ERSOY YAŞAR / [email protected] /@ersysr

Teknoloji ve servis tedarikçisi Bosch, otonom sürüş teknolojilerini Almanya ve ABD'den sonra Japonya'da test ediyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel’e göre, trafiğin soldan akması ve karmaşık trafik koşulları nedeniyle Japonya, geliştirme konusunda markaya değerli katkılar sağlıyor. Dünyada 2500 mühendisle sürücü destek sistemleri ve otonom sürüşü geliştirmeye odaklanan marka Japonya’da da halka açık yollarda otonom araçlarla testlere başladı. Test sürüşleri, Tochigi ve Kanagawa eyaletlerinde yer alan Tohoku ve Tomei şehirlerinin etrafındaki ekspres yollarda ve ayrıca Bosch'un Shiobara ve Memanbetsu'daki iki deneme alanında gerçekleştiriliyor.

Japonya'daki yeni ekip, 2011’den bugüne otonom sürüş konusunda çalışmalar yürüten Almanya ve ABD'deki meslektaşlarından aldıkları bulgulardan faydalanıyor. 2013’te Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayan testlerde, halka açık yollarda 10 bin kilometrenin üzerinde test sürüşü tamamlandı. Bosch'un iş ortağı TomTom da testlerde yüksek doğruluğa sahip harita verileri sağlıyor. Bir bilgisayar, yoldaki diğer kullanıcıların davranışını analiz ve tahmin etmek üzere tüm bu bilgileri kullanıyor ve buna dayanarak otonom araçların sürüş stratejisi hakkında kararlar alıyor.

Yasal çerçeve şart

Otonom sürüşün sadece prototiplerde değil, üretim araçlarında da gerçeğe dönüşebilmesi için, buna ilişkin yasal koşulların oluşturulması gerekiyor. Bu konu ABD, Japonya ve Almanya'da siyasi gündem içerisinde yer alıyor. Viyana Karayolları Sözleşmesi'nde, Almanya'nın da onayladığı değişikliklerin yakın olduğuna dair işaretler var. 23 Nisan 2016’da sözleşmedeki tadiller yürürlüğe girecek. Ardından, üye ülkelerin bu tadilleri ulusal kanunlarına aktarması gerekecek. Bu değişikliğe göre sürücü istediği zaman engel olabildiği veya devre dışı bırakabildiği sürece otonom sürüşe izin verilebilecek. Araç tescili kanunu kapsamında, UNECE'nin (BM Avrupa Ekonomik Komisyonu) gayri resmi bir çalışma grubu da direksiyona sadece saatte 10 km hız limitine kadar otomatik müdahaleye izin veren R.79 sayılı Yönetmeliği incelemeye başladı. Otonom sürüş işlevlerinin onaylanması da bir başka zorluk. Mevcut yöntemler kullanıldığında, bir otoyol pilot sisteminin üretime başlamadan önce milyonlarca kilometrelik testi tamamlaması gerekiyor.

Dr. Dirk Hoheisel’in “kritik durumlarda, doğru destek hayat kurtarabilir açıklaması” önemli. Bosch da otonom sürüşü, teknoloji geliştirmenin yanı sıra karayolu trafiğini daha güvenli bir hale getirmek olarak tanımlıyor. BM’nin raporlarına göre her yıl dünya genelinde trafik kazalarında 1.25 milyon kişi öldüğü tahmin ediliyor ve bu kazaların yüzde 90'ı insan hatasından kaynaklanıyor. Bosch kaza raporu, yalnızca Almanya'da üçte bir oranında olmak üzere, otomasyonun artırılmasının kaza oranlarını çok düşük seviyelere çekebileceği tahmininde bulunuyor. Otonom sürüş, karayolu trafiğini daha güvenli bir hale getirmenin yanı sıra etkinleştiriyor. ABD'de gerçekleştirilen çalışmalar, otobanlarda kestirimci sürüş stratejilerinin uygulanmasının, yüzde 39 oranında bir yakıt tasarrufu da sağladığı sonucuna vardı.

Otonom park ve sürüş

Bosch, uzun süredir otonom park etme üzerinde de çalışıyor. Hatta otomatik park asistanı üretimde. Akıllı telefon ile uzaktan kontrol edilen sistem, otomobillerin park yerlerinde bağımsız olarak manevra yapmasını sağlıyor. Aktif park yönetimi ise sürücülerin park alanı bulmasını kolaylaştırıyor. Yol yüzeyine monte edilen sensörler, alanın dolu olup olmadığını gösteriyor. Daha sonra bu bilgileri, örneğin internet üzerinden erişilebilen gerçek zamanlı bir haritaya aktarıyorlar. Böylece sürücüler uygun park alanı seçerek oraya yöneliyor. Daimler ile kurulan işbirliği içerisinde otomobilin otomatik olarak boş bir park yerine gitmesi ve komut aldığında, sürücüyü bıraktığı yere geri dönmesi de var. Bu amaçla, park alanı doluluk sensörleri, kameralar ve iletişim teknolojisi başta olmak üzere otopark yapıları için gerekli altyapılar da geliştiriliyor.

Kaynak: Birgun.net