Bekir Özgür Aybar [email protected]

Zeynep Bakşi Karatağ’ın “Mozaik” adlı ilk stüdyo albümü Kalan Müzik aracılığıyla yayımlandı. Fikret Kızılok’tan Âşık Veysel’e, Pir Sultan Abdal’dan Sabahattin Ali’ye kadar tarihten birçok seslere ve sözlere kapı aralayan bu albümü Karatağ ile konuştuk.

» Biraz kendinden bahseder misin?
Üç çocuklu Dersimli bir ailenin en küçüğüyüm. Çok sevildiğini biliyor olmanın verdiği güven ve huzurla geçen bir çocukluktu benimkisi. 1996’da da Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne kaydımı yaptırdım. Hocam Seha Okuş’tu. Onun teşviki ile İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı sınavlarına girdim ve kazandım. Evlenip Almanya’ya yerleşme sebebiyle eğitimimi yarım bıraktım. On altı yıldan bu yana da Almanya’da yaşıyorum.

» Müzikle ilk iletişimin nasıl gerçekleşti?
Evimizin duvarında asılı olan babamın üç telli curasıyla başladı her şey. İçinde türkü sözlerinin yazılı olduğu bir defterimiz vardı. Babam çalar, ben söylerdim ya da beraber söylerdik. Saz-söz hep vardı hayatımızda. 80’li yıllardan bahsediyorum. İnternet yok, tek kanallı bir televizyon. İlişkilerin daha sıcak ve samimi olduğu, çat kapı misafirin geldiği zamanlar... Güzeldi.

» YouTube üzerinden yaptığın paylaşımlarla geniş kitlelere ulaştığını biliyorum. Bu durum senin için sürpriz oldu mu?
Evet, işin bu noktaya ulaşması sürpriz oldu. Evlilik öncesinde bütün yollar müziğe çıkıyordu. Ama önceliklerimin değişmesiyle evlilik, yeni bir ülkeye uyum, çocuklar derken uzun bir aile molası verdim. Ardından ürettiklerimizi YouTube üzerinden paylaşmaya başladık. Bu videolar ilgi çekince de güzel bir dinleyici çoğunluğumuz oldu. Aldığım reaksiyonlar benim için müthiş. Çünkü hiç reklamsız, tanıtımsız, albümsüz ulaşabildiğin dinleyenlerin ve onlardan aldığın harika mesajlar var. Bu mutluluğa paha biçilemez.

» ‘Aleviler’e Kalan 2’ adlı derleme albümünde yer alarak da adını duyurmuştun. O süreç nasıl gelişti?
Onun öncesinde “Ege’ye Kalan” albümünde “Abalımın Cepkeni” adlı bir eserle yer almıştım. Kalan Müzik’in kapısından içeri ilk bu vesileyle girdik ve sonrasında albüm teklifi geldi. Biz albüm üzerinde çalışırken “Aleviler’e Kalan 2” projesi plak şirketinin gündemindeydi. Bizden de bir eser istediler. “Hudey Hudey”de karar kıldık. Daha önce de birçok kez düzenlenip yorumlanmış bir eser bu. Ama eşim Murat’ın bağlamasız, bol üflemeli, funky düzenlemesi ile tamamen farklı bir ruha büründü ve beğeni topladı.

» İlk albümün ‘Mozaik’ yayınlanıyor. Kaydın hazırlık aşamasında neler yaşandı?
Tam bir aile çalışması. Aranjörüm eşim Murat Karatağ. Kendisi de müzisyen olduğu için evde kayıt yapmak için her türlü teknik imkânımız da var. Ahmet Aslan ve Kemal Dinç vokalleriyle sesimize ses kattılar. Jürgen Müller, Ralf Hollnack ve Jüdith Konter albüme ruhunu katan diğer müzisyen dostlarımız. Hiç sıkıntısız, gayet rahat ve keyifli geçti kayıtlar. ‘Mozaik’in oluşumunda onlarında payı var.

» İçerikte Anadolu müziğinin bilinen eserlerini tekrar yorumluyorsun. Bu şarkıları seçmendeki etken neydi?
İçerik, müzikal yapı ve kendimizden katabileceklerimiz eserleri seçiyoruz. Albümde Âşık Veysel’in ‘Beni Hor Görme Gardaşım’ adlı eseri yer alıyor. Müthiş bir derinlik, bir o kadar da güzel melodi... Kendi müzik anlayışımızdan da katkı yaparak sunduk. Günümüzde özellikle geleneksel müzikte yaşanan kısır döngü, üretememe, var olanı da tüketim çarkına malzeme etme durumunun farkındayız. Bu bilinçle de hareket ettiğimiz için albüme Murat’ın şarkı formunda bestelediği üç Sabahattin Ali şiirini de dahil ettik. Ayrıca Fikret Kızılok’un benim için başyapıt sayılan ‘Zaman Zaman’ albümünden iki eser seslendirme cesareti gösterdim.

» Türküleri farklı sound ile ele alarak onlara güncel bir pencere açıyor ‘Mozaik’. Sence albüm dinleyenine tam olarak neyi vaat ediyor?
Bu soruya Attila Özdemiroğlu’nun bir sözüyle cevap vereyim: “Biz geleneksel müziğimize dayalı çağdaş müzik yapıyoruz.”

» Bu yeni albümünle ilgili planların neler? Örneğin İstanbul’da bir tanıtım konseri olacak mı?
Tek arzumuz “Mozaik”in dinleyiciye ulaşabilmesidir. Albüm satışlarının dibe vurduğu bir dönemde kendimizi kabul ettirebilir ve albüm satın alma alışkanlığını yeniden hatırlatabilirsek ne mutlu bize.

Kaynak: Birgun.net