Selçuk Taşdemir, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler bölümünde 4. sınıf öğrencisiydi.


Diplomasını almaya az zaman kala 24 Nisan 2006’da, Sivas İl Emniyet Müdürlüğü, Taşdemir hakkında rektörlüğe bir yazı gönderdi, “Newroz’a katıldığını” bildirdi. Rektörlük de Emniyet’in bir dediğini iki etmedi, Taşdemir hakkında disiplin soruşturması başlattı. Taşdemir okuldan atıldı.

Rektörlük, Taşdemir’in neden okuldan atıldığını şöyle açıkladı:

“Newroz’da çekilen kamera ve fotoğraf görüntülerinde başvurucunun örgütün marşı olarak bilinen Her Nepeş adlı marşı söylediğinin tespit edilmesi nedeniyle yasa dışı örgüte üye olma ve örgüt adına faaliyette bulunma fiilinin sübuta erdiğinden bahisle hakkında Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 10. maddesinin (e) bendinde ‘kanun dışı kuruluşlar adına faaliyet yapmak veya yardımda bulunmak’ şeklindeki eylemin gerçekleşmiş olması ve daha önce benzer eylemden dolayı almış olduğu üç disiplin cezası da göz önünde bulundurularak yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile tecziyesi yönünde teklif getirilmiştir. Bu teklif doğrultusunda Üniversite Disiplin Kurulunca 1/11/2006 tarihli ve 2006/1-1 sayılı kararı ile yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası uygun bulunmuştur.”

Yani rektörlük kendini mahkeme yerine koydu, iddianameyi yazdı, yargılamayı yaptı, kararını verdi. Üstelik daha sonra Taşdemir’i bu suçlardan yargılayan mahkeme, onun örgüt üyesi olmadığına karar vermişken.

Özetle, Selçuk Taşdemir Newroz’a katıldığı için okuldan atıldı, üniversite hakkını kaybetti.

Taşdemir bu kararının reddi için Sivas İdare Mahkemesi’nde dava açtı. İdare Mahkemesi, Taşdemir hakkında Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ceza davasının sonucunu beklemeye karar verdi. Mahkeme Taşdemir’in örgüt üyesi olmadığına karar verdi, propagandadan verdiği cezayı da erteledi. (Zaten ceza davasının iddianamesinde de tek gerekçe, Newroz’a katılmış olması ve “Newroz isyandır, güneşe selamdır” sloganı atmasıydı).

Ancak ceza yargılamasında aklanan Selçuk, idare mahkemesinde ‘aklanamadı.’ Okuldan atılma kararının reddi, reddedildi. Üniversiteye dönemedi.

Sadece üniversite yönetimi değil, mahkeme de tek otorite olarak polisi gördü.

Kaldı ki Selçuk da Newroz’a katıldığını inkâr etmedi, ifade özgürlüğünü kullanan birçok insan gibi, hepimiz gibi o da kutlamalara katılmıştı.

Selçuk Taşdemir, 21 Ekim 2013’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı, okuldan atılması ve buna itirazının reddedilmesiyle eğitim hakkının ihlal edildiğini söyledi.

Anayasa Mahkemesi sonunda kararını verdi. İlk mahkemeye uydu ve eğitim-öğrenim hakkının ihlal edilmediğine hükmetti. Ancak Anayasa Mahkemesi’nden üç hâkim Zühtü Arslan, Engin Yıldırım Ve Muammer Topal bu karara katılmadı ve karşı oy verdi.

Karşı oyda, Anayasa’nın 42. maddesindeki “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” hükmüne dikkat çektiler.

Selçuk’un okuldan atılmasının, Emniyet’in gönderdiği ve içinde doğru olmadığı mahkeme kararıyla kanıtlanmış bilgilerin bulunduğu bir yazıyla gerçekleştiğini de eklediler.

Üç hâkim de rektörlüğün kararının eğitim ve öğrenim hakkına yönelik çok ağır bir müdahale olduğunu yazdı:
“Taşdemir yargılama sürecinin sonuçlandığı 2013 yılına kadar fiilen eğitim hakkından mahrum kaldı. Bu kadar uzun süre başvurucunun eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakılması demokratik toplumda gerekli ve ölçülü olarak kabul edilemez.”

Mahkeme başkanının da imzası olduğu karşı oy, kararı etkilemeye yetmedi. Selçuk Taşdemir okula gidemiyor.
Avukatı Ramazan Demir, olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacak. Ancak hapisten çıktıktan sonra. Çünkü Ramazan da tutuklu.

Eğer Selçuk Taşdemir’in avukatı Ramazan Demir’in avukatları da tutuklanmazsa, Ramazan en yakın zamanda tahliye olup Taşdemir’in eğitim hakkı için mücadeleye kaldığı yerden devam etmeyi planlıyor.

Kaynak: Birgun.net