MUSTAFA K.ERDEMOL- [email protected]

Mitroviça kenti Kosova’daki Sırp- Arnavut bölünmüşlüğünün sembolü sayılır. Batının “oldubitti”ye getirerek bağımsızlığını tanıdığı Kosova’da Sırplar ile Arnavutlar arasındaki gerilim en çok bu kent kendisini gösteriyor çünkü.

Kosova’da sorun şu; emperyal bir proje olan Kosova’nın bağımsızlığından sonra bölgede yaşayan Sırplar Arnavutların hakimiyetini bir türlü kabul etmiyorlar. Çünkü bölgede nüfusu 60 bini geçen, neredeyse tamamı milliyetçi olan Sırplar Kosova’nın bir Sırp toprağı olduğunu, 1389’da Osmanlı İmparatorluğu’nun burayı kendilerinden kopardığını savunuyorlar. Bu nedenle de tarihi olarak kendilerinin saydıkları Kosova’nın Sırbistan’la birleşmesini istiyorlar. Kosova’nın Sırbistan’a açılan iki gümrük kapısını aylarca ellerinde tutmalarının bu açıdan sembolik bir anlamı var.

Kuzeyde bağımsızlık
NATO’nun “Sırp şiddeti”ni gerekçe yaparak 1999’da askeri müdahalede bulunması etnik çatışmayı daha güçlendirdi. Sırplar kesinlikle bir arada yaşamak istemedikleri Arnavutlardan tamamen kopmak için Kosova’nın kuzeyinde bağımsızlık ilan etme hazırlığı içindeler. Rusya’nın Kosova’nın emperyal bir tezgahla ilan ettiği bağımsızlığını tanımaması da bu çabalarında cesaretlendirici bir etki yaratıyor Sırplar üzerinde. Eğer Kuzey Kosova adıyla ilan edilirse bu Sırp bölgesinin başkenti Mitroviça olacak.

Arnavutların buna yanıtları ise Sırbistan’ın Preşova bölgesininde bir Arnavut Cumhuryeti kurup, bağımsızlık talep etmek olacak. Bunlardan birisinin gerçekleşmesi için atılacak bir adım tüm bölgenin ateşe atılması demek.

İşaretleri görülüyor
Milliyetçiliğin “öteki”ne olan nefreti en çok kutsalların hedef olmasıyla ortaya çıkıyor. Bu Kosova’da böyle. Her iki toplumun milliyetçileri birbirlerine ait dini yapılara saldırıyor sık sık. Arnavut milliyetçiler Kosova’da kilise yakarken, Sırbistan’daki Sırplar da Belgrad’da cami kundaklıyorlar. Yani etnik çatışma sadece Kosova sınırları içinde kalmayacak. Her iki toplum mensuplarının karşılıklı cinayetleri ise ayrı bir sorun.

Tito çözmüştü
Emperyal planların sonucu çökertilen Yugoslavya gerçek bir halklar topluluğu idi. Hırvat asıllı sosyalist Jozif Broz Tito etnik sorunları çözmüş bir liderdi. Yugoslavya’nın 1974’deki Anayasasında Yugoslavya sınırları içindeki azınlık durumunda olan Arnavutlara büyük haklar vermişti. Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra, birliği oluşturan halklar arasında etnik nefret milliyetçilik kılıfıyla yükselişe geçti.

Sırp da Arnavut da şiddet uyguladı
Kosova’da önü alınamaz bir şiddet olduğu, bunun her iki toplum milliyetçilerince gerçekleştirildiği inkar edilemez. NATO, Arnavutlara yönelik Sırp zulmünü müdahalesine gerekçe yapmıştı. Ama Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) Sırplara yönelik şiddeti de bir gerçekti.

Emperyal aktörlerin büyük rolünün bulunduğu Kosova’daki gerginliğin bir anda patlama olasılığı çok yüksek. Kosova’nın kanlı bir süreçten sonra, iki etnik topluluğun devletçiklerinin kurulduğu bir coğrafyaya dönmesi gelişmeleri izleyenler için sürpriz olmayacak.

Kaynak: Birgun.net