projesi, bölgenin sosyal ve tarihi dokusuna zarar vereceği sebebiyle eleştirilmiş, Fındıklı’dan Karaköy’e uzanan sahilin tamamen ticarileşeceği ve İstanbullulara kapanacağı dile getirilmişti. Erdoğan tarafından vatan haini ilan edilen TMMOB’un Danıştay’da açtığı dava ile proje durdurulmuş, ancak yargı kararına rağmen mevzuatta yapılan değişikliklerle projeye geçen Şubat ayında başlanmıştı.

Fikirtepe

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hazırladığı ‘yüksek yoğunluklu konut alanı’ imar planıyla ranta açılan Fikirtepe, dönüşüm sürecinin altıncı yılına girmesine rağmen belirsizlik ve güvensizlik yüzünden çıkmaza girmiş, koordinasyonsuz yürüyen süreçle harabeye dönmüş durumda. Kadıköy’ün en muhafazakar mahallesi olan Fikirtepe’de nüfus, ‘tepedekiler’ tarafından şehir merkezinden kovulmak üzere gözden çıkarılmış vaziyette.

Kasım 2015 seçimlerinde AKP’ye verilen oylar Kadıköy genelinde %20,9’da kalırken, Fikirtepe’de %49,6 seviyesindeydi ancak bu tablo, Fikirtepe’yi haritadan silerek yerine lüks konutların yapılmaya çalışıldığı dönüşümden sonra değişecek. Nitekim, Fikirtepe’de eski nüfusun ancak %10-15’lik bölümünün geri dönecek maddi olanaklara sahip olduğu tahmin ediliyor.

Genel tablo alarm veriyor

Kaynak: Birgun.net