AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başlayan ve bakanların yanı sıra Dışişleri’nin de girişimlerine neden olan açıklamalara sert yanıt verdi. Kocijancic, Cumhuriyet’in sorusu üzerine şu açıklamayı paylaştı:

“Avrupa Birliği, Türkiye bir aday ülke ve stratejik ortak olduğu için, Türkiye’deki yargı reformu, ifade özgürlüğü ve medyanın bağımsızlığı ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmektedir. İfade ve basın özgürlüğü, eleştirileri-görüşleri ifade edebilme ve bununla ilgili bilgilendirebilme, demokratik tartışmanın vazgeçilmez parçalarıdır. Özgür, farklı ve bağımsız medya, bilgilerin ve fikirlerin akışını kolaylaştırarak, şeffalık ve hesap verilebilirliği sağlayarak, demokratik toplumun temel taşını oluşturur. İşte bu temele dayanarak, AB Delegasyonu ve üye ülkelerin diplomatları, Dündar ve Gül’ün davasında yer aldılar. AB diplomatları, düzenli olarak dünyada gözlemci olarak davalara katılır; özellikle de aday ülkelerde. Kopenhag Kriterleri ve AB müktesebatıyla uyumlu olacak şekilde, Avrupa standarlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini sağlayacağının, en üst demokratik standartları yerine getireceğinin sözünü vermiş olan Türkiye’de, bu onların olağan görevidir. AB geçmişte de, özel duruşmalarda ve özellikle de bu olayda, diğerlerinin yanı sıra gazetecileri de etkileyen uzun tutukluluk süreciyle ilgili endişelerini belirtmiştir. Türkiye ile AB arasındaki devam eden yapıcı diyaloğun bir parçası olarak, AB bu önemli konulara işaret etmeye devam etmesinin önemli olduğuna inanmaktadır.”

Kaynak: Birgun.net