Kadir İNCESU

Orhan Kemal’in bilinmeyen senaryoları, oğlu Işık Öğütçü tarafından bir araya getirildi. “Orhan Kemal Bilinmeyen Senaryolar” adıyla Everest Yayınları tarafından yayımlanan Kitapta Tütüncü Kızı Emine, Yalancı Dünya, Korku (Oyuncak Tabanca), İki Damla Gözyaşı ve Sokaklardan Bir Kız ile isimsiz olarak bulunan ve Işık Öğütçü’nün verdiği adlarla “Gülderen’in Hikâyesi” ile “Mehmet’in Hikâyesi” adlı senaryolar yer alıyor.

‘Bazılarında adı yok’

Orhan Kemal’in “Bilinmeyen Senaryoları”nın ortaya çıkış sürecinden söz eder misiniz?

Bu senaryolar, babamın kendi evrakları içinde olan senaryolardı. Bunların dışında farklı senaryolar da bulabilir miyim düşüncesiyle yayını bir süre gecikti. Bu benim hazırladığım dokuzuncu kitap oldu. Hazır bir dosyaydı, fakat incelenmesi, okunması gerekiyordu. Bazılarının ön sayfaları kopmuştu, bazılarında senaryonun ismi yoktu. Ben de o senaryolara kahramanlarının ismini verdim. Bir tanesi “Gülderen’in Hikâyesi” diğeri de “Mehmet’in Hikâyesi” adını aldı. Türk sinemasına emek vermiş kişiler bu senaryoları okudukları zaman “Bu senaryo şu filme aittir” diyeceklerdir belki. Ama ben şu aşamada hangi senaryonun hangi filme ait olduğunu bilemiyorum.

Kitapta kaç senaryo var?

Yedi senaryo var. Bu senaryoların bir kısmı “Sokaklardan Bir Kız”, “İki Damla Gözyaşı” ve “Yalancı Dünya” Orhan Kemal’in romanları… Senaryo isimleri farklı. Okuduğun zaman bu “Yalancı Dünya”ya uygun diyorsun. “Sokaklardan Bir Kız” diye adlandırdığım senaryonun bir yerinde “Bar Kızı” ismi geçiyordu. İnternette aradığınızda böyle bir afişe rasgeliyorsunuz. Ama o mudur, değil midir bilemiyorum. Çünkü bu filmlerin kendisi de yok. 1950’li yıllarda bu filmlerin depolandığı yerde çıkan yangın geride bir şey bırakmamış. Yalnızca afişler duruyor ama afişlerden de bir şey yakalamak çok zor. Çünkü o afişlerin bir tanesinde bile Orhan Kemal ismini görmedim. Hep değişik isimler var.

Babamın da ifadesi şuydu, “Ben 300’e yakın senaryo yazdım. Yapımcı bana formülü veriyor, ben de ona göre yazıyordum. O senaryolar film olarak hangi adı aldı bilmiyorum.” Türk sinemasının 1950’li ve 60’lı yıllarda çekilen filmlerinin çoğunda Orhan Kemal imzası var. Ama kimse bilmiyor.

Adı da sakıncalı

O dönem sansür var, Orhan Kemal’in de adı sakıncalı… Babamın, “Senaryo Tekniği” adlı kitabına iki tane de senaryo eklemiştim. Babam, Yörük Ali Efe’nin senaryosunu yazmış. Yörük Ali Efe milli mücadele kahramanı… O senaryo bile Orhan Kemal adı var diye sansürden geçmemiş.
Bu durumu, Yörük Ali Efe’nin oğlu Cengiz Yörük ile konuştuğumda öğrendim. O film çekilmemiş. Bu sektörde çok büyük emeği var. Senaryoların bir nüshası sansür kuruluna veriliyor. Bu kurulun arşivi belki Kültür Bakanlığı’nda olabilir. Fakat araştırma yapsanız da Orhan Kemal adıyla senaryo bulamayabilirsiniz. Onun diğer kullandığı takma adlarla arama yapmanız gerekir. Bizim arşivde bulunan senaryoları hem onun daktilosunun yazı karakteri açısından, hem de babamın klasik bir takım vurgulamalarından bu eserlerin Orhan Kemal’e ait olduğundan emin olabiliyorsunuz.

Yeni çalışmalar, araştırmalar var mı?

2016 Eylül ayı için planladığım Orhan Kemal’in gazete ve dergilerde yayınlanmış, kitaplara girmemiş öykülerini topluyorum. 2017’de mektuplar kitabıyla bu işi sona erdireceğim. Planladığım her şeyi gerçekleştirdim. Düzyazılarını, şiirlerini, onunla yapılan röportajları, kendi yaptığı röportajları kitap olarak yayınladım.
Orhan Kemal ne yazdıysa hemen hemen hepsini buldum. Belki yeni bir romanını daha bulabilirim.
“Konya Oturak Alemleri” adlı kitabını İlhan Fahri Demir adıyla yazmış. O kitabın arkasında bir duyuru var: “İlhan Fahri Demir’in en son romanı ‘Kara Haber’ yakında.” Duyuru yapılmış, onu arıyorum. Kütüphanelerde bu isimde bir kitap yok. Ama olmaz dememeli, belki de bulurum. Farklı isimlerle kitaplar yazmış. Hatta “İki Damla Gözyaşı”nın tefrikasında yazan kısmında Türkiye’nin en ünlü bestekârı diye bir takma ad gördüm. İsim de yok. Çok üretken, sürekli yazan bir kişiyle karşı karşıyayız. Yeni bir şeyler çıkar mı çıkar.

‘Modern klasik’

Son dönemlerde Orhan Kemal Müzesi’ne ilgi nasıl?

Orhan Kemal’in gündemde olması, ölümünden 46 yıl sonra da okunuyor olması, romanlarından TV dizileri yapılması, tiyatrolarının oynanması algıyı artırıyor. Müzeye gelmede en büyük sorun ulaşım. Devlet okulları araç sıkıntısı yaşıyor. Bu yüzden bazı okulların öğrencileri gelemiyor. Gençlerin, babamın en çok “Çikolata” ve “50 Kuruş” öyküsünden çok etkilendiklerini biliyorum. Her öyküsünde onlara dokunan bir şeyler var.
Lise öğrencisiyken, Orhan Kemal Müzesi’ne gelen bir kardeşim, kimya mühendisi olduktan sonra da müzeye geldi ve “Orhan Kemal benim hâlâ rehberimdir” dedi.

Dili eskimeyen, anlattıklarıyla güncel olan, yaşayan birisi Orhan Kemal. Hayati Asılyazıcı’nın deyişiyle Orhan Kemal’in kitapları modern klasik… İnsanı, bizi anlatıyor. O insanların sorunları hiç değişmedi ki… Bizim uğraşımız zaten değiştirmek; insanlar daha mutlu olsunlar, sıkıntılardan arınsınlar, özgür olsunlar. Orhan Kemal’in eserleri bizi aydınlatmaya devam edecek.

Kaynak: Birgun.net