CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “tek adamlık” odaklı başkanlık sistemiyle ilgili “Kan dökülmeden olmaz” sözlerinden geri adım atmadı. Türkiye’de “dikta rejimi” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bir kişi Türkiye’nin kaderiyle oynarsa, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürükleyip uygar dünyadan koparırsa, kan dökülmeden bu iş olmaz. Söylediğim bu” dedi. Kılıçdaroğlu, demokrasi için geçmişte de Türkiye’de bedeller ödendiğini belirterek “Bu ülkede Deniz Gezmiş’ler, başbakanlar asılarak bedel ödediler. Faili meçhul cinayetler bedel değil midir” görüşünü dile getirdi.

Cumhuriyet'in haberine göre, TOBB Genel Kurulu’nda önceki gün başkanlık sistemine ilişkin sözleri tartışma yaratan CHP liderinin temasları ve gündeme ilişkin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Türkiye uygar dünyadan koparsa... : (Kansız olmaz, sözlerinin anımsatılması üzerine) Gayet açık benim ifadem, başı sonu kırpılmadan okunursa söylediklerim çok açık. Demokrasi mücadelesi veren bir Türkiye Cumhuriyeti var. Türkiye’de demokrasi mücadelesi kolay verilmemiştir. Acı vardır, gözyaşı vardır, idamlar vardır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin demokraside kat ettiği mesafeyi, bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye kalkarsanız, bir kişi milletvekili listelerini yaparsa, bir kişi yargıya talimat verir ve istediği kararı çıkarırsa, bir kişi medya özgürlüğünü kısıtlarsa, bir kişi Türkiye’nin kaderiyle oynarsa, bir kişi Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürükleyip uygar dünyadan koparırsa, bu kolay olmaz, kan dökülmeden bunu yapamazsınız, kan dökülmeden bu iş olmaz! Söylediğim bu. Bu istismar ediliyorsa, yani biz bunu yapabiliriz mi demek istiyorlar. Buyursunlar yapsınlar bakalım yapsınlar, nasıl yapıyorlar?

Yok etmeniz lazım: Cumhuriyet’in kuruluşunda da aynı şey vardır, demokrasi mücadelesinde de acı, kan, gözyaşı vardır. Şimdi siz bütün kazanımları bir tarafa atacaksınız, her şeyi bir kişi belirleyecek. İstediğiniz kadar oy alın her şeyi yapamazsınız. Bunu yapmanız için, buna karşı çıkanların tamamını ezmeniz ve yok etmeniz gerekir.

DENİZLER, BAŞBAKANLAR İDAMLA BEDEL ÖDEDİ

Türkiye’de bir dikta yönetimi var ve halkın yüzde 49.5 oyunu alan meşru bir hükümetin başbakanı istifa ettiriliyorsa, bunun neresi demokrasi. Davutoğlu direnmedi, hakkını biz savunuyoruz. O makamını bırakarak bedel ödedi. Direnmedi. Demokrasinin gereğini yapmadı. Kendisine oy veren vatandaşların haklarına sahip çıkmadı. Ama onların hakkını savunmak herkesin görevi, benim de görevim. Demokrasiyi her savunanın, bedel ödediği bir dünya var. Bu ülkede Deniz Gezmiş’ler, başbakanlar asılarak bedel ödediler. Faili meçhul cinayetler bedel değil midir?

ERDOĞAN KENDİSİNİ ANLATMIŞ

Bir demokrasi mücadelesi veriyoruz, demokrasi mücadelesinin bedel ödenmeden başarı kazandığı hiçbir ülke yoktur. Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına asla teslim etmeyeceğiz. Onların geleneğinde kan dökme vardır. Ne diyordu, Gezi olaylarından sonra ‘yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyorum’ diyordu. Yani bırakırsam onların tamamını katledecekler, diyordu. Bunu anlatmak istiyordum asıl. Diktatörlük tanımı yapmış, aynı tanıma aynen katılıyorum. Ve Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Kendisini anlattığı için.

SAVCISI BİZİ KORKUTAMAZ

(Hakkında soruşturma açılmasına yanıt): Erdoğan’ın savcıları bizi korkutmaz ve yıldıramaz. Teröre yardım yataklık yaptılar, diye dilekçe verdik cesaret edip soruşturma açamadılar, bunlar Cumhuriyet’in savcısı değil, Recep Tayyip Erdoğan’ın savcısı bunlar bizi korkutmazlar. Savcıların görevi birilerine uşaklık yapmak değildir.

Kaynak: Birgun.net