BARIŞ AKPOLAT [email protected]

Hayko Cepkin’i sahnede ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum. Klavyeye vurarak çalan, yerinde duramayan bir adamdı. İlk albümü daha çıkmamış, bense üniversiteye bile gitmiyordum. Geçenlerde tamamı Moğollar, İbrahim Tatlıses, Sabahat Akkiraz, Cem Karaca, Selda Bağcan gibi isimlerin cover şarkılarına yer verdiği ‘Beni Büyüten Şarkılar Vol:1’ albümü sayesinde karşı karşıya oturduk. 10 yıl sonra neler yapacağını bile konuştuk.

>> Bu albümü yapmayı ne kadar zamandır düşünüyordun?
İlk albümü yaptığım zamandan beri düşünüyordum.

>> Albüme girecek şarkılara da o zaman mı karar verdin?
Evet, 11 yıldır sevdiğim şarkıları not alıyorum. İleride böyle bir proje yapma fikrim olduğundan dinledikçe ‘çok önemli’ dediğim her şarkıyı not almıştım. 2005’teki ilk röportajlarımda da bu projeden bahsetmiştim. “Cover kültürünün kendini hemen sevdirmeye çalıştığı bir durum olduğundan bu projeyi şu an yapmayı tercih etmiyorum” diyordum hep.

>> 2005’ten beri liste yaptıysan bu uzun bir liste olmalı. Kaç şarkıyı eledin?
Kesinlikle, albüm için 30-35 şarkı üzerinde çalıştım. Eski şarkıların birbirine benzeyen düzenleme sistemleri var. Aynı profilde 5-6 şarkıyı bu albüme koysaydım birbirinin tekrarlardılar. Mümkün mertebe 9 şarkının da farklı düzenlemeleriyle dönemlere hitap etmesine çabaladım. Kulağıma da onlar oturdu. Bunların demosunu 10 günde bitirdim. Hepsini çok uzun zaman düşündüğüm için kafamda hazırdı güm güm diye kaydettim. Bir tek düşüncemin dışındaki aranje Sabahat Akkiraz’ın ‘Ben- Neydi Günahım’ oldu. Daha farklı bir şey düşünsem de endüstriyel bir şey çıktı ortaya.

>> Şarkıları dinlerken şunu farkettim. Politik anlamda mesajı olan ‘Yuh Yuh!’ da var İbrahim Tatlıses de. Bu konularda da bir elemeye gittin mi?
Tamamen farkına varılmadan seçilmiş şarkılar bunlar. Güzel tarafı da o oldu. Organik gelişti yani. “4 tane siyasi niteliği olan 3 tane olmayan bir slow 2 sert 1 eğlenceli” diyerek seçmedim şarkıları. Neyi kaydedip “Evet, bu şarkı oturdu” dediysem onu albüme aldım.

>> Organikten öte planlı gibi de duruyor. Ama şarkıların farklı yorumlarına da ulaşmış özüne de bir yandan sadık kalmışsın.
Özünü mahvetmeden, aranjeleri değiştirdim. Vokal olarak hepsi ağır şan parçası. Hem söylemesi zor hem de melodileri yıkılıyor. Bugüne kadar yapılan pek çok cover şarkı o oktav aralığındaki şarkıcılar tarafından söylenmediği için hep tepelerden biraz şişirmece. Ben oraları da sesim yettiği için söyleyebildim. Ama altyapılar değişti.

>> Moğollar’ın ‘Issızlığın Ortasında’sında şarkıda olmayan çok yüksek bir çığlık atıyorsun mesela… O bölüm uyandırıyor insanı…
Cahit abinin (Berkay), bana kayıttan önce “Oradaki ‘Hey can!’ bölümünü sakın unutma, senin sesine çok uygun” demişti. Orada gerçekten çok güçlü bir çığlık var.

>> ‘Beni Büyüten Şarkılar’ı düşünüp 35 şarkıyı yorumladın. Çocuk Hayko’yu düşünelim şimdi. ‘Issızlığın Ortasında’yı kaydettin ve Cahit Berkay’la da aynı sahneye çıkıyorsun artık. Bu nasıl bir his?
Anadolu Rock kökeninden çıkan herkes Cem Karaca, Erkin Koray, Moğollar olmak istedi, Geleceğin Barış’ı geleceğin Cem Karaca’sı olmak istediler. Demek ki neymiş öyle olmuyormuş. Bense yıllarca çalıştım, kendimi geliştirdim ve onların yıllarca isteyip başaramadığı şeyin tam ortasına oturdum. Bütün o müziğin temelinde yer alıyorum şimdi. O efsane isimlerle sahneye çıkıyorum, albümlerinde yer alıyorum ve hatta kendi şarkılarımı Moğollar’la çalıyorum. Benim şarkım ‘Ölüyorum’a Cahit Abi tanbur çalıyor yahu. Çocukluğumun, emeğimin ve sevgimin bir sonucu bu. O kaç yılık bağ kopmadı. Cahit Abilerin de dediği gibi azmimin sonucudur bu. Neticede ben zamanında onun tablosunu çalmış bir gencim.

>> Nasıl bir hikâye bu yahu?
Altın Portakal Film Festivali’nde Moğollar onur konuğuydu, Cahit Abi ve Moğollar, Yeşilçam müzikleri sebebiyle ödül alacaklardı. Ben de sahneyi kuranlardan biriyim. Sahnede dekor olarak geçmiş isimlerin çerçeveli posterleri vardı. Arkadaşım Hikmet, Cüneyt Arkın’ı ben ise Cahit Berkay’ın çerçevesini çalıp uçakla eve getirmiştim. Hâlâ evde duruyor.

>> 10 yaşındaki Hayko ve şimdiki Hayko karşılaşsa ne olur?
Şimdiki Hayko, 10 yaşımdaki Hayko’yu döverdi kesin. Çok uyuz bir çocuktum çünkü.

>> Ha şu anda değilsin çünkü..
O zaman çok daha uyuzdum ama. Şimdi belki kademe olarak bir tık törpülenmişimdir ama moruk hakikaten iğrenç bir çocuktum.

>> Peki işte o çocuk şimdi o hastası olduğu şarkıları söyleyen adamı görse ne olur?
Hani o dönemlerde yerli müzik dinlemekten utanılırdı, hep yabancı müzik dinlenirdi ya. İşte o çocuk şimdiki hali görse “Hani ne oldu o 20 yaşındaki haline? Özüne geri dönüyorsun değil mi dümbelek” derdi. Dalga geçerdi.

>> Bu şarkıları dinlediğinde hatırında neler canlanıyor?
Mesela ‘Ben İnsan Değil Miyim’... Bir takım İbrahim Tatlıses şarkıları var ki ilah gibi; Sabuha, Yalnızım Dostlarım… Bunlar mesela dayımın gurbet sevdasıyla dinlediği şarkılar. Ferdi Tayfur, Tatlıses, Orhan Gencebay... 30’larında Fransa’ya göç etmek durumunda kalmış, buradan kutu kutu kasedin gönderildiği dayım aklıma geliyor.
Zeki Müren’in de bende öyle bir yeri vardır. Kendisini plaktan çok dinlerdim. Televizyondan da çok izlemiş ve hayran kalmıştım. O ciddi ama karikatürize halinden çok etkilendim. Kendime karikatürize bir imaj yaratmam da bununla bağlantılı olabilir. Temeli o dönem atılmıştır. Piyanoyu döverek çalmasından çok etkilendiğim Timur Selçuk da çok önemli, klavyecilik yıllarımdaki halimde o yüzden çok hareketliydim sanırım. İzzet Altınmeşe’yi de Neşet Ertaş’ı da çalıştım ama bu albümde başka bir 9’lu şarkıya yer verdim. İleride devamını getirebileceğimi hissettiğim için Vol:1 dedim bu albüme.

>> Planların neler? Hemen Vol:2’yi çıkarmak mı?
Belki bir single yayınlarım arada. Albüm olarak kendi şarkılarımı yapmam artık. Mundar oluyor şarkılar. Artık klibi olan şarkılar yürüyor. Klipsiz ama çok sevdiğin şarkılar kaybolup gidiyor. Bir besteyi yapmak 5 dakikamı almıyor. Yıllarca düşünüyorum bir şey üstünde. Düşünsene 10 şarkı yapmışsın 2’sine klip çektin, diğer 8’i kayboldu gitti.

>> Artık albüm yapmayı bırakıyorum diyebiliyor musun? Bitti mi gerçekten?
Artık proje yürür. 2-3 şarkılık işler yaparım. Kafamda 3 şarkılık proje ve 3 kliplik bütçe ayarlanabilirse o kadarlık şarkı yayınlarım.

>> Çocukluğa geri dönüyorum... Ailende çocukken neler dinlenirdi? Fransa’daki dayından buraya gelen bir şarkı kültürü var mı?
Fransa’dan bir şey gelmemiş ama dedem akordeon çaldığından 6/8’lik ve 3/4’lük ritm kültürünü çok severim. Onlar dedemden kaldı bana. Büyük halamızın ud çalmasından ötürü Türk Sanat Musikisi, Babaannemin Yozgat’lı olmasından türkü formu ve benim sonradan metalci olmam filan ortaya bu malzemeyi çıkartmış. Sonra ben Klasik batı Müziği öğreneceğim deyip opera eğitimi aldım. Klavye çaldığım için elektronik müziğe merak saldım. Eskiden hiç şan yapmaz 4 sesli Batı müziği yapardım. Ne zaman ki kendi bestelerimin üstüne vokal yapmaya başladım o zaman bir makam ve usuller ortaya çıkmaya başladı. Timur Selçuk’tan Türk Müziği eğitimi de aldıktan sonra bu usuller daha belirginleşti. İyi ki sadece bir türe eğilmemişim. Bu karmaşadan hoşlanıyorum. Karmaşa iyidir.

>> Bu albümdeki şarkıları konserlerde çalıyordun zaten değil mi?
Evet, 4 şarkıyı çalıyordum. Zaten artık bu sisteme doğru yöneldim. Bu bence daha doğru konserlerde şarkıları çalarak seyircinin tepkisiyle albüme şekil veriyorum. Bir şarkı için kafamda klip varken konser tepkileriyle birlikte bu fikirden vazgeçiyorum mesela. Bir de şarkıları benim söylememle ilgili bir kabullenme var sanırım. Başkası söylese pek beğenilmeyecek şarkılar var bu albümde.

>> Bir de hayatında daha önce bu şarkıları hiç dinlememiş ve şarkıları senin bu albümünle tanıyan bir kitle de var.
Cover kültürü budur zaten. Albümde 10 şarkı varken ilk olarak cover bir single’la çıkma stratejisinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Ya da sabun köpüğü gibi geçici bir şey olarak görüyorum. Kendini kendi bestenle anlatamadığın sürece istediğin kadar cover’a yaslan. Albüme tek cover koymaktansa cover’dan oluşan bir albüm fikrini hep daha çok beğendim. Kurban’ın Sert albümünü çok severim. Yeni nesil o şarkıları artık o düzenlemelerle tanıyor.

***

Albümün adı andropoz olsun mu?

>> Hep böyle planlı programlı mısındır?
10 yıl sonrayı planlayan bir herifim. 2005’te röportajda söylediğim şeyin arkasında durup 11 yıl sonra bu albümü çıkarttım. Şu anda 10 yıllık plan yaptım.

>> Nedir? Hemen alayım o planı?
Şimdi araya ya bir single ya da bu albümün Vol:2’si gelecek. 2. albümün başarısına göre 3 gelebilir ya da gelmez ama sonra bir single daha gelecek. Bu süreçte ben andropoza girip çok sert bir albüm yapacağım. Böyle Özgür’le (Özkan / gitar) dişleri takıp “Bitmedim ulan ben” diye bağırıp çalacağız.

>> Biz de o dönem gelince andropoza girmiş olur çoluk çocuğa hava atarız. Albümün adı da andropoz olsun bari.
Kesin öyle olur. Gruptan birileri o zamana kadar ölmemiş olursa tüm posayı o albümde atıp sakin sakin devam ederiz. 10 yıllık sistem bu. Andropoz albümü gelecek.

>> Bak bunun kaydı var. 2026’da hatırlatırım bu röportajı.
Anlaştık.

Kaynak: Birgun.net