UMUT ÖZTÜRK

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 2008-2015 yılları arasında yapmış olduğu saatlik ölçüm sonucunda ortaya çıkan verilerini inceleyen Hamzaoğlu, elde ettiği verilerden Dilovası’nın havasının, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınır değerine oranla, olması gerekenden 4.1 kat daha kirli olduğunu söyledi.

Sizi hava kirliliği konusunda çalışmaya iten ne oldu?

Marmara Bölgesi'nde bulunan 11 il içinde hava kirliliğinin öncelikli sorun olduğu başka bir il bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, Bakanlığın Kocaeli'ni Marmara Bölgesi 'şampiyonu' ilan ettiğini düşünüyorum. İlimizde, özellikle tarım arazilerine ve yol altlarına gizlice bırakılmış tehlikeli sanayi atıkları haberleri neredeyse olağanlaştı. Sapanca Gölü'nün kirliliğine rağmen, içme suyumuzun bir bölümünü oradan karşılanması, Dil Deresi, Körfez'in son yıllarda özel limanlar kurularak yapılandırılmasıyla birlikte ortaya çıkan hali vb. durumlar su kirliliğini hepimiz tarafından bilinen örnekleri. Hem bakanlığın 'şampiyonluğumuzu' ilan etmesi hem de sağlık üzerine bilinen doğrudan etkileri nedeniyle, hava kirliliği konusuna yöneldim.

Hava kirliliği insan sağlığını nasıl etkiliyor?

Son yirmi, otuz yıldır yapılan araştırmalarla, bu kirlilik bileşenlerinden birisi olan havadaki tozların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ortaya çıkartılmıştır. Örneğin, çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalarda hava tozu düzeyinin yüksekliğinden kaynaklanan kirliliğin bebeklerin ölümlerine, zamanından önce doğumlara ve doğan bebeklerin olması gereken kilolarından daha düşük kilolarda doğmalarına neden olduğu saptanmıştır.

Kanser oluşturma riski nedir?

Günümüzde eldeki bilgiler, hava kirliliğinin akciğer kanserinin nedeni olduğunu ve mesane kanseri riskini arttırdığını açıkça ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, Ekim 2013 tarihinde, hava kirliliğinin akciğer kanserine neden olduğunu da duyurdu. Söz konusu duyuru dünya tarihinde bir ilki oluşturmuştur.

Peki, İzmit ve Dilovası'nda kanser riski nedir?

Verilere göre, Dilovası'nda yaşayanlarda hava kirliliği olmayan bir kentte yaşayanlara göre akciğer kanseri gelişme riskinin, 2011'de 6.4, 2013'te 8.7, 2014 yılında 7.3 kat ve 2015 yılında da 7.4 kat daha fazla olduğu görülüyor. Aynı şekilde, İzmit'te yaşayanlarda hava kirliliği olmayan bir kentte yaşayanlara göre, akciğer kanseri gelişme riskinin, 2011'de 3.9, 2013'te 5.1, 2014 ve 2015 yıllarında da 4.6 kat daha fazla olduğu bulunmuştur.

Son olarak, hava kirliliğinin önlenmesi için neler yapılabilir?

Öncelikle şunu söylemekte fayda var, zararlı atıkları üreterek ve yayarak hava kirliliğine neden olanlar ve bunlara engel olmayanlar yaşam hakkını ve sağlık hakkını ihlal etmektedirler. Hava kirliliğinin aktif olarak kaynağından önlenmesi gerekmektedir. Sanayiden kaynaklanan doğa ve sağlık tahribatı sorununu kökünden çözmek de mümkündür. Bunun için öncelikle ham maddelerin ve enerji kaynaklarının doğaya ve insana daha az zararlı olanlarla değiştirilmesi, teknolojinin modernize edilip atık hacmi düşük üretim süreçlerinin devreye sokulması ve bunlara karşın ortaya çıkan atıkların zararsız hale getirilmesi gerekir. Bu önlemlerin hayata geçirilebilmesi için hukuksal düzenlemelerin uygulanması, yetersiz olanların doğa ve toplum yararına yeniden düzenlemesi gerekiyor. Bunun için de hem yasamaya hem de kamu otoritesine sorumluluklar düşüyor.

Kaynak: Birgun.net