HABER MERKEZİ

Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği Başkanı ve Beypiliç Genel Müdürü Sait Koca’nın, “GDO’lu ürünlere alışmalıyız” çıkışı 45 günde yetiştirilen tavukları tekrar gündeme taşıdı.
BirGün’e konuşan Çiftçi Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu, ilk yanıtı verdi ve hayvancılıkta yaşanan tartışmalarla ilgili uyarılarda bulundu.
Çiftçi Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu, 45 günde kapalı alanlarda yetiştirilen tavukların sağlık için ciddi risk olduğunu söyledi. Antibiyotikli tavuk imalatının tüketenler açısından kanser sebebi olduğuna dair ciddi kuşkular olduğunu belirten Aysu, “Endüstriyel tavuk üretiminin sözcülerinden birinin ‘GDO’ya alışmalıyız’ sözü tartışmayı tekrar alevlendirdi” dedi.

Meraların terk edilmesi başlangıç oldu
“Esas olarak değişen küresel ortamda meracılığın terk edilerek kapalı alanda üretime geçilmesiyle kırmızı etin fiyatının çok yükselmesi ile yoksul insanlar beyaz ete yöneldi” diyen Genel Başkan Aysu, “İnsanların yaşayabilmesi için proteine ihtiyacı var. Bunu karşılayabilecekleri alanlardan biri et. Ancak endüstriyel üretim neticesinde fiyat dengesinin tavuk eti lehine açılması, yoksulluğun baskılaması sonucu tavuk eti zorunlu olarak tüketilir oldu” diye konuştu.

Yanlış politika tavuğa zorladı
Genel Başkan Aysu, “Kapalı alanda hayvanlara yem vermek zorundasınız. Meralarda yapılan ve maliyeti düşük olan hayvancılık yerine kapalı alanda yemin maliyetin yüzde 70 bölümü oluşturduğu ortamda kırmızı etin fiyatının artması kaçınılmazdı. Bu fiyat artışıyla kırmızı et erişilemez oldu. Yoksulların gıda isyanına karşı beyaz et burada egemenler tarafından öne çıkarıldı” ifadelerini kullandı.



Kırmızı et için öngörümüz 15 lira
Çiftçi Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu şu ifadeleri kullandı: 4-6 ay arasında yetişmesi gereken hayvan antibiyotik ve çeşitli yöntemlerle 45 günde imal edilir oldu. Bunun adı tavuk yetiştirmek değil tavuk imalatı olarak adlandırılmalı. Bir çorap üretimi gibi. Civciv yumurtadan çıkıp kapalı alana atılıyor, yeri eşelemeden, güneşi görmeden 45 gün sonra ayakları asılıp kellesi vurulup kazana atılarak orada soyulduktan sonra el değmeden paketlenip satılıyor. Egemen anlayış bunu sağlık ve hijyen olarak pazarlıyor. Bütün dünyada tedirginlik yaratan GDO’lu yemlerle ve antibiyotiklerle yapılan imalatın insan sağlığı üzerinde ne gibi etkiler oluşturacağı bilinmesine rağmen gerçek saklanmaya çalışlıyor. Umutsuz hastalık kanserin de bu tür beslenme nedeniyle olduğuna dair ciddi kuşkular var. Gelecek nesillerin yaşamı ve sağlığı tehlikeye atılıyor.

Bu nedenle önlem olarak kırmızı ette derhal mera hayvancılığına dönülmeli. Tavukçulukta da gezen tavukların olduğu, karma yemlerin, antibiyotiklerin verilmediği bir et sistemine dönülmeli.
Mera hayvancılığına dönülürse bugün 40 lirayı bulan kırmızı etin fiyatının 15 liraya inebileceğini öngörüyoruz.

***

KOCA: GDO'ya alışmamız gerekiyor

Beypiliç Genel Müdürü ve Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR DER) Başkanı Sait Koca, GDO'ya alışılması gerektiğini söyledi. Bolu Abant’ta düzenlenen basın toplantısında konuşan Koca, “Bütün dünyada GDO gerçeği var. Buna alışmak lazım. GDO’lu üretim sürekli artıyor. GDO’lu üretim anlatılan gibi çok fazla verim almak için, dünyadaki açlığı bitirmek için falan da değil. Daha sağlıklı ürün elde etmektir. GDO’nun bir sürü artıları var. Zaman zaman sektör hakkında medyada ortaya çıkan olumsuz söylemlerin gerçeklerle alakası yok. Tüketiciler kulaktan dolma yalan yanlış bilgiler yüzünden boş yere piliç etinden soğuyor” dedi.

Kaynak: Birgun.net