RABİA YILMAZ [email protected] @rabiaylmaz

15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası Gülen Cemaati’ne yönelik başlatılan operasyonlar ve görevden almalar, muhalif isimlere uzanmaya devam ediyor. Adeta ‘cadı avı’na dönüşen görevden alma kararları çerçevesinde, Muğla Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nde görevli 3 personel, gerekçe belirtilmeden açığa alındı.

Aralarında KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesinin de bulunan 3 personele, geçen Cuma akşamı mesai bitiminde tebliğ edilen Valilik olurlu İl İdare Kurulu kararıyla görevlerinden uzaklaştırıldıkları söylendi.

‘Soruşturmanın selameti için’
Resmi yazıda, görevden uzaklaştırma işleminin adressiz, tarihsiz veya rumuzlu olduğu belirtilen dilekçelerde, ‘’iddia ve şikâyetlerle ilgili açılan soruşturmanın selameti ve delillerin karartılıp yok edilebileceği’’ gerekçesiyle yapıldığı ifade edildi.

Açığa alınma gerekçesi belirtilmedi
Kurumda 9 yıldır görev yapan ve SES İşyeri Temsilcisi olan Mustafa Kurt, kendisiyle birlikte açığa alınan ve 17 yıldır görev yapan Psikolog Semra Karaağaçlı ile konuya ilişkin valiliğe itiraz dilekçesi vererek haklarında iddia edilen şikâyet konusunu öğrenmeye çalıştıklarını belirtti.

Üyesi oldukları sendikaların da konu hakkında bilgi alamadığını söyleyen Kurt, yetkililerle görüşme girişimlerinin karşılık bulmadığını ve soruşturma konusunun ne olduğuna dair hâlâ bilgi alamadıklarını ifade etti.

Dilekçeler OHAL’de işleme kondu
Haklarında 3 tane dilekçe verildiğini, 2 dilekçenin tarihinin ve adresinin olmadığını, birinin de kurum çalışanları adına yazıldığını aktaran Kurt, “21 Haziran’da hazırlanan dilekçenin en az 15 gün sonra yani 5 Temmuz’da kuruma intikal etmesi gerekir. Ancak dilekçeler 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasındaki OHAL döneminde işleme konuldu. OHAL sürecinden önce birkaç kişinin ifadesi alındı, ancak soruşturmanın bu şekilde kapatılacağı belirtilmişti’’ diye konuştu.

‘Tasfiye ve sindirme operasyonu’
Öğrenciler tarafından yapılan basın açıklamasına yönelik polis şiddetine tepki gösterdiği için 2013 yılında Gümüşhane’ye sürgün edildiğini, ancak açtığı davaları kazanarak geri döndüğünü de kaydeden Kurt, şöyle devam etti:

“Bizlerden rahatsız olanlar, bu süreci de fırsat bilerek bir adım attı. Darbeden sonra uzaklaştırılma kararı alınmasını, fırsatçılık olarak değerlendiriyorum. Bu kararı, bizim gibi muhalif isimlere dönük, tasfiye ve sindirme operasyonu olarak görüyorum. Operasyonları fırsat bilerek, bu kararı aldılar.’’

Kaynak: Birgun.net