Geçen Pazar (4 Eylül) burada Hong Kong (HK) Temsilciler Meclisi seçimi vardı. Önce buradaki garabet seçim sistemi hakkında bir şeyler söylemem gerekiyor.

HK beş seçim bölgesine ayrılmış durumda ve yetmiş temsilcinin otuz beşi bu bölgelerdeki seçmenlerin oyuyla seçiliyor ve bu seçmenlere “coğrafi seçmenler” deniyor. Garabet, diğer otuz beş temsilcinin seçiminde. Bu otuz beş temsilci “fonksiyonel seçmenler” denilen bankacılık, sigorta, turizm, tekstil, hazır giyim sektörlerinden ve yirmi beş kadar diğer iş ve çıkar gruplarından oluşan seçmenler tarafından seçiliyor. İnsana hakaret saydığım bu sistem, Çin’in Ulusal Halk Meclisi’ni esas alarak, tüm sektör ve grupların seçime dengeli katılımını sağlamak için oluşturulmuş. Bu gruplarda yer alan yaklaşık 240 bin seçmen otuz beş temsilci adayını seçiyor. Buna karşılık, üç buçuk milyon HK seçmeni de diğer 35 temsilciyi seçiyor. Pekin yanlıları da dâhil olmak üzere herkes bu sistemin feshedilmesi gerektiğini söylüyor. Lakin daha birkaç ay önce meclis bu yöndeki bir teklifi reddetti.

Seçim sonuçlarına gelince, hatırladığım kadarıyla seçime katılıp temsilci çıkaran parti sayısı dokuz (veya on). Birlik (ÇKP/Pekin) yanlılarından oluşan kamp 41 sandalye kazandı ve mecliste çoğunluğu elde etti. Yani seçimlerin yapıldığı ama kazananın hep ÇKP olduğu demokrasi oyununda sürpriz olmadı (bu seçim madrabazlığı size de tanıdık geldi mi?). Bütün HK sermayesi ve sağ yelpazenin Pekin yanlısı partilerde temsil edilmesi adında komünist geçen ÇKP için sorun değil; bu sadece gerçek komünistlerin midesini bulandırıyor.

Benim açımdan seçimin üç ilginç sonucu var: İlk sonuç, 2014’teki Occupy Central hareketi sırasındaki HK Öğrenci Federasyonu üyeleri tarafından yeni kurulan Demosisto partisinin iki temsilci çıkarmış olması. Bu iki temsilciden biri, hareketin lideri olarak görülen öğrenci –şimdi genç bir avukat. Bu parti HK’nin Çin’den bağımsızlığını savunuyor. İkinci sonuç, Demosisto’ya göre daha radikal olan ve yeni kurulan Youngspiration partisinin de iki temsilci çıkarmış olması. Bu parti de HK’nin Çin’den bağımsızlığını savunuyor. Üçüncü ve bence en anlamlı sonuç, HK’deki sol grupların desteklediği bir aktivistin HK tarihinde görülmemiş bir rekor oyla (85 bin oy) “Bağımsız temsilci” olarak seçilmiş olması.

İlk iki partinin dile getirdikleri ve temsilcileri bence ÇKP için önemli bir endişe kaynağı sayılmaz. Çünkü ÇKP benzer söylem ve talepleri yıllardır duyuyor. Bunlarla (çoğunlukla düşmanlık oluşturmadan) bir uzlaşma yolu geliştirerek baş etme konusunda kimse ellerine su dökemez. Yani, taleplerin HK toplumunda ne kadar karşılık bulacağına bağlı olarak, bunları bir şekilde sistem içinde zararsız kılacaklarını düşünüyorum.

ÇKP için tehdit üçüncü sonuçtan yani bizim dostumuzdan geliyor. HK’nin kent yoksullarının yaşadığı birkaç yerleşim yerinden biri olan bir bölgeden temsilci seçildi, hem de sürekli ölüm tehdidi almasına rağmen. Bu bölge Çin sınırına yakın ve çevresi köylerle ve tarım arazileriyle çevrili. Yani inşaat için sürekli bir ucundan dişlenmeye, yağmalanmaya çalışılan bir bölge.

Dostumuz, özellikle kent yağması ve tarım arazilerinin talanı konusundaki çalışmalarıyla HK hükümetinin ve yağmacı işbirlikçilerin epeyce başını ağrıtmış birisi. Özellikle HK-Shenzhen-Guangzhou arasında inşa edilmek istenen yeni tren hattı üzerindeki tarım arazilerinin korunması ve köylülerin hakları için köylülerle birlikte verdiği mücadele hükümetin ve yağmacıların çok canını sıktı. Tren yolu HK meclisinin onayıyla sonunda inşa edildi. Fakat arazileri bir-iki yıl önceden ucuza kapatanların kimler olduğu ve bunların Çin-HK hükümeti ile bağlantıları ifşa oldu. Arazilerini o güne kadar satmamış olan köylüler ise sonuna kadar direndi. Tren yolu yüzünden evini kaybeden köylüler için yapımında birçok insanın gönüllü olarak çalıştığı yeni bir ekolojik köy kurulması da bu dostumuzun projesiydi.

Dostumuz, “Çin’den ayrılmak hiçbir sorunumuzu çözmeyecek. Ayrılma yanlıları da bize yeni bir yaşam önermiyor. Demokrasiyi aşağıdan yukarıya doğru örmemiz ve dayanışmayı yükseltmemiz gerekiyor. O zaman Çin hükümetine karşı yeni ve anlamlı bir ajandamız olabilir. Zaten başlamıştık, devam edeceğiz…” diyor. Bu söyledikleri ÇKP için şeytan görmek gibi bir şey…

Kaynak: Birgun.net