CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Gündem'in nöbetçi yayın yönetmenlerinden Adli Tıp Uzmanı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) ve Evrensel yazarı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü(RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Gazeteci/Yazar Ahmet Nesin'in tutuklanmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Üç aydın tutuklandı. Biri profesör. Bir başkası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Türkiye temsilcisi. Ahmet Nesin de atıldı. Niçin, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak. Yardım ve yataklık yapanlar arıyorsan Ankara’da oturuyor bu beyler. Hepsi yataklık yaptı" diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle:

Turizmde çok kötüyüz. Turist gelmiyor. Sorunları ilgili kişilere anlattım. Bu sorunları çözmek için halktan, insanlıktan yana olmak lazım. Bu sorunu ancak CHP çözer.
Soru şu: Turist niye gelmiyor? Tarih deseniz var, deniz deseniz var, turist Türkiye'ye niye gelmiyor? Turistin Türkiye'ye gelmemesinin temel sebebi ülkenin dünyada bozulan imajı. Türkiye'de hukukun üstünlüğü yok, Türkiye'de dikta yönetimi var. Diktayla yönetilen yere biz neden gidelim? Batı'ya gidin, televizyon haberlerini izleyin... Bütün haberler Türkiye'nin aleyhine...

"Terör örgütüne yardım ve yataklık yapanları arıyorsanız Ankara’da oturuyorlar"

Gazeteciler hapse atılıyor, masum insanlar hapse atılıyor. Bütün bunların hepsi Türkiye’de yaşanan gerçekler. Hadi diyelim Rusya’yla kavga ettik. Almanya’yla, Fransa’yla, İngiltere’yle kavga etmedik. Niye gelmiyorlar? Türkiye’nin bozulan imajı nedeniyle gelmiyorlar. Üzülerek ifade edeyim, imajı düzeltmeye değil bozulmasına katkı veriyorlar. 3 aydın tutuklandı. Biri profesör. Bir başkası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Türkiye temsilcisi. Ahmet Nesin de atıldı. Niçin, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak. Yardım ve yataklık yapanlar arıyorsan Ankara’da oturuyor bu beyler. Hepsi yataklık yaptı.

Demokrasi adına, insan hakları adına elbet hesabını soracağız. Bu aydınlar ellerine bomba alıp eylem yaptılarsa tutun hapse atın... Eğer bu aydınlar valilere telefon açıp, “Bırakın bu örgütler bomba yığsınlar” dedilerse valilere, atın hapse. Siz Türkiye’nin dünyadaki imajına katkı yapıyorsunuz. Bunlar doğru değil. Öyle bir haldeyiz ki, insanlar yağmur yağmadığı zaman duaya çıkarlar.

Yağmur duasından sonra ilk kez insanlar turist duasına çıktı. Şaka değil, gerçek. Esnafın durumu çok kötü. Seni bu hale getiren kim? Esnaf kardeşim, bir sor bakayım. Seni bu hale kim getirdi? 14 yıldır iktidardalar. Eskiden turist geliyordu, sen de memnundun. Turist de memnundu. Ne oldu, bıçak gibi kesildi. Duanı et, saygım var. Sen de çocuğuna rızık bulmak zorundasın. Ama seni bu noktaya getiren siyaset anlayışına dur demen lazım. Bunu hep beraber diyeceğiz.

Bodrum’a turistler geliyor. Sanki ilk kez gelmiş gibi, turistleri dükkanlarına çekmek için kavga ediyorlar. Bulduk bulduk, bir daha arkası gelmeyecek. Türkiye bu manzaralarla ilk kez karşı karşıya geliyor. Bu dış politikanın faturasını şimdi turizmci çekiyor.

Bu yanlış dış politikadan doğrudan AKP sorumlu. Onların bir elleri yağda, bir elleri balda. Gemiler onlarda, han hamam onlarda. Esnaf kardeşim, sen nasıl siftah yapacaksın? Sana söz veriyorum söz. CHP dışında sana inanan yok. Ben sana inanıyorum.

“İsrail’le barışacağız.” Bunlar değil miydi atıp tutanlar, kızınca “İsrail dölü” diyenler bunlar değil miydi? 2 Ocak 2016... Dönemin başbakanı “İsrail’e muhtacız” diyor. 78 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Ne oldu da Türkiye İsrail’e muhtaç hale geldi. Mangalda kül bırakmıyorlardı, “Asarız keseriz” diyorlardı. Bütün aydınlara sesleniyorum. Şu andaki hükümet Türkiye’nin çıkarlarını korumaktan uzak bir hükümettir. En zayıf dönemindedir. Turizmcinin derdi var, esnafın da derdi var.

Çiftçinin yok mu? Bu hükümet sabah, öğle, akşam reform paketi açıklıyor. Vatandaş ne elde ediyor? 6 milyon işsiz, 17 milyon fakir var. Ne oluyor reform paketleriyle... Komik... Bütün çiftçi kardeşlerim beni dikkatle dinlesinler. 13 Haziran 2016. Hükümet sözcüsü “Türkiye yurt dışında verimli tarım arazisi kiralayacak” diyor. Sayın Canikli bunu söyledi. Çiftçiler, Allah aşkına siz bütün tarlalarınızı ektiniz mi? Ekilecek yer kalmadı, Türkiye’nin ihtiyacı var, başka devletlerden toprak kiralayacağız... Allah akıl fikir versin. Bunların reform dediği bu. Sen bu ülkede son 14 yılda iki Trakya büyüklüğünde alanın ekilmediğini bilmiyor musun? Çiftçi “Neden zarar edeyim?” diyor, ekmiyor.

Asıl amaç şu. Malı götürecekler, kılıf bulmak lazım. Gidecekler Afrika’dan toprak bulacak. Kaça alacaksın 10 lira... Ben sana 500 vereyim, bunu fifti fifti bölüşelim. Güneş var mı var, toprak var mı var. Bu hükümet senin çıkarlarını savunan bir hükümet değil. 14 yıldır Türkiye’yi yönetenler çiftçi çıkarlarını savunanlar değil. Çok net bir örnek vereceğim.

Sandığa giderken düşün kardeşim. Sandığa giderken vicdanına sor kardeşim. CHP dışında bizi düşünen parti yoktur. Söyle kardeşim. Çiftçi ürün ekiyor. Teşvik verilecek, nasıl alacak. Devlet bankaya yatırıyor. Banka tak diye komisyonunu kesiyor. Ne var, hiçbir şey yok. Devletten alacağını alıyorsun. Hükümetten hiçbir müdahale yok. Adam ne yapsın, lanet olsun diyor, kes kardeşim komisyonum. Banka hemen vermiyor parayı. Elektrik borcun yoksa veririm diyor. Varsa paran bloke. Sen çiftçinin haklarını mı koruyacaksın, elektrik şirketlerine mi... Bunu çiftçi kardeşlerimin unutmaması gerekir. Buğday biçildi. Toprak mahsulleri ofisi henüz fiyatını açıklamadı.

Terör azdı gidiyor. Şimdi bir havuz medyası var. Koordinatörü milyon Ali. Pardon Binali. Geçen bir gazete başlık atmış. 14 ile silah gömüldü diyor. Peki kardeşim, iktidarda kim vardı?

Valiye talimat verdin, “Sakın bunlara dokunmayın” dedi. 200 ton bomba. Şimdi suçu yığacak birini arıyorlar. Çok açık, çok net, o kitapta var. Devletin arşivlerinde de bunlardan daha fazlası var.

İlla ben başkan olacağım diyor. Vatandaş, işsizlik, terör hiç önemli değil. Kardeşim seni başkan yapmayacağız. Amerikan tipi başkanlık... Getirin. İki soru sordum. Eyalet sistemine ne diyorsun? Orada parlamentolar var. Üniter devlet var diyorlar.

Sana 3 soru soruyorum. Orada milletvekilleri istedikleri kadar konuşurlar. Bir milletvekili 24 saat konuştu. Burada 5 dakika konuşturuyorlar.

Orada yargı bağımsızlığı var. Başkan geldi Yargıtay üyeleri kalksın, alkışlasın. Çünkü bilir ki yarın karşısına o çıkabilir. Sen böyle bir sistem getirecek misin, getiremeyecek misin?

Orada başkan senatonun izni olmadan büyükelçi atayamaz. Sen 24 saatte atıyorsun.

ABD’de başkan sarayda oturur, kirasını öder. Yediği yemeğin de bedeli öder. Amerikan halkı her kuruş verginin hesabını sorar. Sen bu sistemi getirir misin? Getireceksen bir gün sarayda kalmaz, 1100 odalı sarayda. Getirecek misin Binali Bey?

2002 krizinde 6 katrilyon kredi borcu vardı. 2016’da 394 katrilyona çıkmış vatandaşın kredi kartı ve tüketici kredisi borcu... Vatandaş borç batağında.

Kaynak: Birgun.net