Başkanlık hayalini kısa vadede hayata geçiremeyecek olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Genelkurmay ve istihbarat teşkilatı dahil olmak üzere tüm sisteme hâkim olmak için çeşitli adımlar atmaya hazırlanırken; ABD’nin etkili gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) ‘manidar’ bir analiz yayımladı. Gazete, “1960 yılından bu yana dört sivil hükümeti deviren Türk ordusu, uzun bir süre orduyu kendisine karşı tehlike oluşturan bir rakip gibi gören Erdoğan’ın yanında, yeniden önemli bir aktör olarak ortaya çıkıyor” dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), son dönemde “Erdoğan’a darbe hazırlığı” iddialarıyla gündeme gelmişti. TSK iddiayı ‘paralel yapının yıpratma çabası’ diyerek reddetmiş, Erdoğan ise “Türk Silahlı Kuvvetleri en güzel cevabı vermiş. İlave söze gerek yok” demişti.

Darbe zihniyetinden nikâh şahitliğine

Sık sık kullandığı ‘darbe zihniyetiyle hesaplaşma’ söylemiyle iç politikada oy devşirme hedefinde olan Erdoğan, ‘Başkomutan’ sıfatını özellikle kullanmaya başlamıştı. TSK’nin doğrudan Başbakana bağlı olmasını açıktan eleştirmeye başlayan Erdoğan, kısa vadede gerçekleşmesi zor görünen başkanlığı fiili de olsa hayata geçirmek ve gücü tek elde toplamak adına yeni Anayasa paketinde plan değişikliğine gitmişti. Buna göre dört-beş maddelik mini paketle yapılacak değişikle Genelkurmay Başkanlığı’nın doğrudan Cumhurbaşkanına bağlanması planlanıyor. Benzer şekilde yine Başbakana bağlı olan ve Ahmet Davutoğlu’na yakın olduğu konuşulan MİT’in de Cumhurbaşkanına bağlı hale getirilmesi hedefleniyor.

Yetki krizi yaşadığı Davutoğlu’nun görevi bırakmasıyla sonuçlanan süreç için düğmeye basan Erdoğan hemen ardından da karargâhta dizayn için harekete geçmişti. Harp Akademileri Komutanlığını ziyaret ederek subaylara hitaben bir konuşma yapan Erdoğan’ın ‘tek ordu, tek komutan’ vurgusu dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı, ‘mesai arkadaşım’ dediği subaylara şöyle hitap etmişti; “Anayasamızın 117’nci maddesi, ‘Başkomutanlık TBMM’nin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur’ diyor. Yine aynı maddenin devamında da, ‘Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanı namına yerine getirir’ ifadesi yer alıyor. Buna göre, burada bulunan tüm subaylarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin tüm mensupları, Başkomutan sıfatıyla benim yakın mesai arkadaşlarımdır.”

Son olarak Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın nikâhında damat Selçuk Bayraktar’ın şahitliğini yapması da büyük yankı uyandırmıştı. TSK tarihinde bir ilk teşkil eden bu durum sosyal medyada da büyük tepki çekerken, Akar için istifa çağrısı yapılmıştı. Dün açıklama yapan askeri kaynaklar ise “Hulusi Akar, ‘Başkomutan’ın nikâh şahitliği davetini kabul ederek insani bir görevi yerine getirdi” diyerek durumu savunmuştu.

Karargâh ise, “Genelkurmay Başkanı ve komuta heyeti, saat 15:00’te, İstanbul’da düzenlenen nikah törenine, devlet protokolü çerçevesinde katılmışlardır” dedi.

Merkezi oyuncu

Cemaat ile birlikte başlatılan Ergenekon sürecinde karşı tarafı ‘saf dışı’ bırakan Erdoğan’ın TSK’nin desteğini almak için başlattığı dizayn süreci konuşulurken, WSJ’nin analizinde ise ‘ordunun gücünü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi rakiplerini gözden düşürmesiyle canlandırdığı’ belirtildi. Ulusal güvenlik muhabiri ve geçici İstanbul büro şefi Dion Nissenbaum imzalı analizde, “Türk ordusunun nüfuzu yeniden artıyor” denildi.

Analizde, “Erdoğan’ın siyasi muhalifleri gözden düşürme adımlarıyla - kendi seçtiği başbakanı iktidar çekişmesi sonucu bu ay zorla görevden aldı - Türkiye’nin generallerinin de Erdoğan’ın küresel etkisini yayma girişimleri için daha büyük bir rol üstlenmelerinin de önü açıldı” denildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’ye girme hevesine de değinilen yazıda, şu ifadelere yer verildi; “Türk generaller Erdoğan’ı Suriye’ye ordularını gönderme niyetinin karşında duruyor, Kürt isyancılara karşı tartışmalı bir askeri operasyon yürütüyor ve Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nı şüpheli gören Batılı müttefikleriyle olan ilişkisini koruyor. Siyasetten uzak durarak, ulusal güvenlik kararlarında merkezi bir oyuncu olarak yeniden ortaya çıktılar.”

Darbe iddialarına da değinen WSJ, ordunun etkisini yeniden inşa etmesiyle bu endişelerin doğduğunu aktardı. Ergenekon’da verilen kararların bozulduğunu hatırlatan gazete, şu yoruma yer verdi; “Yeni kuşak Türk askeri yetkilileri yeniden inşaya doğru ilerlerken, Türkiye’nin IŞİD’le mücadelede yakın çalıştığı ABD ve NATO’yla da güçlü bağlar oluşturdu. (...) ABD ordusu ve diplomatlar, Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı ordunun etkisini artırdığı için övüyor.”

Kaynak: Birgun.net