CHP lideri Kılıçdaroğlu, cumartesi İstanbul'da partisinin belediye başkanları ile yaptığı toplantı sonrasında gazeteciler ile sohbet etti. Kılıçdaroğlu, "Savcı ifadeye çağırırsa ne yapacaksınız" sorusunu "Gideceğim" diyerek yanıtladı.

Posta gazetesinden Hakan Çelenk sohbetin detaylarını şöyle anlattı:

Sohbetimizin büyük bölümünde konu yüksek yargıyı değiştiren tasarıydı. Tasarıyı sıkıcı teknik yargı konusu gibi geçiştirmeyin, yargının tepesini değiştirecek. Alacak verecek davasından, rejim meselesine, insanların yaşam biçiminden memurun özlük haklarına kadar hayatın her alanında onlarca yıl etkileyecek kararlar verecek yüksek hakim kadrosu topyekun değişiyor.

* CHP tasarıya nasıl bakıyor?

Kılıçdaroğlu net. CHP yasa çıktığı anda iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürecek.

* Yasaya neden karşı çıkıyor?

Kılıçdaroğlu konuya devletin saygınlığı üzerinden bakıyor ve uzun uzun evrensel hukuk ilkelerini anlatıyor. Şöyle diyor: "Meşru bir devlet, yapacaklarını meşru zeminde yapar. Yüksek yargıçlar 65 yaşına kadar görev yapmak üzere seçilmişler. Kazanılmış hak geri alınmaz. Alınsa da mahkemekararıyla göreve döner. Bu yol açılırsa birileri '50 kişinin milletvekilliğini düşürürüm' der. Yargı veMeclis yürütmenin eline düşürülüyor."

* Burada akla şu soru geliyor: "Yargı düzgün işliyor mu ki yapısını değiştirmeyelim?"

Kılıçdaroğlu bu şekilde bir düzenlemenin yargıda daha büyük sorun yaratacağını düşünüyor. Zamanında Ecevit'in BDDK üyelerini aynı yöntemle görevden almasını, üyelerin yargı kararıyla iade edilmesi örneğini anlatıyor ve hukuk fakültelerinden tasarıya tepki gelmemesine isyan ediyor:

* Ama yargıyı düzeltmek için bir şey yapılmasın mı?

AKP'ye çağrısı şu: "Gelin yargının Anayasa'daki yapısını ele alalım. Gayemiz yargı bağımsızlığı."

* Ama hükümet yasayı cemaatçi yargıçları tasfiye gerekçesiyle çıkarıyor?

"Bunlar ne istediler de vermedik' diyen kendileri" diyor ve Yargıtay'a cemaatçileri yerleştirmek için 2011'de çıkan yasaya atfen ekliyor: "O dönemde Yargıtay'a militan atanıyor' diyen benim."

AKP'nin taktiğini şöyle anlatıyor (kısaltıp özetliyorum - H.Ç.): Sürekli düşman yaratıyorlar. Bir dönem düşman orduydu bu dönem cemaat. Bunu kendi ajandasını uygulamak için kullanıyorlar. Böyle bir yasa Ergenekon ve Balyoz'daki hukuksuzluklara karşı mücadeleye de gölge düşürür. O davaların hakimlerine ilgili işlem yapılınca kim itiraz ediyor?

***

'ABD TİPİ' TARTIŞMASINI SÜRDÜRECEK ÇÜNKÜ...

Başbakan Yıldırım'ın "Kılıçdaroğlu 'Amerikan tipi başkanlığa evet' diyor. Biz de varız" demişti. Kılıçdaroğlu Yıldırım'a iki soruyla karşılık vermişti: "Türkiye'de eyalet sistemini kabul ediyor musunuz?" "ABD'de her eyaletin ayrı parlamentoları, yasaları var. Böyle olsun diyor musun?" Kılıçdaroğlu "ABD başkanlık sistemine evet" demiyor. Sadece yeni sorularım olacak diyor: "Büyükelçi atamasını ABD'deki gibi parlamento mu atayacak?, ABD'deki gibi yargıç güvencesi getirecek misiniz?" Kılıçdaroğlu, Amerikan başkanlık sistemi tartışmasının Erdoğan'ın hoşuna gelmediğini ve başbakana kızdığını düşünüyor. Anladığım o ki, konuyu AKP'nin niyetinin bakanlığı demokrasi için istemediğini kanıtlama yolunda argüman olarak kullanacak.

***

LAİKLİĞİ YENİDEN TANIMLAMAYACAK

Sağ siyaset kökenli CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu'nun hazırladığı öneriler raporu eleştirilere neden olmuştu.

Eleştirilere atfen sordum:

- CHP sağa mı kayıyor?

- "Hayır. Taşeron işçilerin, emeklilerin, orman köylüsünün sorunlarını biz gündeme getiriyoruz."

- Bekaroğlu 'Laiklik yeniden tanımlansın' diye öneriyor. Tanımlayacak mısınız?

- Anayasa'da laikliğin tanımı var zaten.

****

'PARTİ ÖRGÜTÜ SEÇİME HAZIR'

CHP'ye terör konusunda yöneltilen suçlamalara ne diyorsunuz?

"Halkımız şunu düşünsün. 14 yıldır kim iktidarda? Bu sorunun yanıtını verince doğru fikre ulaşırlar" Dokunulmazlıklar kaldırıldı.

Savcılar ifadeye çağırırsa gider misiniz?

"Gideceğim."

AKP erken seçime gider mi?

Kılıçdaroğlu bu konuda kamuoyu önünde açık bir tahminde bulunmak istemiyor ama "Parti örgütümüz her an seçim olacak gibi hazır" demeyi de ihmal etmiyor.

Kaynak: Birgun.net