SERBAY MANSUROĞLU / [email protected]
@serbaymansur

İstanbul’da Beylikdüzü Cahit Zarifoğlu Anadolu Lisesi’nde Fizik öğretmeni olarak çalışan Sultan Aktaş açığa alındı.

Fizik Öğretmeni Sultan Aktaş, “FETÖ/PDY” olarak adlandırılan operasyonlar kapsamında Cemaat ile ilişkisi iddiasıyla açığa alındı. 25 Temmuz tarihinde açığa alınan ve 2001 yılından bu yana, eğitimdeki Cemaatleşmeye karşı duruşu ile bilinen Eğitim Sen üyesi olan Sultan Aktaş’ın, Gülen Cemaati ile hiçbir ilişkisinin olmadığı çevresi tarafından da ifade ediliyor. Öğretmen Sultan Aktaş’ın açığa alınmasına neden olan durum 2010 yılında satın aldığı bir konut için, Bank Asya’ya kredi taksiti ödemesi yapması.

Konut satan Yeşil İnşaat Yapı Düzenleme ve Pazarlama Şirketi, 2010 yılında Bank Asya ile çalıştığı için, tahsil edeceği taksitler karşılığında düzenlediği senetleri Bank Asya’ya vermiş ve Aktaş ailesi de bu senetler için o yıllarda Bank Asya’ya ödeme yapmak durumunda kalmış. 17/25 Aralık sonrası Yeşil İnşaat, Bank Asya ile ilişkisine son vererek bir başka özel banka ile çalışmaya başlıyor. Aktaş ailesi de kalan taksitlerini yeni bankaya yatırmaya devam ediyor. Ancak Bank Asya ile kurulan ilişki şimdi Sultan Aktaş için Cemaat mensubiyeti suçlamasına ve açığa alınmasına tek gerekçe oldu.

O öğretmenden tepki

Öğretmen Aktaş, kendisinin Cemaat ile ilişkilendirilmesinin akıl almaz bir durum olduğunu, bu güne kadar Cemaat'e hiçbir yakınlık duymadığını ifade etti.

Eğitim Sen: Muhalif avına dönüşmemeli

Eğitim Sen İstanbul 7 Nolu Şube Hukuk Sekreteri Zeynel Özgün, 15 yıllık üyeleri olduğunu belirttiği Sultan Aktaş’ın yanında olduklarını kaydetti. Öğretmen Aktaş’ın Cemaat ile tek ilişkisinin Bank Asya üzerinden kurulduğuna dikkat çeken Zeynel Özgün şu ifadeleri kullanıyor: “Darbe girişimine evrensel hukuk çerçevesi içinde soruşturma yapılması ayrı bir şey, ilgili ilgisiz kişilerin ‘darbeci’ veya ‘darbe destekçisi’ yaftasıyla zanlı olarak ilan edilmesi ayrı bir şeydir. Eğer devlet bürokrasisi içindeki Cemaat ve darbe destekçileri aranacaksa onları, daha önce yapılmış olan sözde mülakatlarla seçip oralara yerleştirenlerden işe başlanmalı. Böyle dayanaksız işlemlerle kamu emekçilerinin günah keçisi haline getirilmesi kabul edilir bir şey değil. Hele de yıllardan beri Eğitim Sen üyesi olan, Cemaatle hiçbir bağı bulunmayan kişilerin daha önceden yapıldığı anlaşılan bir fişlemeyle zanlı olarak gösterilmesi en temel insan haklarına aykırı bir durumdur. Yürütülen darbe soruşturmaları bir çeşit ‘muhalif avına’ dönüşmemeli.”

Kaynak: Birgun.net