NURCAN GÖKDEMİR

Laiklik karşıtı açıklamalarına yönelen yoğun tepkilere karşın TBMM yerleşkesinin ismini "cami çevresindeki yerleşim" anlamına gelen "külliye" ile değiştiren, "temsili demokrasi" yi özetleyen "egemenlik kayıtsız şartın ulusundur" ifadesini kullanmaktan kaçınan TBMM Başkanı Ismail Kahraman, geri adım atmıyor.

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır'ın, yapılacak yeni Anayasa'nın "dindar" olması gerektiği açıklamalarına iliskin sorularını Kahraman adına TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın yanıtladı. Aydın, Kahraman'ın İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği'nin konferansında dile getirdiği görüşlerinin "şahsi" olduğunu belirtti.

"Yok edici bir araç"

Kahraman'ın, 1937'de Anayasa'ya kelime olarak eklenen laikliğin tanımının yapılması gerektiğini vurguladığını belirten Aydın, şunları kaydetti:

"Laikliğin siyasi hayatımızda ve yargısal uygulamalarda bireysel ve toplumsal hak ve özgürlükleri sınırlarını, yok edici bir araç olarak kullanıldığını ve ciddi mağduriyetlere yol açtığını belirterek, laiklik kavramının tanımının yapılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmiştir."

Aydın, Kahraman'ın laikliğin her türlü din ve inanç mensuplarının ibadetlerini özgürce yerine getirmelerini, dini kanaatlerini acıklayıp bu doğrultuda hayatlarını düzenlemelerini güvence altına alan alan özgürlük ve toplumsal bir barış ilkesi olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Yeni tarif AKP'nin tarifi

TBMM Başkanvekili Aydın, Kahraman'ın laiklikten, hiçbir ayrım yapmaksızın din ve vicdan özgürlüğünün Anayasa'nın "lafzı ve ruhu" ile güvence altına alınmasını temenni ettiğini aktardı.

Ancak Aydın, AKP'nin çeşitli kademelerinin dile getirdiği laiklik karşıtı açıklamaları anımsatan Kahraman'ın şu ifadesini aktararak yanıtını tamamladı:

"Laikliğin farklı inanç gruplarına sağladığı hürriyetlerin mevzuatta yer bulması, devlet ve milleti karşı karşıya getirmeyen bir laikliğin tarifi ve tatbikatının yeni Anayasa'da olması gerektiğini belirtmiştir."

Kaynak: Birgun.net