DERYA AYDOĞAN

Yaşanan bombalı saldırılar ve katliamlar herkesin üzerinde farklı etkiler yarattı. Bu farklı etkilerin ortak noktası ise ‘korku’ ve ‘öfke’ oldu. ‘canlı bomba korkusu’ da hayatımızı doğrudan etkiledi ve evden sokağa çıkmadık. Ben de ‘Korku, endişe ve öfke’ hakkında merak ettiklerimizi Uzman Klinik Psikolog Amber Dalmaz’a sordum.

»‘Korku’ neyi harekete geçiriyor?

Bir tehditle, bir uyaranla karşılaştığımızda ‘dikkat et’ alarmını veren bir duygudur korku. Bizim en temel ihtiyacımız da hayatta kalmak ve kendimizi güvende hissetmektir. Yani ‘ korku’ diğer her duygu gibi bizi bir ihtiyacımıza götürüyor. Korkudan ziyade aslında şimdi ‘kaygı’ duyuyoruz. kaygı belirsizlik duygusudur. Hem kendimiz için hem sevdiklerimiz için bizi önlem almaya iter. Biz de bu günlerde güvenliğimiz için bir şeyleri bir şekilde kontrol altına almaya çalışıyoruz ama neyi kontrol altına almamız gerektiğinden de emin olamıyoruz. Sonrasında da korkusunu yaşıyoruz.

» ‘Canlı bomba saldırısında ölürsem, ailem ne yapar?’ düşüncesi kol geziyor. Bu ruh halini nasıl yorumluyorsunuz?

Bu düşünce suan için anlaşılır bir ruh hali. 13 Mart’ta Ankara’da yaşanan patlamanın olduğu günün sabahında ben de o duraktan otobüse bindim. Patlama beni de çok etkiledi. O saatte ben de durakta olabilirdim ve olsaydım eşim dostum ne hissedecekti gibi duyguları ben de yaşıyorum. Önemli olan bu duyguyu kontrol altında tutabilmek. Ya bu duyguyu bastırarak bitireceğiz ya da yaşayıp bitireceğiz. Yaşayarak bitirmek sağlıklı olduğu için korku belli bir düzeye gelene kadar yaşamamız gerekiyor.

» Haberler olumsuz gelişmelerle dolu. Kendimizi bunlardan uzak mı tutmalıyız yoksa üstüne mi gitmeliyiz?

Kimi insan korkusunu uzak durarak yaşarken kimisi korkunun içine girerek yaşar. Biz duyguyla temas halinde olmanın sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. Kaçınmak, duyarsızlaşmak, izole olmak uygun değil. Temas halinde olmak, ülkede neler yaşandığını öğrenmek lazım.

» Sadece korku da değil büyük bir öfke de yaşıyoruz.

Öfke engellendiğimiz zaman ortaya çıkan bir duygu. Tercihlerimizin önüne bir set çekildiği zaman ‘Canlı bomba olabilir’ denildiği zaman birçok insan evinde kalıyor ve bu hakikaten de insanı öfkelendiriyor. Bu durumdan sorumlu birilerini arıyoruz. Siyasilerin sorumluluklarını hatırlıyoruz ve öfkeleniyoruz. Olaylar tekrar tekrar yaşanıyor, bir önlem alınmıyor ve bu durum bizi daha da öfkelendiriyor.

» Bir yandan yas tutarken bir yandan güzel bir haber geldiğinde mutlu olunca vicdan azabı duyuyoruz. Kendimizi kötü mü hissetmeliyiz?

Burada dozaj ve zamanlama çok önemli. Olayın hemen akabinde ‘neyse oluyor böyle şeyler’ deyip kanal değiştirip, ‘biz işimize bakalım’ demek duyarsızlaşmak oluyor. Hiç olmamışçasına davranmak sağlıksız. Çünkü temas etmemiz gerekiyor. Duygulara duyarsızlaşmak sağlıksızdır. Her an bu böyle değil tabii. Olayı öğrendiğimizde üzülürüz, temas halinde kalırız ama bir yerden iyi bir haber geldiğinde de ona mutlu oluruz. Kendi duygumuza duyarsız olduğumuz zaman bir başkasına da duyarsız oluruz zaten. Zamanlamayı göz önüne almak önemli.

» ‘Canlı bombaların fotoğraflarını telefonuma indirdim ve metroda herkesin yüzüne bakıyorum’ diyenler var.

Bunlar anlaşılır şeyler. Birinden şüphelendiysem ben de olsam bir sonraki durakta inerim ya da yetkili birine söyleyip, yardım isterim. Benzer duygular bunlar. Canlı bombaların fotoğrafları yayılmışsa, o fotoğraflara bakmamızda bir mahsur yok. Kendimizi korumak adına bakmalıyız. Durduk yere bunları yaşamıyoruz çünkü.

Ailelere çok iş düşüyor

» Çocukların ‘canlı bomba’ korkusu ile büyümesi İleride nasıl psikolojik sorunlara sebep olabilir?

Ailelerin bu durumu nasıl yaşadığı ve nasıl yaşattığıyla gelişecek bir durum bu aslında. Yetişkinler bir denge oluşturuyorlarsa çocuklarda yetişkinlere paralel olarak o hislerini yaşıyorlar. Korkunca ne yapılır diye, ‘annem ve babamda korkuyor ama onlar nasıl davranıyor’ diye bir bakıyor ve ona göre çocuğun repertuarı oluşuyor. Ailelere çok iş düşüyor.

» ‘Canlı bomba nedir?’ diye soran bir çocuğa ebeveynler ne söylemeliler?

Her ailenin bir bakış açısı bir yaşam tarzı ve felsefesi var o konuya ilgili. Çok ayrıntıya girmelerini istemiyoruz. Canlı bomba kendini patlatmış ya da arabada bomba varmış gibi ayrıntılara mümkünse girmeden ‘bir bomba patladı ve insanlar zarar gördüler’ denilebilir. Şunun altını çizmeliyiz, bomba patlıyor ama bunun altındaki mesaj, ‘biri yanlış bir şey yaptı ve o yüzden öldürüldü’ olmamalı.

Kaynak: Birgun.net