Eski MHP milletvekili Meral Akşener, kurultayda MHP genel başkan olması halinde Başbakan olabileceğini söyledi. Akşener, “MHP potansiyeli gereği Başbakanlığı alacaktır. MHP bu değişikliği yaptığı taktirde ben Başbakan olurum” dedi.

Meral Akşener, CNN Türk televizyonunda Hakan Çelik’in konuğu oldu. MHP’de muhtemel kurultay, mahkeme kararı, başkanlık tartışması gibi konularda görüşlerini dile getiren Akşener, MHP’nin potansiyelinin yüzde 12’nin çok üzerinde olduğunu söyledi. MHP’nin milliyetçi muhafazakar kesimden de merkez soldan da oy alabileceğini söyleyen Akşener, “AKP seçmeni ile CHP seçmeni birbirine oy vermiyor. MHP her iki taraftan da oy alabiliyor.” ifadelerini kullandı.

MHP’nin önemli bir oy potansiyelinin olduğuna vurgu yapan Akşener, “MHP tek başına iktidar olabilir ama en azından başbakanlığı alacaktır. Bu inancın gereği MHP bu değişikliği yaptığı taktirde ben başbakan olurum” şeklinde konuştu.

‘Bugün seçim olsa MHP’nin baraj sorunu olur mu?’ sorusu üzerine Akşener, “MHP’de bir baraj sorunu görmüyorum. Belki görmek istemiyorumdur. Esasında MHP’nin ülkenin önemli bir potansiyeli olduğuna ama hayata, harekete geçiremediğine inanıyorum. Biz yaparız deme konusunda inanma eksikliğine işaret ediyorum. Kongremizi yapar seçilirsek çok çalışacağız, paradigma değişikliği yapacağız.” dedi.

Başkanlık tartışmalarına ilişkin görüşlerini de dile getiren Akşener, başkanlık sisteminin Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden tartışıldığına dikkat çekti. Türkiye’nin parlamenter sistemi benimsediğini hatırlatan Akşener, şöyle konuştu:

“Ülkeler kurulduğu zaman yol seçer. Türkiye parlamenter sistemi tercih itmiştir. Senato vardı eskiden. Uygulaya uygulaya, öğrene öğrene giderler. Başkanlık sisteminin en iyi hali ile başarılı olduğu ABD’dir. O da kurulduğu zaman kabul etmiştir. Parlamenter sistemin eksikleri vardır ama müthiş bir bilgi birikimi var. Eksiğimizin odaklanmamız yerine yeninden bir rejime geçiş demek en az 15 yılı bu tartışmalarla geçirmek olur. Bütün hukuk sisteminin A’dan Z’ye değişmesi demektir. Başkanlık için referandum olsa oyum hayır olur.”

MHP Genel Merkezi’ne olağanüstü kongre için 548 imza teslim ettiklerini ve bir süre bekledikten sonra il başkanı arkadaşlarının mahkemeye başvurduğunu ifade eden Akşener, kongreyle ilgili mahkemenin en geç bir ay içinde karar vermesini beklediğini söyledi. Geçmişte Saadet Partisi’nde benzeri bir sürecin yaşandığına işaret eden Akşener, bu süreçten partinin kurumsal yapısının zarar görmemesi gerektiğini aktardı.

Akşener, Saadet Partisi'ndeki başvuruyla ilgili mahkemenin, delegenin iradesi yönünde karar verdiğini hatırlattı. seçmeninden oy alabilecek bir partidir. Bu arkadaşlar ülkeyi yönetir algısını oluşturduğunuzda her iki taraftan oy alır." diye konuştu.

Akşener, MHP’de baraj altında kalma riski görmediğine işaret ederek, “MHP’nin Türkiye’yi yönetecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum” dedi. Türkiye’de adalet ve ciddiyet problemi olduğunu ifade eden Akşener, “ Ekonomik alanda hukukun işlemesi, terör mücadelesinde hukukun zedelenmesi, fırsat eksiklikleri açısında ciddi bir problemdir” diye konuştu.

CHP’li Selin Sayek Böke’ye yönelik ithamları da değerlendiren Akşener, “Ülkemizde ve dünyanın her yerinde biz hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, insan haklarına saygı duyuyorsak. Türkiye’de çok saygısız bir dil hakim. Ciddiyeti kaş çatmak olarak görüyorlar. Esasen ciddiyet, disiplinli çalışmaktır, saygı diline sahip olmaktır. Bu çerçevede kimseye sen kimsin diye sorma hakkı yoktur. Ama siz insan olarak da ‘ben şuyum’ dediğin zamanda da insanların buna saygı göstermesi lazım. Sayın Sayek örneğinde çok ayıpladığım, kınadığım bir davranış biçiminin ne kadar olağan, sıradan kabul edildiğini gördük.” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de adalet ve ciddiyet problemi olduğunu söyleyen Akşener “ Adalet probleminden baktığınız zaman Türkiye’nin her yanına yansıyan, hukukun üstünlüğü probleminden bahsediyorum. Ekonomik alanda hukukun işlememesi bir problemdir. Hukuka olan inancın zedelenmesi çok önemli bir problemdir. Terör mücadelesinde hukukun zedelenmiş olması çok önemli bir problemdir... Türkiye’de şöyle bir şey yapılıyor. Öncelikle sorunlar üzerinden hadiselere bakılıyor... Biz sonuç odaklı, yani biz ne istiyoruz. Olumlu sonuç odaklı bir bakış açısı. Nitekim ben delegelerimizle olan irtibat içinde de bu anlayış içinde paradigma değişikliğine gittim." dedi.

Kaynak: Birgun.net