NURAN GÜLENÇ / [email protected]

Bir kez daha kıdem tazminatının fona devri, esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması ve kiralık işçi bürolarının yasalaşmasıyla ilgili mevzuat değişikliği, 1 Kasım seçimlerinin ardından kurulan 64. hükümetin eylem planının öncelikli gündemi olarak önümüze geldi.

7 Haziran seçimlerinden sonra, AKP hükümeti oynadığı kumarın sonuçlarını fazlasıyla aldı. Yarattığı kaos, şiddet ve savaş ortamından elini güçlendirerek çıktı. ‘Bu verimli ortam’ iştah kabartmış olmalı ki, AKP hükümetlerinin uzun süredir dillendirdiği ama hayata geçiremediği hedefler tekrar gündeme geldi.

Ölümün olduğu yerde neyden söz etsek boş. Hele çocukların, kadınların, masum insanların öldürüldüğü yerde. Yaşam hakkını savunmak en kutsal görevimiz. Ama, kurt puslu havayı sever! Kardeşi kardeşe kırdıran bir savaşın gölgesinde, 14 yıllık AKP iktidarının kurulan 64. Hükümeti en üst perdeden savaş çığırtkanlığı yaparken; sermeye için kuralsız, esnek ve kıdemden arındırılmış bir çalışma ortamını yaratmak için kolları tekrar sıvamış durumda. Bunlardan ilki geçtiğimiz günlerde Meclis’ten geçti.

2014 yılından bu yana “Kadın istihdam paketi”, “Ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması” gibi değişik adlarla anılan, özünde kadınların kazanılmış haklarını elinden alan, yarı zamanlı çalışmayı ve kiralık işçiliği gündeme getiren düzenleme, “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” adlı torba yasanın içinde 29 Ocak 2016 tarihinde Meclis’ten geçirildi. Doğum yapan kadınlar yarı zamanlı çalışacak, çalışmadığı diğer yarı zaman için gerekli işçi de kiralık işçi bürolarından karşılanacak. Süt izni de artık tarihe karışacak.

Yasa Meclis’ten geçti, önümüzdeki günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak hayata geçirilecek; sendikalardan, kadın örgütlerinden ciddi bir muhalefet ise gelmedi. Bir karşı duruş gelmediği gibi, AKP hükümeti diğer hayallerini gerçekleştirmek için en uygun dönenim bu dönem olduğuna bir kez daha inandı. Şimdi sıra kıdem tazminatı, kiralık işçi ve esneklikte.

AKP hükümetleri, sermayenin peşine düştüğü ‘kıdem tazminatı hakkının bir şekilde yok edilmesi’ talebinin en yılmaz savunucusu oldu. Pek çok kez gündeme getirilen yasa değişiklileri, sendikaların muhalefeti nedeniyle çıkarılamadı. Hal böyle olunca, sendikaların belini bükmek öncelikli gündem haline geldi.

Hak-İş başından bugüne AKP politikalarının işçi sınıfı içindeki sözcüsü olma görevini yerine getirdi. Türk-İş’in teslim alınmasında direnç noktası olan sendikalar da bir bir düşürüldü. Böylece Türk-İş cephesi de iyice ıslah edilmiş oldu. Havada, hükümetle yapılmış gizli bir mutabakat kokusu var.

DİSK ve KESK de geçtiğimiz günlerde kadın üzerinden Meclis’ten geçen, esnek çalışma ve kiralık işçi bürolarının ön provası olan yasanın çıkarılması sırasında sergiledikleri performansla, bir adım sonrasının ipucunu hükümete vermiş oldu.

Hükümet, bu hafta, kiralık işçi büroları ve esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılmasını sağlayacak olan yasa tasarısını Meclis’e getireceğini duyurmuştu. Tasarı Meclis’e geldi. Mart ayında da kıdem tazminatının fona devriyle ilgili yasa tasarısının Meclis’e gönderilmesi söz konusu. Hava puslu, saldırı ağır. Sendikalardan gelen sesler cılız, dağınık. Toparlanmak ve süreci durdurmak için zaman daralsa da vakit var. Aksi halde, kıdem tazminatının fona devri ve esnek çalışma biçimlerinin yasalaşması, Türkiye sendikal hareketinin en büyük yenilgisi olacak.

Kaynak: Birgun.net