Gürkan Akçay

Geçmişte yapılan çalışmalar; müzik dinlerken insanların ses ve vücut hareketi arasında bir bağ kurma yatkınlığında olduklarını göstermişti. “Motor algı teorisi” denilen yaklaşım; bu yakın ilişkinin insan bilişinin derinlerinde kök bulduğunu ileri sürüyor.Teoriye göre; bir şeyi algılamak için, işlemeye çalıştığımız şeyle ilişkili hareketi aktif olarak taklit etmemiz gerekir. Bu yüzden, müzik dinlerken, vücut hareketlerimizi devreye sokarak ses üretimine katkıda bulunduğumuzu düşünürüz. Böylece de, ses deneyimimiz zorunlu olarak vücut hareketimizin mental bir görüntüsüne neden olur. Araştırmacılara göre; müziğe eşlik eden hareket --hem müzik üretimi hem de müzikle beraber gelen hareket-- beyinlerimizde bir işaret bırakıyor ve müzikal sesin çarpıcı özelliklerini deneyimleme ile bağlantılı olan bir tür şekil temsili olarak düşünülebilir. Buradaki temel düşüncenin, ses üretim görüntüsü ve sese eşlik eden diğer hareketlerin dinleme anında ve müzikal imgede yeniden oluşturulduğunu, böylelikle de motor teorisi fikrinin; müzik dinlerkenki vücut hareketi ve ses arasında yakınlık için temel olabileceğini söyleyebiliriz.Kaynak: Birgun.net