İkinci eğitim öğretim dönemi başladı. Gerek sınav dönemleri, gerekse karne dönemleri çocuklar üzerindeki psikolojik yükün ciddi şekilde arttığı dönemlerdir. Birçok çocuk için bu yükü taşımak oldukça zordur. Özellikle çeşitli ruhsal sıkıntılar yaşayan ve çevreleri tarafından yaşadığı bu sıkıntı fark edilmeyen çocuklar daha büyük risk altında. TEOG gibi çocukların hayatlarının geleceği için oldukça belirleyici sınavların ergenlik dönemi gibi çok hassas bir döneme denk gelmesi de yine bir çok çocuğun çok fazla zorlanmasına ve bunun sonucunda da birçok ruhsal sıkıntının baş göstermesine neden olmaktadır. Özellikle sınav ve karne dönemlerinde çocukların daha fazla intihar girişiminde bulunmaları ve hatta bu girişimlerin ölümle sonuçlanması tesadüf değildir. Bu tür sınavlara hazırlık aşaması oldukça uzun ve zorlayıcıdır. Bu süreçte bu çocuklar yaşlarına ait ihtiyaçların çoğunu karşılayamamakta ve neredeyse bütün varoluşlarını bu sınavın sonucuna bağlamaktadırlar. Aileden, okuldan, toplumdan da böyle hissetmeleri için gereken her türlü psikolojik baskıya maruz kalmaktadırlar. Birçok çocuk bu uzun süreli baskı sonucunda depresyona girmekte ve sonuçta da yetersizlik, değersizlik, umutsuzluk duyguları ile intihar girişiminde bulunmaktadırlar. Bunun ise önlemi mümkün:

1Ailelerin öncelikle çocuklarının istek ve ihtiyaçlarını iyi analiz etmeleri, sınava iyi hazırlamak uğruna çocukların gerçek ihtiyaçlarını ihmal etmediklerinden emin olmaları gerekir.

2 Birçok çocuk kendi kapasitesinin üzerinde başarı elde etmeye zorlanmaktadır. Bu çocuklar kendilerine verilen emeğin ve kendilerine bağlanan umudun karşılığını verememiş olma kaygısını daha fazla yaşamakta ve yetersizlik, değersizlik duygularını daha yoğun yaşamaktadırlar. Bu nedenle anne babaların çocuklarının kapasitelerini çok iyi bilmeleri ve çocukları boş yere zorlamamaları gerekir.

3 Diğer yandan birçok çocuk da başarılı olma potansiyeline sahiptir. Ancak üzerlerinde hissettikleri baskı ve başaramama endişesi yoğun olursa “en iyi” dışında hiçbir sonucu değerli bulmayarak, böyle bir sonuç aldıklarında –ya da böyle bir sonuç alma ihtimalini düşündüklerinde- yine derin depresif duygular yaşayabilmekte ve sonuçta yine kendilerine zarar verme ihtimali doğmaktadır.

4Çocuklar sınavlara hazırlanırken günün iyi planlanması ve mutlaka ders harici sosyal aktivitelere de yer verilmesi gerekir. Bu çocukların ergenlik dönemi içinde oldukları düşünüldüğünde onların en önemli ihtiyacının sosyalleşmek olduğu ve arkadaşlarıyla bir arada geçirecekleri eğlenceli zamanların onların ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri olacağı unutulmamalıdır.

5Çocukların ders haricinde mutlaka kendilerini iyi hissedecekleri bir aktiviteye dahil olmaları gerekir. Her çocuğun mutlaka bir spor ve/veya sanat aktivitesine ilgisi vardır. Erken yaşlardan itibaren ilgi alanlarını keşfedip düzenli olarak bu aktivitelere devam etmeleri sağlanmalıdır. Çünkü yine okul harici sosyal aktiviteleri olan çocukların bu tip zorlu dönemleri daha kolay atlattıkları, hayatlarında başka iyi ve değerli hissedecekleri bir çevreleri olduğu için daha güvende hissettikleri bilinmektedir. Böylece çok zorlandıklarında bu aktivite ile yaşamdan yeniden keyif alarak sıkıntılarla daha kolay baş etmektedirler.

6Tüm bu sınavların yaşadığımız ülkenin okul müfredat sistemi ile ilgili olduğu, bu sınavlardan alınacak sonuçların çoğu zaman çocuğun gerçek kapasitesini ve başarısını göstermeyeceği, çocukların çok daha iyi eğitim ortamlarında çok daha başarılı olabilecekleri unutulmamalıdır. Diğer yandan başarıyı sadece bu sınavların sonuçlarına bağlamak da yine çocukların özel, farklı ve tamamen kendilerine ait özelliklerini hiçe saymak demek olacaktır. Bu sınav sistemi içinde istenilen “puanı” elde edemeyen bir çocuğun da en az bu puanı elde eden çocuk kadar “başarılı” olabileceği unutulmamalıdır.

7 Son olarak tüm çocukların öncelikle ailelerinin koşulsuz sevgisine, güvenine, desteğine ihtiyaç duyduğunu hatırlamalıyız. Birçok ailede sınav dönemleri anne-baba çocuk ilişkisinin bozulduğunu, sınav bittikten sonra bazen uzun yıllar sürecek iletişim sıkıntılarının oluştuğunu ve bu sıkıntıların sınavda elde edilen sonuçtan çok daha önemli sorunlara yol açtığını gözlemliyoruz. Bu sebeple her anne babanın öncelikle çocuklarıyla iyi ve sağlıklı bir iletişim kuruyor olduklarından emin olmaları gerekir.

Kaynak: Birgun.net