1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle İstanbul’da iki miting yapıldı. 4 Eylül günü Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’nda Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği tarafından bir miting düzenlendi. Ağırlıklı olarak emek ve meslek örgütlerinin organize ettiği mitinge çeşitli siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri katıldı.

Aynı gün Kartal Meydanı’nda da birçok sendikacı, akademisyen, sanatçı, gazeteci ve yazarların çağrısını yaptığı “Gericiliğe, emperyalizme ve darbecilere boyun eğmeyeceğiz” başlıklı bir miting yapıldı. Aslında barışı, laikliği, aydınlanmayı, anti-emperyalizmi ve darbe karşıtlığını savunan bu güçlerin ortak bir miting düzenlemesi gerekirdi…

Bu saptamayı yaptıktan sonra Kartal mitingine ilişkin izlenimlerimi kısaca aktarmak isterim. Kartal miting meydanı, büyük ölçüde dolmuştu. Miting alanı dışındaki çevreden de çeşitli halk kesimleri etkinliği izliyordu. Gençlerin ağırlıkta olduğu mitingde orta yaş üzeri insanlar da bulunuyordu, kimi katılımcılar çocuklarını da getirmişlerdi.

Miting, Nihat Behram’ın seslendirdiği “Dövüşe dövüşe yürünecek” şiiriyle başladı. Sık sık “Boyun eğme, AKP’den hesap sor”, “Bu memleket bizim, yobaza, faşiste bırakmayacağız”, “Örgütlü bir halkı hiçbir güç yenemez”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi” gibi sloganlar atıldı.

Komünist Parti Merkez Komite üyesi Kemal Okuyan, ilk konuşmayı yaptı. Kemal Okuyan, Che Guevara tişörtüyle sahneye çıkarak Meclis Başkanı İsmail Kahraman'a yanıt verdi. Okuyan, "Onlar Abdülhamid'i, Vahdeddin'i göğsüne taksın, biz göğsümüze Mustafa Kemal'i takalım. Onlar Said-i Nursi'yi taşısın göğsünde, biz Mustafa Suphi'yi taşıyalım. Onlar Adnan Menderes'i bayrak yapsınlar, biz Nâzım Hikmet'i yapalım. Onlar Süleyman Demirel'in peşinden yürüsünler, biz Deniz Gezmişlerin peşinden yürüyelim” diye konuştu.

Bu arada mitinge destek veren sendikaların isimleri okundu. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Türk-İş muhalefetinden Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, Konut İşçileri Sendikası Genel Başkanı Alican Kayhan ve Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Mustafa Karadağ mitingin çağrıcısı olarak yer almışlardı.

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü de, konuşmasında “Her şey yeni başlıyor. Daha fazla mücadele etmeye ihtiyacımız var. Gücümüzün farkında olalım ve asla boyun eğmeyelim” diyerek kitleyi coşturdu.

Diğer bir konuşmacı da Deniz Gezmiş’lerin avukatı Halit Çelenk’in kızı Serpil Çelenk Güvenç’ti. Serpil Güvenç, “AKP faşizmine karşı buradayız. Emeğin bayrağını yükseltmek, anti-emperyalizmi, laikliği savunmak için buradayız. Hem askeri hem de sivil darbelere karşıyız. Soma’da ölen madencileri, Tekel işçilerini unutmadık. Emeğin iktidarını kurmak için bir aradayız” diye konuştu.

Gazeteci-yazar Enver Aysever de, “Diz çöken sanatçıları gördük, onları unutmayın. Gezi’yi de asla unutmayın, unutturmayın. Yeniden bir Gezi yaratmaya mecburuz. Bu arada yetmez-evetçileri de unutmayın, onları affetmiyorum. Onlar çocuklarımızın geleceğini çaldılar” dedikten sonra, Gezi eylemleri sırasında öldürülen 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın anne ve babasını sahneye çağırdı.

Sami ve Gülsüm Elvan, sahnede yerini alınca mitinge katılanlar hep bir ağızdan “Berkin Elvan ölümsüzdür”, “Berkin’in hesabı sorulacak” sloganlarını attılar. Sami Elvan da, “Benim sizlerden oluşan kocaman bir ailem var. Onur duyuyorum. Sadece tetiği çeken polis değil, emri veren en yukarıdaki kişi de yargılanacak” dedi. Kitle de, “Berkin’e sözümüz, devrim olacak” diye yanıt verdi.

Miting Nejat Yavaşoğulları ve Akın Eldes’in konseriyle son buldu. İzlenimlerimizi mitingde en çok kullanılan sloganla bitirelim: “Bu memleket bizim; yobaza, faşiste bırakmayacağız”…

Kaynak: Birgun.net