SEVİL ASLAN

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, 1976’da İstanbul’da doğdu. Trakya Üniversitesi Mühendislik – Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yapı alanında yüksek lisansını, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yine yapı alanında doktorasını tamamladı. 1996 yılında Taksim’de kendi mimarlık ofisini kurdu. Üniversitede öğretim üyesi, bölüm başkan yardımcısı ve dekan yardımcısı olarak görev aldı. Çok sayıda makalesinin yanında yayınlanmış 4 kitabı vardır. Kentsel Dönüşüm, Geleceğin Şehirleri ve Biyomimikri (Doğadan Esinlenen Tasarım) uzmanlık alanlarıdır. Birleşmiş Milletler de dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda konferans, panel ve sempozyumda konuşmacı ve moderatör olarak yer aldı. CHP Fatih İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı, Fatih Belediye Meclis Üyeliği yaptı. Fatih Belediyesi İmar Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Komisyonlarında görev aldı. CHP İstanbul İl Merkezi’nde ‘Gençlik Yeniden Yapılanma Toplantıları’ düzenledi. Engelliler için ‘Turuncu Bayrak’ önerisinin sahibidir. Ekolojik Kadın Köyü Projesi’nin mimarıdır; Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Platformu ve Umut (Sokak) Çocukları Derneği yönetim kurullarında görev aldı. Hayatta Kal Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Demokratik Dayanışma Derneği eski Genel Başkanı’dır. TMMOB Mimarlar Odası Genel Kurul Delegesi’dir. Genç Akademisyenler Hareketi Kurucusu ve Başkanı’dır. 2014 Yılı “En İyi Mimar” ödülünü almıştır.

Genç yaşına karşın önemli başarılara imza atan Gülay Yedekçi ile kentsel dönüşümü ve kentlinin sorunlarını konuştuk.

Kentsel dönüşüm neden bu kadar rant- para kazanmak odaklı işliyor?
Kentsel dönüşümün bu kadar rant- para kazanmak odaklı olmasının sebebi, idareci ve yöneticilerin kentsel dönüşümü sadece bir yapıyı yıkıp yenisini yapmak olarak düşünmelerinden kaynaklanıyor.
Yapılara ve orada yaşayan insanların hayatlarına değer kazandırmak, daha işlevsel ve sürdürülebilir hale getirmek gibi bir kaygıları olmamasındandır. Sadece daha çok para kazanmak için bu işleri yapan müteahhitlere yasa ve idareciler de engel olmuyor.

Ne yapmalıyız?
Kentlerimizin plansız önermeler sonucu yaşamakta olduğu kimliksizlik, bellek yoksunluğu ve kültürel yoksullaşma karşısında, sorunlara başka bir bakış açısıyla yaklaşmayı ve çözümlerini kentin aktörleri ile birlikte bulmak önemli.
Bu nedenle; kent yaşamına ve geleceğine dair oldukça sınırlı olan düşüncelerin çoğalmasını sağlayacak, kentlilerin, uzmanların, yerel yöneticilerin, kamu idarecilerinin, demokratik kitle örgütlerinin bir araya gelerek çözüm önerilerini kolektif bir süreç içerisinde tartışacağı, yaşadığımız kentsel hayatın ve mekânlarının sorgulanacağı bir anlayışla çalıştaylar yapılmalıdır. Bu konularda üniversitelerdeki ilgili disiplinlerin ve meslek odalarının görüşleri alınmalıdır. Kente ait alanların ticarete kurban gitmemesi için eğer bir dönüşüm yapılacaksa, burada uygulanacak her bir projenin katılımcı olması gerektiği açıktır. Meslek odalarının ve orada yaşayan halkın görüşlerinin alınması, projenin şeffaf bir şekilde topluma sunulması, toplum tarafından tartışılır hale gelmesi için bilimsel çalışmalar yapılmalıdır.

Bu süreç sonunda yoksullar gerçekten artık kentte kalamayacak mı?

Yoksulun şehirlerde barınma ve beslenme sorunları her geçen gün gelen zamlarla biraz daha artıyor. İş bulmak zor, iş bulsa aldığı parayla kira ve gıda giderlerinin çok yüksek olduğu İstanbul gibi şehirlerde geçinebilmesi çok zor. Halkımızın karşı karşıya kaldığı yoksullukla beraber psikolojik, sosyolojik aile dramları ortaya çıkıyor. Bu sorunlar ancak doğru kent planlamalarıyla, bilimsel ve yerinde ekonomik devrimlerle ve sosyal devlet anlayışıyla çözülebilir.
İstanbul’da ve tüm Türkiye’de uygulayıcı ve idarecilerin geri dönüşü olmayan zararlar vermeleri ihtimaline karşı, kamu vicdanını zedeleyebilecek uygulamalara engel olabilmek için kent kimliğini ve kültür değerlerimizi zedelemeye hatta yok etmeye dönük çalışmaların önüne geçmek için mücadelemiz sürecek.

Mega projeler ne ifade ediyor?
Mega projeler zenginin daha da zengin olacağı anlamına gelebilir. Eğer ilgililer bahsedilen bu mega projeleri birkaç müteahhitin daha zengin olması üzerine kurgulamaya devam ederlerse yoksul halk daha da yoksullaşacak, bazı yoksullar da bu zenginlerin hizmetkarlığında varlıklarını sürdürebildikleri için kendinden olan diğer yoksulları bile bu burjuvazi patronlarıyla beraber ezmeye devam edeceklerdir. Çözüm mega projelerin kamunun ve halkın yararına olan getirisinin tabana da yayılabildiği sürdürülebilir katkı ve değerlere sahip ortak akılla yapılan projeler olmasıdır.

***

KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentsel dönüşüm konusunda çokça konuşulmuş ancak doğru yapılması yönünde bütüncül bir öneri geliştirilmemiş olduğundan hareketle, mevcutta kent ve bina ölçeğinde yaşadığımız sorunları tekrar yaşamamak için geçmişten öğrenerek geleceği planlamak inancı ile ESKD (Erişilebilir-Sürdürülebilir Kentsel Dönüşüm) modelini geliştirdik. Bu model özünde tüm paydaşlardan yani; alanda yaşayan halk, belediye, müteahit, ilgili disiplinlerin sivil toplum kuruluşları ve bakanlıktan oluşan beş ayaklı bir modeldir. ESKD modeli yani erişilebilir ve sürdürülebilir kentsel dönüşüm modeli yıkılıp yeniden yapılan kent parçalarının engelliler için uygun olması için tükenmeyen enerji kaynaklarını kullanması gerekliliğini anlatıyoruz.

Önerilen bu yöntemle ‘erişilebilir ve sürdürülebilir kentsel dönüşüm’ uygulamalarında; dönüşüm yapılacak alanlarda yaşayanların mülkiyet haklarının korunduğu, yerinde dönüşümün yapılmaması gereken; kültürel ve doğal değerlerin korunması gerekli yerlerde ise yaşayanların imar haklarının yeni gelişen konut alanlarının yer aldığı bir başka bölgeye transfer edildiği yöntemlerin uygulanması ile dönüşümün gerçekleştiği, ekonomik ve sosyal dengenin sağlandığı projelerin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.

Kaynak: Birgun.net