HÜSEYİN ŞİMŞEK / [email protected]

Türkiye ile girdiği ‘göçmen pazarlığının’ hatırına AKP’nin Suriye sınırı için ısrarla istediği tampon bölgeye yeşil ışık yakan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ‘dönüşü’nü CHP ve HDP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcıları BirGün’e değerlendirdi. CHP’li Öztürk Yılmaz da HDP’li Hişyar Özsoy da güvenli bölgenin kurulacağına ihtimal vermiyor. Öztürk, Merkel’in çağrının bir şey ifade etmediği, bölgede asıl gücün ABD ve Rusya olduğunu söylerken, Özsoy ise, “Türkiye, mülteci krizini çözmek için değil, Kürtleri Cerablus-Azez hattından uzak tutmak için politika üretiyor. AB ülkeleri ise mülteciler konusunda paniklemiş durumda” dedi.

AB ülkelerinin Türkiye-Halep sınırında bombardımanların sona erdirilmesi ve sivil halka yardımların genişletilmesi çağrısının ardından Merkel, “Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması konusunda fikir birliğine vardık” açıklaması yapmıştı.

CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz:

Avrupa için öncelik mültecilerden kurtulmak

Mültecilerin Avrupa’ya akışını engelleme konusunda dillendirilmiş ancak resmi olarak alınmamış bir karar birliği olduğunu görüyoruz. Avrupa Konseyi'nin toplantı ve karar sonuçlarında da mültecilere çok geniş yer verildi. Avrupa Birliği, mülteciler ile ilgili etkin tedbirler alınamazsa Avrupa’nın güvenliğinin ve Schengen sisteminin zayıflayacağı üzerinde görüş birliğine sahip. Avrupa için öncelik, Suriye'deki savaşın nasıl sona ereceği ve çözüme ulaşacağından çok, mültecilerden nasıl kurtuluruz noktasında.

Avrupa devletleri, mülteci konusu kendilerini rahatsız ettikten sonra Suriye'deki savaşa önem vermeye başladı. Türkiye ile mülteciler konusunda varılan mutabakatı bir an önce uygulamaya çalışıyorlar. AB'nin, Türkiye'nin alacağı riskleri önemsemeyip kendi açısından olaya yaklaşmasını doğru bulmuyoruz. Sonuç olarak Türkiye de AB ile müzakere eden bir ülke. Bu yüzden Türkiye'yi de kendi hassasiyetleri ile aynı kefeye koymalarını beklerdik ama bunu yapmıyorlar. Burada bir çifte standart olduğunu söyleyebiliriz.

Almanya'nın mülteciler konusunu kaynağında, yani Suriye topraklarında halletmeyi planladığını görüyoruz ancak diğer Avrupa ülkelerinin aynı kararda olmadığını görebiliyoruz. Mültecilerin Türkiye'ye güvenlik sorunu ve maddi külfet getirdiğini biliyoruz. Suriye'de siyasi çözüm bulunamazsa mülteci sayısı daha da artacaktır. Uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge fikrine Amerika da olumlu bir yaklaşım sergilemedi ve sergilememekte de direniyor. Türkiye ise maalesef Suriye'deki iç savaşın, Suriye halkından sonra en fazla bedelini ödeyen ülke oldu. Bu da bizim Suriye politikasındaki öngörüsüzlüğümüz nedeniyle oldu. Ben güvenli bölge fikrinin Merkel'in zirve sonu açıklamalarına rağmen kurulabileceğine imkân vermiyorum. Oradaki asıl aktörler Amerika ve Rusya'dır.

HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy:

Amaç, Kürtleri Cerablus-Azez hattından uzak tutmak

Türkiye, Suriye politikasında yaptığı hatalar yüzünden mülteciler konusunda ciddi baskı altında. Mülteciler konusu ise yalnızca koz olarak kullanılıyor, istenilen kararlar bu yolla çıkartılmaya çalışılıyor. Yabancı karşıtlığı da son zamanlarda Avrupa’da ciddi oranda yükselişe geçti. Türkiye’nin yabancı kartına Avrupa devletleri arasından Almanya'nın yakın bir konumda yer aldığını görüyoruz. Güvenli bölge konusunda çağrıda bulunan ismin Merkel olmasını da bu şekilde yorumlayabiliriz. Ortada küresel bir savaş durumu söz konusu. AB'nin bu savaşın nasıl sonlanacağına dair çözüm üretmesi gerekiyor. Güvenli bölgenin kurulabileceğine ihtimal vermiyorum. Zemin olarak böyle bir durum mümkün değil.

Türkiye, mülteci krizini çözmek için değil, Kürtleri Cerablus-Azez hattından uzak tutmak için politika üretiyor. Bunun adı tamamen Kürt düşmanlığıdır. AB ülkeleri ise mülteciler konusunda paniklemiş durumda. Türkiye’nin Kürt karşıtlığı üzerinden söz konusu bölgede bir nevi tampon bölge oluşturma gayretine zaman zaman karşı çıkmakta zorlanıyorlar. Türkiye, kafasına göre karar alacak güçte bir devlet değil. Orada bir güvenli bölge kurulacak olursa korunmasını BM mi yapacak, NATO mu yapacak, daha bu bile belli değil. Türkiye'nin Avrupa devletlerine karşı mülteciler üzerinden açık bir tehdit ve şantaj politikası var ve giderek dozajı da artıyor.

Kaynak: Birgun.net