MUSTAFA K. ERDEMOL

AB Hukuku uzmanı Dr. Serçin Kutucu, vize serbetisini ve 72 kriterin Türkiye için getireceklerini değerlendirdi. Dr. Kutucu’nun 2014 yılında Seçkin yayımcılıktan çıkan “Avrupa Birliği’nde Kişilerin Serbest Dolaşımı: Ortak Sınır Denetimi ve Vize Politikası” başlıklı kitabı bulunuyor.

>> AB Komisyonu 4 Mayıs’da Vize Serbestisi 3. Değerlendirme Raporunu yayımladı. Siz bu rapor için ne diyorsunuz?
Komisyon Türkiye’nin 72 kriterin 7’sini tamamlayamadığını açıkladı. Rapora göre bunlardan örgütlü suçlar, terör ve yolsuzlukla mücadele, kolluk güçleri arasında işbirliği, vatandaş ve azınlık haklarının korunması ve azınlıklara saygıya ilişkin kriterlerde bir ilerleme yok. Diğer üç yükümlülük olan adli işbirliği, kişisel verilerin korunması ve geri kabul anlaşmasının etkin uygulanmasında kısmı; bir ilerleme sağlanmış durumda. Seyahat belgelerinin güvenliği ise tamamlanmak üzere. Türkiye’nin Avrupa standartlarında bir terör tanımı getirmesi isteniyor. Terörle mücadelede “orantılılık” ilkesini uygulaması, ifade ve basın özgürlüğünü koruması, Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması imzalanması diğer önemli yükümlülükler. 7 Nisan’da yürürlüğe giren “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” AB standartlarıyla uyumsuz bulunmuş. AB, Türkiye’nin bu 72 kritere uyum ve uygulamasında etkinlik ve süreklilik arıyor. Yani yol haritasında belirlenen düzenlemelerin yasalaştırılması yeterli değil.



Hayır değil. Türkiye bu süreç içinde idare hukuku, yabancılar hukuku, ceza hukuku, medeni hukuk, göç hukuku, iş hukuku, hak ve özgürlükler alanında pek çok yeni yasa çıkardı. Pek çok uluslararası anlaşmayı onayladı ve yürürlüğe soktu. Kişi hak ve özgürlüklerinin Avrupa standartlarına taşınma çabası elbette çok olumludur. Ancak bu kadar kısa sürede ve bu kadar geniş bir yelpazede çıkarılan düzenlemelerin takibi konunun uzmanları için bile kolay değil. Yasalaştırılmaları yetmez. Hayata geçirilmeleri de gerekir. Örneğin, AB sınır ve göç denetiminde yeni birim ve mekanizmalar kurulmasını öngörüyor. Bu kurum ve mekanizmaları kuracak ve işletecek donanımlı kadroların yetiştirilmesi gerekir. Şu anda bu yükümlülükleri hayata geçirmesi beklenen kamu çalışanları, adliye ve kolluk önemli bir meydan okuma ile karşı karşıya.

>> Peki Komisyon’un vizenin kaldırılması yönündeki tavsiye kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Komisyon’dan beklenen bir tavır olarak görüyorum. AB Komisyonu, AB’nin menfaatlerini temsil eden kurumdur ve bir diplomasi ustasıdır. Halihazırda Türkiye ile yürütülen görüşmeler var. Bu sürecin ortasında köprüleri yakmak istemeyecektir. Muhatabıyla AB’nin menfaatlerinin olabildiğince en iyi şekilde korunduğu bir neticeyi sonuna kadar müzakere edecektir.

>> Sizce mülteci krizi bu kararda etkili oldu mu?
Elbette. Zaten yürütülen tüm bu yoğun görüşmelerde yaşanan mülteci krizinin etkisi var. Avrupa tüm dikkatini kendisine yönelen göç akınını Türkiye sınırlarında durdurmak üzerine çevirmiş durumda. Ancak Komisyon’un kararının “recommendation” yani tavsiye olduğunu vurgulamak gerekir. Tavsiyeler hukuken bağlayıcı değildir. Yani üye devletlerin bu karara uyma yükümlülüğü yok.

>> Vize serbestisi kısa vadede tümüyle mümkün mü?
Türkiye’ye uygulanan vizenin kaldırılması tüm üye devletlerin onay vermesiyle mümkün. AB kriterlerin uygulanmaması halinde vize serbestisini askıya alacağını açıkladı. Komisyon ilgili düzenlemelerde askıya almayı kolaylaştıracak hukuki değişiklikler üzerinde çalışıyor. Bu değişikliklerin ve Türkiye’nin üye devletlerde ne kadar güven uyandıracağına bakmak lazım.
Elbette Almanya’nın işin arkasında durması önemli. Ama bu kadar yasa ve yükümlülüğün bu kadar kısa süre içinde hayata geçirilmesindeki zorluk göz önüne alındığında top yekün bir vize serbestisi ihtimali zor görünüyor.

Kaynak: Birgun.net